Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ F ] / Facedown

Facedown перевод на турецкий

157 параллельный перевод
FOR FLOATING FACEDOWN IN THE RIVER I CHARGE INTEREST.
Fakat şu an faiz söz konusu. Yüz üstü nehirde sürüklenmekten faiz koyuyorum.
Lie facedown.
Yüz üstü uzan.
Then they stopped. He was facedown in the water. It turned red.
Bir zaman sonra durdu... ve suyun rengi kırmızıya dönüştü.
Remember... He was there, facedown in the water, his legs thrashing. I'll say I was in the woods, that I saw you both.
Olay mahallinde kafası suyun içindeydi...
Some blue-chip hooker turned up facedown in the Miami River this morning.
Pahalı fahişenin teki bu sabah Miami Nehri'nde bulundu.
Okay, you'll be coming out here and doing a stable fall facedown, frog modified.
Evet, buradan yüzüstü kurbağalama atlayıp stabil bir iniş yapıyorsun.
First volley when you guys were charging'the beach he went facedown in the surf.
Siz sahilde koşmaya başladığınızda o dalgaların üzerine yüz üstü kapaklanmıştı.
Facedown! Don't move!
Kımıldama!
Lakotas believe if you turn a dead man facedown his spirit won't come back.
Lakotalara göre, ölünün yüzü aşağı çevrilirse, ruhu geri gelmez.
Oh, you mean facedown on her chest.
Yani yüz üstü yatıyordu değil mi?
Neighbors saw her floating facedown in the pool from their second-story balcony, called 911. Why didn't they pull her out?
Komşuları balkondan kızı havuzda yüzüstü yüzerken görmüşler ve 911'i aramışlar.
The body was facedown.
Ceset yüzüstü bulundu.
We want everybody facedown.
Herkes yüzükoyun yatsın.
By the time this is over all of you will be facedown on the floor and I'll moon-walk out of here.
Bu iş bittiğinde hepiniz yüzüstü yerde olacaksınız ve ben çıkıp gideceğim.
They were on the floor... facedown.
Yatıyorlardı yüzleri yere dönük.
And I seen her laying facedown in the pool of water.
Yüzüstü suda yattığını gördüm.
And I just wanna say... when my time comes, I wanna be buried facedown... so that anyone who doesn't like me can kiss my ass.
Söylemek istediğim şu ki zamanım geldiğinde, yüzükoyun gömülmek istiyorum. Böylece kim beni sevmiyorsa, kıçımı öpebilsin.
Maybe it'll be us they find lying facedown on the floor, dead.
Belki de yerde yüzükoyun yatar halde bizi bulacaklar!
I give you 12 hours before we find your fireman facedown in a pit.
İtfaiyeciyi 12 saat içinde ölü olarak buluruz.
So it's possible that Sergeant Bedford... having descended through a hole lined with soot... and then having crawled facedown... beneath the barracks wet with mud... might have emerged with mud and soot on his face.
Yani Çavuş Bedford... kurumlu bir delikten çıktığı... sonra da bu çamurlu barakaların altında... yüzükoyun sürünmesinden dolayı... yüzüne kurum ve çamur bulaşmış olabilir.
Facedown!
Herkes yere yatsın!
Posed, facedown.
Yüzükoyun.
Facedown!
Yere yatın!
Facedown like the other four?
Diğer dördü gibi yüzüstü mü?
Why does he pose them facedown?
Neden yüzüstü yatırıyor?
Is that why they're facedown?
Bu yüzden mi yüzüstüler?
They're all posed facedown.
Hepsinin yüzü yere dönük.
Doesn't explain why he's dumping the bodies facedown.
Cesetleri neden yüzüstü bıraktığını açıklamıyor.
And there, sitting at that desk right there, was the manager facedown in a Banquet Potpie.
Ve şurada, bu masada başı önde oturuyordu... ziyafet sofrasıdnaydı.
We found him facedown in your driveway.
Onu garaj girişinde yüzükoyun yerde bulduk.
Facedown!
Yüzüstü!
So she had been facedown. Yeah.
- Yani yüzü koyun olması lazımdı.
Five of the victims were found shot facedown on their beds.
Kurbanların beşi vurulmuş halde, yataklarında yüzüstü bulundu.
Lie facedown!
Yüzüstü yat!
He was lying facedown at the bottom of the deep end of the pool.
Havuzun dibinde arkası dönük yatıyordu.
She's facedown, you know, wasted.
Şimdi devrilmiş yatıyor, bilirsiniz, sızdı
Neighbors saw her floating facedown in the pool from their second-story balcony, called 9-1-1.
Komşuları balkondan kızı havuzda yüzüstü yüzerken görmüşler ve 911'i aramışlar.
i did not watch my buddies die facedown in the mud so that this fucking strumpet, this fucking whore... i don't see any connection to vietnam, man.
Ben dostlarımın çamura gömülüp kıvranarak ölüşünü... -... bu fahişe keyif sürsün diye izlemedim. - Walter.
I found him lying facedown in the bushes.
Onu yüz üstü çalılıklarda yatarken buldum.
- Facedown - - let's go! - Stars begin to peep birds and beasts and flowers soon will be asleep
Yıldızlar ışıldamaya başlıyor kuşlar, hayvanlar ve çiçekler birazdan uykuya dalacak.
Every girl dumped facedown on a jogging path.
Her biri, yürüyüş yoluna yüzükoyun vaziyette atılmıştı.
It is a lot easier to resent your parents when you know they're safe in some retirement village, but to know that she's out there, maybe lying facedown in an alley...
Bir emekliler köyüdeyken ailene kızmak çok daha kolaydır, ama onun dışarda olduğunu bilmek, belki bir arasokakta yüzüstü yattığını...
I give you a name, it gets back, we're in a "Barry facedown in the river" situation.
Sana bir isim veririm, sonra beni öldürüp Cesedimi nehre atarlar.
You put men facedown in the dirt, step on their backs, kick in doors.
İnsanları çamura yüzüstü yatırır, üstlerine çıkar, kapıları kırarsınız.
It was a poor young woman in cargo pants and sneakers with a bullet hole in her back, laying facedown the pavement.
Sırtında bir kurşun deliği açılmış, kargo kıyatleri içinde spor ayakkabılarla zavallı genç bir kadındı Kaldırımda yüzüstü öylece yatıyordu
They made us lay facedown on the floor.
Bizi yere yatırdılar.
Found facedown in a snowdrift in Montrose Park? !
Montrose Parkında yüzü koyun yatar halde bulundun!
Facedown in a snowdrift, core temperature 20 degrees below normal.
Karların içinde yüzükoyun vücut ısısı normalin çok altında 20 derecede.
Well, he was found floating facedown in a pool, so let's start with the obvious.
Bir havuzda yüzükoyun yüzerken bulundu. O nedenle de en beklenenle başlayalım.
Facedown!
Yüzü koyun!
Facedown on the floor.
Yere yat.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]