Expedited перевод на турецкий
126 параллельный перевод
I want programme 371 expedited.
Beni dinle. 371 numaralı program hızlansın.
By using the genetic components of progeria, I was able to reverse the ageing process in the same way the disease expedited it.
Progerianın genetik bileşenlerini kullanarak aynen hastalığın hızlandırdığı gibi, ben de yaşlanmayı tersine çevirebildim.
We've submitted expedited transcripts of two depositions.
İki ifadenin kopyalarını sunduk, Sayın Yargıç.
So you expedited a $ 70,000 loan without even asking the question what it was for?
Yani ne için olduğunu bile sormadan 70 binlik krediyi sevk mi ettin?
Left turn expedited.
Hemen sola dönün.
Business was expedited by a revolutionary concept called the sakk, a cheque that could be written in Spain and cashed in India.
Ticaret, devrimsel bir buluş ile sakk denilen çeki icat etmiş, ve İspanya'da yazılan bir çekin Hindistan'da nakde çevrilmesini mümkün kılmıştır.
The defendant's family obtained an expedited passport for her.
Aldığımız bilgilere göre, dün ailenin sanık için hızlı bir şekilde pasaport çıkarttığını öğrendik.
- On an expedited basis.
- Bir an önce.
It's true Lieutenant. State department gave expedited accreditation to our father as Berakas'general for life.
Dış İşleri Bakanlığı, ömür boyu Baracas'ı yönetecek general babamıza akreditasyon belgesi verdi.
The porch goes? All expedited, nice and neat.
- İnşaat başlayabilecek ve veranda sökülebilecek, öyle mi?
If we can establish this fear with you, then the CBP will be forced to begin Expedited Removal Procedures, to bring you to an immigration judge and let you plead your case for asylum.
Eğer sizde bu korkuyu sağlayabilirsek... CBP sizi göçmenlik mahkemesine çıkarmak için Hızlandırılmış Uzaklaştırma Prosedürü'nü zorlayacak ve sığınma davası açmanıza izin verecek.
Expedited credentials, transportation...
Kimlikler, ulaşım- -
Admiral, the administration was highly impressed with the way you expedited all the red tape down here.
Amiral, hükümet buradaki çalışmalarınızdan oldukça etkilendi.
Does the prosecution have any objection to expedited sentencing?
İddia makamının cezanın hemen verilmesine itirazı var mı?
So for it to be expedited, there had to have been some political influence?
Süreci hızlandırmak için, politik bir baskı olması gerekir değil mi?
... so even with an expedited passport, it takes like four weeks.
Hızlandırılmış pasaport bile dört haftada çıkıyor.
a puddle of spilled coffee, an unfortunately positioned designer dog brush with an unfortunately sharp end... Aaaah! And his own tenacity expedited his death.
Yere dökülmüş biraz kahve,... talihsiz bir şekilde duran ve talihsizce sivri bir sapı olan bir köpek fırçası ve ısrarcı davranışı ölümünü hızlandırmıştı.
I have not. Well, everything's been so expedited, you know.
Pekala, biliyorsun her şey fazla hızlandırılmış.
Homeland Security says the fiancée visa was expedited by a lawyer... on retainer to a smaller bride agency here in town called The Perfect Wife.
İç güvenlik, bu şehirde bulunan Mükemmel Eş adındaki küçük gelin ajansının, ufak bir ücret kaşlığı bir avukat bulup, nişanlı vizesini hızlandırdığını söylüyor...
IS THAT WHY MY REQUEST FOR EXPEDITED BLOOD WORK WAS DENIED?
Acele olduğunu söylediğim kan testi bu yüzden mi reddedildi?
IT'S NOT JUST, UH, HALTING EXPEDITED BLOOD WORK.
Bu alt tarafı aksayan acil bir kan testi sorunu değil.
LOOK, I'LL PAY FOR THE EXPEDITED BLOOD WORK MYSELF, BUT MY TEAM STAYS PUT.
Bak, acil kan testi için gereken parayı cebimden ödeyeceğim, fakat takımım kalacak.
OH, AND YOU OWE ME $ 150 FOR THIS EXPEDITED BLOOD WORK.
Acil kan testi için bana 150 dolar borçlusun.
