Filip перевод на турецкий
194 параллельный перевод
Philip, Metropolitan of Moscow and of all the Russias :
Moskova ve bütün Rusya'nın metropoliti, Filip :
I am not Kolychev, I am Philip the monk.
Ben bir Koliçev değilim, yalnızca mütevazı keşiş Filip'im.
Do you not see that Philip has only one idea, to conceal your enemies under his own skirts?
Filip'in tek bir düşüncesi var. Bunun farkında değil misin? Amacı, senin düşmanlarını cübbesinin altına gizlemek.
Silence, Philip!
Sus, Filip!
Philip has been arrested.
Filip tutuklandı!
In the old days they would have handed Philip over to us for trial.
Filip, eski günlerde olduğu gibi boyarlar tarafından yargılansaydı, onun zarar görmesine engel olabilirdik.
We must save Philip, because he has incurred Ivan's wrath for our sake.
Filip'i kurtarmalıyız. İvan'ın gazabına bizim için uğradı.
That will depend on Philip's judges.
Bu, Filip'i kimin yargılayacağına bağlı.
Philip is more useful to our cause as a martyr.
Şehit bir Filip, davamıza daha çok hizmet eder.
Hi, Filip.
Selam, Filip.
When you stood there talking to Filip, I felt really in love with you.
Sen orada durup öylece Filip'le konuşurken, sana gerçekten aşık olduğumu hissettim.
I think we should drink a toast for Filip and for his fish.
Bence Filip'in ve balıklarının şerefine içmeliyiz.
Filip Olsson.
Filip Olsson.
Filip says that we'll get in trouble if something happens.
Filip'in dediğine göre eğer birşey olursa başımız belaya girermiş.
So Filip decides who is coming to our house?
Ne yani, evimize kimin gelip gelmeyeceğini Filip'e mi soracağız?
Isn't it terrible with Filip?
- Evet. Filip'in durumu ne korkunç değil mi?
Filip says that I can buy my freedom because the organization needs cash.
Filip'in dediğine göre özgürlüğümü satın alabilirmişim. Zira örgütün nakite ihtiyacı var.
Jan, if you've hidden the money, you must give it to Filip now.
Jan, eğer parayı sakladıysan, hemen şimdi Filip'e vermelisin.
And as you granted faith and grace by your deacon Philip to the man from Ethiopia, who was sitting in his chariot reading holy scripture, show the way of salvation to your servants, so that, helped by your grace and always intent on doing good works,
Habeş adama, diyakozun Filip'e eliyle iman ve şan ihsan ettin ki o arabasında oturmuş kutsal kitabı okuyordu.
Maybe you're right. Maybe we will see each other again. But just in case we don't...
Habeş adama, diyakozun Filip'e eliyle iman ve şan ihsan ettin ki o arabasında oturmuş kutsal kitabı okuyordu.
Filip, it's starting!
Filip, geliyor!
Filip!
Filip!
- Filip, it's the boss's house!
- Filip, burası patronun evi!
What's it all about, Filip?
Neler olup bitiyor, Filip?
This is Filip Mosz, our film-maker
Filip Mosz, film çekimcimiz.
Come in a moment, Filip
Filip, bir dakika bakar mısın?
You've really got carried away, Filip
Filip, iyice kendini kaptırdın.
- Filip
- Filip.
I would like to recommend for the award The Jubileeby Filip Mosz, from the Wielice Film Club
Ödüle layık gördüğüm filmi açıklıyorum Wielice Film Kulübünden Filip Mosz'un "Yıldönümü" filmi.
The third prize and 4,000 zlotys go to Filip Mosz for The Jubilee
Üçüncülük ödülü ve 4.000 zlotilik para ödülü Filip Mosz'a'Yıldönümü'filmine gidiyor.
Time to say goodbye, Filip
Ayrılık vakti, Filip.
Now I can congratulate you officially, Filip
Şimdi seni remi olarak kutlayabilirim, Filip.
He asked to see the film Filip made
Filip'in çektiği filme bakmak istiyor.
Yes, this is Filip Mosz
Evet, Filip Mosz
Filip?
Filip?
It's Filip
Benim, Filip.
I'd like to show you a film by Filip Mosz of Wielice
Wielice'li Filip Mosz'un bir filmini sizlere göstereceğiz.
You've done it beautifully, Filip
Ne güzel iş çıkarmışsın, Filip.
On Sunday you'll see another of Filip's documentaries
Pazar günü Filip'in bir diğer belgeselini izleyeceğiz.
Come on, Filip, sing!
Devam et, Filip, söyle!
Filip, you're so clever.
Filip, çok zekisin.
You're so clever, Filip!
Çok zekisin, Filip!
Filip says we can have problems.
Filip'in dediğine göre eğer birşey olursa başımız belaya girermiş.
Filip can't choose which friends we can and cannot have!
Ne yani, evimize kimin gelip gelmeyeceğini Filip'e mi soracağız? Hayatımda böyle saçmalık duymadım!
Unpleasant the Filip should come.
Filip'in durumu ne korkunç değil mi?
Filip says I can buy myself out of this, since the organistion is in need of cash.
Filip'in dediğine göre özgürlüğümü satın alabilirmişim. Zira örgütün nakite ihtiyacı var.
If you hid the money, you must give it to Filip.
Jan, eğer parayı sakladıysan, hemen şimdi Filip'e vermelisin.
[Lanzmann, In German] Filip, on that Sunday in May 1942, when you first entered the Auschwitz crematorium, how old were you?
Filip, 1942 Mayısı'nın o pazarında...,... Auschwitz krematoryumuna ilk girdiğinde kaç yaşındaydın?
FILIP MULLER
FILIP MÜLLER,
probably from Upper Silesia, from the Sosnowiec ghetto, some 20 miles from Auschwitz. FILIP MULLER
Muhtemelen Yukarı Silesia bölgesi Auschwitz'ten yaklaşık 30 km uzaktaki Sosnowiecze gettosundandılar.
I caught some of the things they said.
FILIP MÜLLER Konuştukları bazı şeyleri anlıyordum.