Fen перевод на турецкий
1,198 параллельный перевод
I think I heard that you're from a science high school... How does the science club sound?
Fen Bilimleri Kolu'na girer misin?
I'm doing an experiment for science class, it's this thing with ball bearings and bells.
Fen dersi için bir deney yapıyorum. Bilyeler ve çanlar kullanılıyor.
[Exhales deeply] Last time I checked, scouts aren't looking for high-school science teachers.
Son baktığımda, kulüpler, lisedeki fen hocalarını aramıyordu.
Well, not many science teachers throw like you. -
Eh, senin gibi atan fen hocası pek yok.
We're looking at a double major in biology and chemistry... if she wants to get into the best med school, huh? No time. .
Biz iki bölüme bakıyoruz bioloji ve fizik... eğer o iyi bir fen okulunda olmak istiyorsa, huh?
Do what he tells you. You might have a chance at second prize at a junior high school science fair, but you can forget your dreams of world domination.
Bir lisenin fen yarışmasında... ikincilik ödülü alırsın belki.
Since neither of you remembers science class, let me remind you that while this liquid is highly infectious, we can and are going to make an antidote, a vaccine.
Hiçbiriniz fen dersini hatılamadığına göre, size hatırlatayım bir sıvı çok bulaşıcı olduğu zaman, ona karşı bir panzehir, bir aşı, yapabiliriz.
What about Mr. Language and Mr. Science?
Ya Bay Edebiyat veya Bay Fen?
- For science.
- Fen dersi.
One here finishing the science building, and one here reinforcing the gym.
Biri fen binasını tamamlıyor. Diğeri spor salonunun kolon ve kirişlerini güçlendiriyor.
Used to say that your small and large intestines could stretch across the Brooklyn Bridge.
Lise fen öğretmenim, ince ve kalın bağırsaklarını çeksen Brooklyn Köprüsü kadar uzar, derdi.
You have a Bachelor of Science from West Las Vegas University, am I right?
Batı Las Vegas Üniversitesi Fen Fakültesi mezunusunuz, doğru mu?
And you can see that the children had a wonderful time with our science project.
Fen ödevlerinde çocukların ne kadar eğlendiğini görebilirsiniz.
We were in science class... And we had finished building a miniature black hole.
Fen bilgisi dersindeydik ve yaptığımız minyatür kara deliği yeni bitirmiştik.
In science class, he gets an A-plus because he is so good at dissecting frogs.
Fen dersinde, kurbağaları çok iyi kestiği için "A +" aldı.
Puh-lease, keep drinking.
Lütt-fen, sen yeter ki iç.
This isn't a science project, honey. This is business. please.
Bu fen ödevi değil canım, iş.
You practically own the library table by the math and science shelves.
Kütüphanedeki matematik ve fen kitapları hep sana ait oluyor.
Well, it worked with my old science teacher.
Yaşlı fen bilgisi öğretmenimde işe yaradı.
Or that she was banned from her science class for stealing a formaldehyde pig so she could give it a proper burial?
Veya fen sınıfından çıkarıldığını domuzu zehirlemek üzere laboratuardan malzeme çaldığı için?
Well, Nemo, all new explorers must answer a science question.
Nemo, tüm yeni kaşifler bir fen sorusuna cevap vermeli.
Will... you...
Lüt... fen...
Cody is a wonderful student with extraordinary Maths and Science ability
Cody sıradışı matematik ve fen yeteneği ile harika bir öğrenci
It's like the time... my trainer's sister's cousin's girlfriend... gave her overweight Yorkie some phen-fen... because she was a little bit fat... and it gained three pounds.
Spor hocamın kız arkadaşının köpeğine Phen-Fen vermesi gibi, biraz şişmandı, üstüne de 5 kilo aldı.
- This is Norman Bloom. He's the bright star of our science department.
Norman Bloom ; fen bölümünün en parlak yıIdızıdır.
