Fausto перевод на турецкий
300 параллельный перевод
And here's Fausto, our leader and spiritual guide.
Fausto, grubun lideri.
Calm down. - Fausto! Leopoldo, call Fausto!
Fausto'ya söyle buraya gelsin!
- Fausto! Come here!
Fausto, buraya gel!
- But I... - Come on!
Bak Fausto...
Hey, Fausto.
Merhaba Fausto.
You, dear Fausto... and you, dear Sandra.
Sen sevgili Fausto ve sen sevgili Sandra.
See? Quick and painless.
Fausto, gördün mü, bir dakikada bitti!
You'll see. Fausto's not really a bad kid.
Aslında o kötü bir çocuk değildir.
Of course, Fausto will live with us until he can support himself and his wife.
Fausto kendisine ve eşine bakacak duruma gelene kadar bizim evimizde yaşayacak.
- I wonder if they're in Rome yet.
Acaba Fausto Roma'ya varmış mıdır?
She's a pretty girl, but not Fausto, with that face!
O çok tatlı, çok güzel bir kız! Ama Fausto değil, Fausto'nun suratı...
To be straight about it, Fausto was a real cad.
Artık bu işe tarafsız bakabiliriz. Fausto aşağılığın teki.
He's a scoundrel. - I wouldn't go that far. He's a passionate creature, driven by animal instincts.
Fausto aşağılık falan değil, iç güdüleriyle davranıyor.
You think you're writing a play? Fausto's just a horny...
Adam hep komedi yazdığını sanıyor.
- Guys! Fausto's back in town.
Çocuklar, Fausto geldi.
- Where is he?
Fausto nerede?
- Fausto, how's it going?
Bıyık ona ne kadar yakışmış, bakın.
- Just great, thanks.
- Nasıl gidiyor, Fausto, nasılsın?
Things would've gone on as usual if Fausto's father-in-law hadn't come up with a crazy idea.
Kaynanasının aklına bir fikir gelmeseydi, her şey devam edip gidecekti.
What's your name?
- İsminiz nedir? - Moretti Fausto.
- Fausto Moretti.
Fausto mu?
Let me be absolutely candid.
Fausto, çok açık konuşacağım.
But I'd really prefer to take you on instead.
Sonuçta ben sizi işe almayı tercih ettim. Duydun Fausto?
- Thank the gentleman, Fausto.
Teşekkür et haydi.
- Where's Fausto?
- Fausto nerede?
Fausto's a good boy. He's just a little fickle.
O iyi bir çocuk, yalnızca biraz haşarı.
Let's get together, and bring Fausto too.
- Fausto varken de görüşelim.
Fausto, not in public!
- Delirdin mi?
I'm just scared, Fausto. I'm sorry.
Korkuyorum.
- Let's go home. - Yes, let's.
- Beni eve götür Fausto.
In the months that followed, the most important events were Riccardo's mustache - just like Fausto's - and Alberto's sideburns.
İzleyen ayların en önemli haberleri : Fausto'yu taklit eden Riccardo'nun bıyık bırakması ve Alberto'nun favorilerini uzatması oldu.
Fausto had, by now, shaved his mustache.
Fausto ise bıyıklarını kesmişti.
- Right away, sir.
Derhal bay Fausto.
- Where are you? - Over here.
- Fausto, neredesin?
Let's split, Fausto.
Haydi gidelim.
- Tell him to be quiet.
Fausto söyle de sussun.
So that evening, Fausto and Moraldo entrusted it to Giudizio with a thousand instructions.
akşam olduğunda Fausto ve Moraldo onu Giudizio'ya teslim ederler.
Fausto never encouraged her.
Çünkü Fausto onun istediğini yapmadı.
And then they wouldn't pay him.
Üstelik Fausto'ya parasını da vermediler.
Did you need money? You should have told me, Fausto.
Paraya ihtiyacın varsa bana söyleyebilirdin.
You're all I have, Fausto. If you leave too...
Benim senden başka kimsem yok.
- Do you still love me, Fausto? - Yes.
- Beni hala seviyor musun?
So Fausto was forgiven and started leisurely looking for another job.
Fausto affedildi ve yeni bir iş aramaya koyuldu.
Has Fausto found a job?
Fausto kendine bir iş buldu mu?
Good for you.
- Fausto tebrik ederim!
Didn't you have any inkling about Fausto and your sister?
Sen Fausto ile kardeşin arasında neler olduğunu hiç anlamadın mı?
- Hey, boys!
Fausto, Koca Fausto!
You see Fausto?
Fausto'yu gördün mü?
Giulia, Fausto's going.
Giulia, bak Bay Fausto gidiyor.
Let's go.
Fausto, gidelim buradan.
It's temporary, of course. Fausto, look who's here.
Bakın, aktrisler orada.