The pool boy's lawyer filed a motion for an expedited Frye hearing on this case.
Havuzcunun avukatı bu dosya için Frye duruşması talep etmiş.
It's gonna be an expedited hearing.
Sonraki dava bizimki.
I expedited his lab work for it.
Laboratuar işini hızlandırdım.
His lawyer got him in front of a judge on an expedited bail hearing.
Avukatı onu hızlandırılmış kefalet duruşmasına çıkardı.
They expedited our charitable tax-exempt status based on sam arsenault's verbal commitment, so as soon as he makes it official, we're off to the races.
Sam Arsenault'un sözlü beyanına dayanarak hayır işleriyle ilgili vergi muafiyetimizi kolaylaştırdılar Arsenault beyanını resmileştirdiğinde yarışta olmayacağız.
'Cause that's what you'll get next time you call for an expedited autopsy.
Çünkü bir daha çabuk bir otopsi için aradığında duyacağın budur.
The immigration court has expedited your paperwork, Eric.
Göçmen mahkemesi evrak işlerini hızlandırdı Eric.
I just expedited the paperwork, that's all.
Ben sadece işleri hızlandırdım.
The plaintiff requests an expedited trial date, Your Honor. A DNA sample from Mr. McKeon, DNA results from the rape kit, and the reports from the state's attorney.
Sayın Hâkim davacı ayrıca duruşmanın ertelenmesini, Bay McKeon'dan bir DNA örneği Adli tıp raporunun DNA sonuçları ve Bölge savcılığı bürosundan teftiş raporlarını talep ediyor.
Five days? How's that for expedited?
Erteleme için iyi mi?
You've got an expedited trial date to force the other side to settle and now you guys are the ones suffering.
Diğer tarafın anlaşması için duruşma tarihini ertelediniz ama şimdi yırtınan sizsiniz.
We will discuss both the name of the dish and the method in which it is expedited. This guy behind...
Onunla tabaklara yeni isimler verip servisi nasıl hızlandıracağımız konuşurduk.
Ballistics owes me, expedited the report.
Balistiğin borcu vardı, hızlandırılmış rapor verdiler.
We expedited tissue removal.
Biz hızlıca bu dokuları ortadan kaldırıyoruz.
Danielle Marchetti applied for an expedited passport.
Danielle Marchetti hızlandırılmış pasaport için başvurmuş.
Mosaic's the subject of widespread national media attention, which is precisely the type of issue which qualifies for expedited processing under F.O.I.A.
Mozaik, yaygın bir ulusal medya ilgi kaynağı ki bu da BEHK * kapsamında hızlandırılmış bir işlem hakkına sahip olan bir mesele.
And the Murphy-Gomes suit got an expedited start date, so we'll need that team to kick into high gear.
Murphy / Gomes davasının başlangıç tarihi öne çekildi. - Ona bakan takımın daha da hızlanması gerekiyor.
We should get an expedited necropsy on the dog.
Köpek için hızlandırılmış otopsi yaptıralım.
They expedited your lab work.
Laboratuar raporu çabuk geldi.
She must have expedited your application.
Başvurunuzu hızlandırmış olmalı.
Hold on. Your Honor, sometimes in the interest of judicial economy, and convenience to the witnesses, cases can be expedited.
- Sayın Yargıç bazen hukuki ekonomi ve tanıkların iyiliği adına davalar hızlandırılabilir.
Tell them we require an expedited removal point opened along their border.
Sınırlarında acilen bir kapı açılması gerektiğini söyle.
Two years ago, you expedited a hearing for a British woman, Maggie Harper, when her tourist visa expired.
İki yıl önce, bir İngiliz kadın, Maggie Harper turist vizesi bitince, duruşmasını öne almıştınız.
Ms. Pena's hearing has been expedited.
Ms. Pena'nın duruşması öne alındı.
DNA? It's been expedited, imminent danger to life and so on.
- Acil durum sebebiyle işlemi hızlandırmalarını söyledim.
Let's get an expedited report on the bail issue and take it up tomorrow.
Kefalet konusunda hemen bir rapor çıkarılıp yarın görüşülsün.
A war that you expedited.
Sizin hızlandırdığınız savaş bu.
For expedited processing under f.O.I.A.
Cehenneme kadar yolun var, Lloyd.