Exposes перевод на турецкий
186 параллельный перевод
Your mission exposes you to the same risks and dangers as soldiers.
Üstlendiğiniz görev sizi de bir asker gibi aynı risk ve tehlikelere maruz bırakmış.
The large mirror that exposes what little soul and technique you have.
Ne kadar küçük bir dimağ ve tekniğe sahip olduğunuzu ifşa eden büyük ayna.
Later on in the film, in a brilliantly conceived montage Longueur mercilessly exposes the violence underlying our society when Brian and Brianette again meet on yet another rubbish dump.
Longueur filmde daha sonra Brian ile Brianette'i bir başka çöplükte karşılaştırıyor ve nefis bir montajla toplumdaki şiddeti sergiliyor.
And I hope it was recorded and exposes Nixon's prosecutor for the liar he is!
Umarım kayıt altına alınmıştır ve Nixon'un davacısını ortaya çıkarır. Çünkü yalancı o!
Because your knowledge is so true that it exposes the lies which every scheming one of them lives by.
Bildiklerin o kadar doğru ki hepsinin yaşamak zorunda olduğu yalanları açıkça ortaya seriyor.
Hard, tedious labour exposes people to much greater strain.
Ağır ve sıkıcı iş yapan insanlar çok daha büyük zorlamalara açıktır.
" and he exposes her loins such that he sees her blood
" onun kanlı organını görmesine rağmen...
Secondly, when one exposes himself to zero-pressure atmosphere there isn't a lot to inspect.
İkincisi, sıfır basınca çıkan birinden geriye inceleyecek pek şey kalmaz.
But even with the twist at the end which exposes the whole thing as a joke....
Ama sonunda twist bile şaka gibi her şeyi ortaya çıkarır...
It exposes our heart and genitals.
Kalbimiz ve organlarımız korunmasız.
And it kind of exposes the sickness under the surface.
İç yüzündeki hastalıklı yapıyı ortaya çıkarıyordu.
I Am A Fugitive From A Chain Gang was probably the most famous... of these hard-hitting exposes.
"I Am A Fugitive From A Chain Gang" bu dönemde yapılan can alıcı gerçekleri ortaya koyan filmlerin en meşhuruydu muhtemelen.
I should speak to my sister before she exposes us all to ridicule.
Kız kardeşim bizi alay konusu yapmadan önce gidip onunla konuşmalıyım sanırım.
Your philosophy of exploration exposes Voyager to constant risk.
Keşfetme felsefeniz, Voyager'ı riske atıyor.
Off it's Bering sea coastline the retreating ocean exposes a great land bridge a thousand miles wide connecting Asia to America.
Bering denizi kıyısı açıklarında geri çekilen okyanus Amerika'yı Asya'ya Bağlayan devasa bir köprü oluşturur.
Each prey exposes us to another way of life and makes us reevaluate our own.
Her av, bize başka bir yaşam ortaya çıkarır, ve kendimizinkini yeniden değerlenmesini sağlar.
- I think you will see these new hot scenes, the ones in which Daisy exposes her breasts will increase sales in Thailand.
- Sanırım Sen de göreceksin ki Daisy'nin göğüslerini sergilediği bu yeni sahneler Tayland'daki satışları çok artıracak.
The very moment an image shows us, it exposes us completely.
Ve bu görüntü bizi tamamen açıkta bırakıyor.
Today, news byte exposes the hidden shame of Gotham- -
Bugün News Byte, Gotham'ın gizli utancını açığa çıkartacak.
He exposes the station to tremendous bad will.
Bu şahane kötü niyetine kanalı alet etti.
If we get married, it won't matter even if the fact exposes.
Evlendik ya ortaya çıksa bile kimin umrunda. Gel buraya.
Look, in the meantime, you need to find the prince before he exposes you.
Bakın, bu sırada kendini ifşa etmeden prensi de bulmalısınız.
If the real Pirelli shows up here and exposes us, we're dead.
Eğer gerçek Pirelli buraya gelip bizi açığa çıkarırsa öldük demektir.
Come with us and exposes your \ Nquejas in a global assembly negotiate for peace
Gel ve sıkıntılarını Dünya Birlğinde açıkla. Barış için pazarlık yap.
The problem with this contest is that it exposes the single, Most tragic flaw of gay culture.
Bu yarışmanın tek sorunu eşcinsel kültürün sadece trajik tarafını gözler önüne sermesidir.
