Facetime перевод на турецкий
94 параллельный перевод
Or how he found a way to eliminate any facetime with the patients.
Ya da hastalarla yüz yüze görüşmekten kaçınması olsun.
Jennifer... she was using FaceTime with her phone to show a rash that suddenly broke out on her body.
Jennifer... Telefonuyla Face Time kullanıyordu. Vücudunda aniden oluşan kabarcığı göstermek için
Every time I watch these FaceTime videos, it makes me feel sad.
Bu face time görüntülerini her izlediğimde, çok kötü hissediyorum.
But they let you be on the Internet on Facetime?
Ama internette görüntülü sohbet yapmana izin veriyorlar.
Thank you for the brilliant idea to use Facetime to keep yourself in touch with what your buddies were doing.
Arkadaşlarınla sürekli bağlantıda olmak için görüntülü sohbet programını kullanmak dahice bir fikirdi. Gus'ın fikriydi.
And some Captain Facetime skateboard guy!
Kaptan Kaykaylı Dijitalsurat " demelerinin dışında!
How are people supposed to get that I'm The Hulk when Captain America is on frickin'Facetime?
Kaptan Amerika Dijitalsurat gibi gezerken insanlar Hulk'u nasıl tanıyabilir ki?
He was face-timing.
FaceTime yapıyordu.
I've got FaceTime on my phone.
Telefonumda FaceTime * var.
Yeah, I walked into a pedestrian who also has FaceTime on his phone.
Evet telefonunda FaceTime olan başka bir yayaya çarptım.
Do you want to FaceTime or Skype or something?
FaceTime ya da Skype'tan görüşelim mi?
I'd get more face time with you guys if we were actually on facetime.
Eğer konuşma vaktindeysek sizinle gerçekten konuşmalıyım.
I'm doing some facetime with Lenny.
Lenny ile görüşüyorum.
Wow, when did you learn to use facetime?
Görüntülü konuşmayı ne zaman öğrendin sen?
We have an incoming FaceTime request from Eric Cartman.
Kaptan, Eric Cartman'dan bir görüşme talebi var.
I am using the little box in the facetime to put makeup on.
Ne yapıyorsun? Makyaj yapmak için görüntülü konuşmadaki küçük resmimi kullanıyorum.
Who looks at the other people when they facetime?
Hayır. Görüntülü konuşmada kim karşı tarafa bakıyor ki?
See, the little fucker keeps trying to FaceTime me.
Küçük piç sürekli görüntülü konuşma yapmak istiyor.
We were Facetiming with her when it happened.
Facetime konuşuyorduk olay sırasında.
Two of her friends, Kris Howard and Hillary Cooper, witnessed the murder over Facetime, but they're not willing to talk.
Onun 2 arkadaşı, Kris Howard ve Hillary Cooper, cinayete Facetime da tanıklık ettiler, Fakat konuşmak istemiyorlar.
Uh, what about the Facetime call made to Madison's friends?
Peki Madison'un arkadaşıyla gerçekleştirdiği Facetime görüşmesi
Lucas, Madison was on a Facetime call when she was killed.
Lucas, Madison bir Facetime görüşmesi sırasında öldürüldü.
See, I made it look and sound like a Facetime call, but it's... it's just a video.
Bakın. bir Facetime görüşmesi gibi gözükmesi için yaptım ama bu... Bu sadece bir video kaydı.
We saw her being killed on that Facetime call.
Facetime da öldürüldüğünü gördük.
So what you thought was a Facetime call was actually a video... played on the killer's phone.
Yani senin aslında Facetime görüşmesi sandığın şey katilin telefonunda oynatılan bir video kaydıydı.
And once I do that. .. you won't be able to get connect with her on Skype, Facebook or Facetime.
Ve bunu yaptığımda Skype, Facebook ya da Facetime ile bağlanman mümkün olmayacak.
How about... you FaceTime with my partner, she'll show you her badge and she can confirm my identity.
Peki ortağımla FaceTime üzerinden konuşmaya ne dersin, sana rozetini gösterebilir ve benim de kimliğimi doğrulayabilir.
No, honey, take it. We can FaceTime.
Hayır, canım, kabul et. görüntülü konuşabiliriz.
It's a FaceTime request.
Görüntülü konuşma isteği? !
We're facetime'ing.
Face'den konuşuyoruz.
Facetime calls between Keisha and Toby going back to the day he left for Berkeley, every night between 7 : 00 and 8 : 00 like clockwork for a month and a half.
Keisha ve Toby arasındaki görüntülü konuşmalar. Çocuk Berkeley'e gidince başlayıp bir buçuk ay boyunca her akşam kurulmuş saat gibi 19 : 00-20 : 00 arası konuşmuşlar.
Can we FaceTime that?
- FaceTime'dan konuşsak?
FaceTime time.
FaceTime zamanı.
Tough FaceTime.
Zorlu bir FaceTime konuşması.
When we FaceTime... Dad freezes and pretends FaceTime's broken.
FaceTime'da konuşurken... baban donup kalıyor ve FaceTime bozulmuş gibi yapıyor.
You know, Shurmur tried to FaceTime me the other day.
Shurmur geçen gün beni FaceTime'dan aradı.
It's Karen on FaceTime!
Arayan Karen, FaceTime'dan arıyor!
FaceTime.
FaceTime.
But the lifeline is a phone call. Not FaceTime.
Ama can simidi telefon görüşmesi olacak.
It's like a... witchy Skype call or... witch Facetime...
- Bu tıpkı cadı Skype görüşmesi ya da cadı FaceTime gibi.
Miss Greggory, maybe we could exchange phone numbers, or something, and we could text or FaceTime, or I don't know...
Bayan Greggory, belki telefon numaralarımızı paylaşırız falan ve mesajlaşırız veya FaceTime yaparız, yani bilemiyorum...
I mean, actually, the hardest part is actually just trying to FaceTime with Piper and she's only three.
Demek istediğim, aslında en zor kısmı Piper ile görüntülü konuşuyor olmam ve o daha üç yaşında.
Point is, we Facetime every night, and I wanted to show her that I was wearing it.
Her akşam FaceTime yapıyoruz ve giydiğimi göstermek istedim. - Ne hoş.
I'm supposed to Facetime with Nicki right now.
Nicki'yle FaceTime yapacağım.
FaceTime without a phone.
Telefon olmadan görüntülü konuşma.
Just turn on facetime!
Sadece kamerayı aç!
And your camera-phone-web-FaceTime thing, it actually worked.
Ve senin kamera, telefon, internet, FaceTime şeylerin gerçekten işe yaradı.
Hey, Mom, when we FaceTime, do you look at the little picture of yourself or do you look at me?
İyi olacak. Anne, görüntülü konuşurken bana mı yoksa üst tarafta kendine mi bakıyorsun?
I don't know how to FaceTime.
FaceTime'dan falan anlamam ben.
I know I'm supposed to FaceTime him, but I don't know how to.
Onunla FaceTime yapmam gerektiğini biliyorum ama nasıl yapacağımı bilmiyorum.
Your wife's not gonna see you like this.
FaceTime değil. Karın seni bu halde görmeyecek.