Expect перевод на турецкий
27,071 параллельный перевод
- Well, you don't expect me to... support your kid forever, do you?
Sonsuza kadar senin çocuğuna bakmamı beklemiyorsun herhâlde.
You... ooh... just expect me to do all this bullshit that I never agreed to do.
Kabul etmesem bile bütün bu saçmalıkları yapmamı bekliyorsun.
I didn't expect to lure it out.
Ben onu cezbetmeyi beklemiyordum.
We don't expect him to get too far.
Biz ona çok uzak olsun beklemeyin.
You told me that, after the operation, I might expect some... soreness, some difficulty breathing.
Bana ameliyattan sonra biraz ağrı olabileceğini ve nefes almakta zorlanabileceğimi söylemiştiniz.
Last place anyone would expect a landing.
Demir atılacak en son yer.
Nor did I expect to.
Öyle bir beklentim yoktu.
From your cousin I've come to expect no reason, but...
Kuzeninden hiçbir şey beklemedim ama..
Well, expect none from me.
İyi, benden de bekleme.
I don't expect you to be disloyal to Francis, but don't you personally think this feud has gone on long enough?
Francis'e ihanet etmeni beklemiyorum.. ama sence de bu anlaşmazlık çok uzun sürmedi mi?
I expect Jud'll be waitin'for the planting'to be finished before he come sneakin'back?
Jud sinsice dolanmadan önce.. dikimin bitmesini bekliyor sanırım.
Alas, so..... I'd not expect much sympathy for any request to extend the loan period.
Öyleyse eyvah.. Yerinde olsam borç süresini uzatmak için.. karşı taraftan sempati duymasını beklemezdim.
When do you expect to be released?
- Ne zaman salıverilmeyi bekliyorsun?
I expect he's meeting Caroline.
- Bence Caroline'la buluşuyor.
I expect he is.
- Bence de öyle.
One does not send an anointed king to the guillotine and expect no consequences.
Kutsanmış bir kralı giyotine gönderip, bunun sonuçları olmamasını bekleyemezsin.
Tis a thankless task but I expect my patience to be rewarded and I reckon it is coming, you can be sure of that.
Bu nankör bir görev fakat sabrımın ödüllendirileceğini umuyorum ve bunun yakında olacağını düşünüyorum, buna emin olabilirsiniz.
Oh. Then I expect he was too busy to reply.
O halde, cevap veremeyecek kadar meşguldü.
I expect he was.
Sanırım öyleydi.
When one has laid the foundations, one has every right to expect a result.
Biri bir temel attığında, sonuçlarını beklemeye hakkı vardır.
We've spent 18 months searching for copper and you expect me to get excited over a parcel of tin?
Bakır aramayla 18 ay geçirdik ve bir kalay damarı için heyecanlanmamı mı bekliyorsun?
Copper under tin, you'd expect.
Genellikle kalayın altında bakır beklenir.
I don't expect you to understand.
Beni anlamanı beklemiyorum.
Because we can expect more interesting answers from more interesting people.
Çünkü daha ilginç insanlardan daha ilginç, cevaplar bulabiliriz.
You expect me to believe that the NSA is surveilling them because they are not spies?
UGA'nın onları casus olmadığı için gözetlediğine, inanmamı mı bekliyorsun?
I can't expect my old skills to carry me through this... this surgery.
Eski yeteneklerimin bu ameliyatı yapmamı sağlamasını bekleyemem.
Well, what else do you expect from someone - who was just a mistress?
Metreslik yapan birinden ne beklersin ki?
I didn't expect you to be so calm.
Bu kadar sakin olmanı beklemiyordum.
I didn't expect to capture two Spider-Men.
İki tane Örümcek Adam yakalayacağımı düşünmüyordum.
We don't know what to expect.
Ne beklediğimizi bilmiyoruz.
Hardly the sort of vulgar move I expect from a man of your standing.
Senin itibarındaki bir adamdan böyle kaba bir davranış beklemezdim.
He fought on longer than one would expect from any child.
Bir çocuğun o kadar dayanmasını beklemiyordum.
I dinnae expect you to reply to my offer in person.
Teklifime kendiniz cevap vereceğinizi düşünmemiştim.
I don't expect you to understand.
Anlamanı beklemiyorum.
How the fuck do you expect to stay open?
Ciddi misin? Nasıl kepenkleri indirmemeyi bekliyorsun?
Didn't expect to see you until the trial.
Davaya kadar seni görmeyi beklemiyordum.
Well, if you're not gonna pay attention, how can you expect me to help you?
- Eğer aldırış etmeyeceksen benden nasıl yardım etmemi bekliyorsun?
What do you expect me to do about it?
Benim bu konuda ne yapmamı bekliyorsun?
! Does the FBI actually expect this terrorism charge to stick?
FBI, bu terörizm suçlamasına tutunmaya devam mı ediyor gerçekten?
Yes, but, uh, don't expect much.
- Evet, ama, fazla bir şey bekleme.
What do you expect?
Ne bekliyordun?
But I didn't expect you to try and kill him.
Ama onu öldürmeni beklemiyordum.
Indian and the Harley-Davidson are number one and two, and we expect your full commitment at this critical time.
İndian ve Harley Davidson bir ve iki numara ve bu kritik zamanda tam bağIıIığınız umuyoruz.
What did you expect from babies?
- Bebeklerden ne bekliyordun ki?
You expect me to believe that the Dark One has found love?
Karanlık Olan'ın aşkı bulduğuna inanmamı mı bekliyorsunuz?
I can't expect you to get it.
- Anlamanı bekleyemem.
I don't know w... what I expect you to say.
Bilmiyorum... sana ne söylemeyi umduğumu bilmiyorum.
Well, if that were the case, then we'd expect to see smudges on the prints, but there were none.
Eğer öyle olsaydı, parmak izleri üzerinde lekeler görürdük. Ama hiç yoktu.
We would expect to see a cast-off pattern on the wall and the floors, which is why I re-examined all of the crime scene photos, but there weren't any.
Yerde, duvarlarda ve kıyafetlerinde olması gerekirdi. Bu yüzden olay yeri fotoğraflarını yeniden inceledim, ama hiç yoktu.
Well, thank you. Um, and I will expect a check for $ 900 on the first of the month.
Ve senden her ayın birinde, 900 dolarlık bir çek bekliyorum.
So as you'd expect, the serial numbers were filed down.
Tahmin ettiğin gibi, seri numaraları silinmiş.