It exposes a lot more than that, doc.
Bundan daha fazlasını gözler önüne serer, Doktor!
Once the air bombardment exposes the tunnels, they will infiltrate them.
Tünelleri hava bombardımanına maruz bıraktıktan sonra, içeri sızacaklar.
He only exposes his chest before he breathes fire.
Sadece ateş püskürmeden hemen önce göğsü ortaya çıkar.
- Every stop we make exposes us.
- Durmak korunmasız bırakır.
Fighting brings out the truth, exposes feelings, and you don't fight.
Kavga gerçekleri açığa çıkarır, duyguları belli eder ama sen kavga etmiyorsun.
Well, here's hoping your cat exposes itself to you soon.
Umarım kedin kendini sana gösterir.
If he exposes us now, just before our breakthrough...
Başarmamıza ramak kalmışken bizi ele verirse...
No matter who he is he exposes, prevents from and is tormented
Her şeyi açıklamaya hazır. Acı çekmesini önleyecek her şeyi.
Mentally ill, exposes the child to great danger.
Akıl hastası çocuğu büyük bir tehlikeye maruz bırakıyor.
As we all know, it's the attacker who really exposes himself.
Senin de bildiğin gibi, asıl kendini ele veren saldırıyı yapandır.
Got the tire changer, he swaps the rubber, exposes the hot brake pad.
Lastikçi, lastiği değiştirir. Kızgın fren balataları açığa çıkar.
The retreating tide also exposes shellfish, but eating those poses problems.
Çekilen deniz ayrıca kabuklu hayvanları ortaya çıkarır ancak bunları yemek de kolay değildir.
You think if she exposes us, she's not gonna bust you too?
Sen bizi ortaya eğer, o da size büstü gitmeyecek düşünüyorum?
He proved again that anyone who exposes him anyone who doesn't share his disregard for decency and human dignity and the rights guaranteed by the Constitution must be either a Communist or a fellow traveler.
Kendisi gene şunu kanıtlamıştır ki : kendisini açığa vuran kendisinin nezakete, insan şerefine ve Anayasa tarafından garanti altına alınmış haklara karşı isterik kayıtsızlığını paylaşmayan herkes ya bir komünist ya da bir Komünist sempatizanıdır.
The capital lies on her back, the consumer exposes himself and says "come to me" while looking into her eyes.
Sermaye sırt üstü uzanıyor ürününü teşhir ediyor tüketicinin gözlerinin içine bakarak, gel canım diyor.
In the end, he exposes them for what they really are :
Filmin sonunda hepsinin gerçek yüzünü ortaya çıkartıyor.
Someone made a legitimate mistake or committed fraud, which makeFinn a potential whistle-blower, and that exposes the Cole to millions in damages and repairs.
Birisi meşru bir hata yapmıştır veya hilekarlık, ki bu da Finn'i potansiyel hedef yapar, ve bu Cole'u milyonlara teşhir edebilecek hasar ve tamire götürebilir.
Oh, you mean the ledger that exposes my husband's illegal activities over several years?
Oh, kocamın son yıllardaki illegal aktivitelerini açıklayan şu kitaptan mı bahsediyorsun?
Exposés.
Ortaya çıkarır.
Perry White and his Sunday magazine exposés.
Perry White ve onun pazar dergisi yazı dizileri.
He's the king of the exposés, the self-righteous hypocrite.
- Gizli işleri açığa çıkarma kralı! - Bilgiç iki yüzlü.
He's got a videotape that exposes us all.
- Video kaseti.
BEFORE HE EXPOSES HIMSELF TO GOD KNOWS WHAT.
Tanrı bilir, başına bir şeyler gelmeden önce.
Catcher Block invited you here under false pretenses so he could do one of his famous exposés on how NASA's top-secret New York project is just one big drug-infested beatnik shindig.
Catcher seni buraya başka bir bahaneyle çağırdı ki NASA'nın çok gizli New York projesinin uyuşturucuların kol gezdiği dejenere insanların çılgın partisi olduğu üzerine, o meşhur makalelerinden birini yazabilsin diye.
I knew that this would make you want to get even by writing one of your exposés.
Bunun seni, makalelerinden biriyle ödeşme arzusuna iteceğini biliyordum.
I get a couple pounds of manifestos, exposés, and conspiracy theories every week.
Her hafta düzinelerce manifesto, açıklama ve komplo teorisi tehditi alıyorum.