If vampires get upstairs, we've three areas they could get through to another building, then down into the sewers. Down the hall in the atrium, the north hall here, and through the lounge to the science building.
- Vampirler yukarı çıkarsa, diğer binaya geçip, kanalizasyona inebilecekleri üç bölge var.Koridorun sonundaki avlu.Kuzey kanat.Bir de..,... asıl hedefleri olan salonun yanındaki fen bilimleri binası.
Well, I'm not really sure, but my son, he's got this science project due.
Pek emin değilim ama oğlumun bir fen ödevi vardı.
So, then when Amy had a science project, I knew the drill.
Amy'nin fen ödevi çıkınca ne yapacağımı biliyordum.
- Who paid attention in science class?
Fen dersini kim dikkatli dinlerdi?
The only people he lets in are the kids he's tutoring in science this summer.
Evet, bu yaz fen dersi verdiği... çocuklar dışında kimseyi yaklaştırmıyor.
And Johnny used to teach science.
Johnny eskiden fen dersi veriyordu.
This isn't like one of your science experiments where you get to control everything.
Bu senin herşeyi kontrol ettiğin fen deneylerine benzemez.
"Mr. Science." Derek Philby.
"Mr. Fen." Derek Philby.
Well, you're gonna have to do a little better than that, Mr. Monk, because you're in a science classroom now, and when you're in my classroom, if you have a theory, you'd better have some proof to back it up.
Bundan daha iyisini yapmanız gerekecek, Mr. Monk, çünkü şu an bir fen sınıfındasınız, ve benim sınıfımdayken, eğer bir teoriniz varsa, bunu destekleyecek kanıtınız da olsa iyi olur.
Guess we have to find another science teacher.
Tahminen başka bir fen öğretmeni bulmalıyız.
Look, I'm supposed to go over and see Cassidy and help her with a science project.
Cassidy'i görüp fen dersi ödevine yardım etmem gerekiyor.
Did you know Principal Reynolds suspended him and he confiscated his science project?
Müdür Reynolds'un onu uzaklaştırıp fen projesini aldığını biliyor musun?
Aw, dude, come on, I gotta do my science homework.
Dostum hadi ama, fen ödevini yapmak zorundayım.
When we were sophomores and she was a senior, she turned down her science teacher, and he drove a Corvette.
Biz ikinci sınıftaydık, onunda son senesiydi, Corvette kullanan Fen Bilimleri hocasını reddetti.
Science teacher at Thomas Dewey up in the Bronx.
Bronx'daki Thomas Dewey okulunda fen öğretmeni.
One of the best science departments in the country.
Ülkenin en iyi | fen fakültelerinden biri.
Jorge, no more tinkering until you finish your science homework.
Jorge, fen ödevini bitirmeden tamir yapamazsın demiştim.
He got me through high-school science.
Lisede fen derslerinde bana yardım etti.
He was studying science, and I was studying English literature.
O Fen okuyordu, ben İngiliz Edebiyatı.
- Science.
- Fen.
Mom, will you still be a science teacher when I get into high school?
Anne, ben liseye başladığımda sen hâlâ fen bilgisi öğretmeni mi olacaksın?
Whoever can start utilizing jet technology on commercial airliners is gonna win.
Jet teknolojisini ticari uçaklarda ilk kim kullanırsa köşeyi dönecek. Odie fen konusunda ne biliyorsun?
Thank you, Mrs. Helperman. It's just the thing... to compliment my math medal, history medal... and science medal.
Teşekkürler Bayan Helperman, matematik, tarih... ve fen madalyalarımı... tamamlayan birşey bu.
There won`t be any swimming unless your science grades improve.
Fen notların yükselene kadar, yüzme falan olmayacak.
- You're the science teacher, figure it out.
- Fen Hocası sensin, sen bul.
! I'm a just a science teacher.
Ben bir fen öğretmeniyim.