Filly перевод на турецкий
238 параллельный перевод
I'll go greet the little filly.
Gidip küçük fıstığı karşılayayım.
Well, if you don't... I'll tell that little filly there's a wide-open noose waiting'for you in every river town.
Eğer yapmazsan o küçük fıstığa nehir kıyısı boyunca her kasabada boynuna geçmeye hazır bir ilmek olduğunu söylerim.
A filly that won in the fifth today.
Bugün altılıda 5. ayakta kazanan kısrak.
The letter Z stands for J unless the horse is a filly. "
At bir kisrak degilse, Z harfinin karºiligi J'dir. "
- Is the horse a filly?
- At kisrak mi?
She's the best filly that ever hit the cavalry.
Süvarilerin gördüğü en güzel kısrak.
What you need is a fast-stepping young filly you can keep up with.
Sana bu hayata ayak uydurabilecek türden bir piliç gerek.
Well, the first year because I had to raise Stella, a young filly.
İlk sene kısrak Stella'yı büyütmem gerektiği için gelemedim.
- I hope your filly wins, Col. Ogier.
- Umarım sizin Filly kazanır.
Any money on that filly tomorrow?
- Yarın o kısrağa para koyacak mısın?
Matt, you remember that little filly I used to own?
- Aw. Matt. - Sahip olduğum şu küçük kısrağı hatırlıyor musun?
Well, I've got to be the only filly in the stall
Gördüğü tek kız ben olmalıyım
- That's a good-Iooking filly, isn't she?
- Güzel bir kısrak, değil mi?
The long-tailed filly And the big, black horse
Uzun kuyruklu kısrağa Ve iri siyah ata
Mighty handsome filly.
Kuvvetli ve güzel bir kısrak.
Yeah. She's a cocky filly.
Evet, O burnu havada bir kısrak.
I been chasing this filly.
Bu kısrağı takip ediyordum.
A two year old filly that broke her leg in the Jamaican stakes.
Jamaika yarışlarında bacağını kıran iki yaşındaki tay.
He ran off with that Mexican filly.
O Meksikalı kısrakla kaçtı.
Back in Paris playing a filly.
Paris'te kaldı. O başka bir tayın peşinde.
The liveliest little filly I ever roped... was a redheaded daughter of a fire-eatin'preacher.
Şimdiye kadar yakaladığım tek kısrak... ateş yiyen bir rahibin kızıl saçlı kızıydı.
I'm no more than his pet filly, his heifer.
Onun için kısraktan başka bir şey değilim. Bir buzağıyım.
Oh, I'm gonna get you, you little redheaded filly, you.
Şimdi seni yakalayacağım, seni kızıl saçlı yavru seni.
- $ 50 on the filly.
- Fıstığa 50 dolar.
This little filly up in Chicago says to me :
Chicago'daki küçük fıstık bana şöyle dedi :
The whole night's on a filly.
Tüm geceyi bir kısrağa borçluyuz.
People talk about Reine de Saba, about Pomme D'amour... Also about Fric-Frac, an unusual name for a filly, by the way.
Reine de Saba diyenler, Pomme D'amour diyenler hatta bir kısrak için tuhaf bir isim olan Fric-Frac diyenler bile var.
Your mother was a local lady, a saucy dark-haired filly with eyes a man could drown in.
Annen bir genelev kadınıydı. Uzun ve gür siyah saçlı iri gözlerinde her erkek boğulabilirdi.
Mostly because you're a handsome filly.
Çoğu güzelliğinden etkileniyor.
You mean to say you got a yen for this filly worth $ 100, 000 in cold cash?
Bu kısrak, Yüzbin $ nakit paraya değer mi demek istiyorsun?
Say, a fella over at the barbershop... gave me a tip on a filly from Miami.
Kuafördeki bir dostum bana Miami'den gizli bir bilgi verdi.
You know what I have named my prize Arab filly?
Arap tayımın ismini ne koyduğumu biliyor musun?
She's a fast filly. "
Hızlı bir kısrak.
And you, Mr Mayor. When are you going to get such a filly for yourself?
Ve sen Bay Başkan sen ne zaman kendine böyle bir kısrak bulacaksın?
Got me a little green broke filly over there.
Yeni ehlileştirdiğim genç bir kısrağım var.
That's a young filly I picked up down in Cheyenne.
Bu kısrağı Cheyenne'den aldım.
But you're one high-bred filly that don't.
Ama sizinle herşey başka.
Yeah, pretty little filly.
Evet, güzel genç bir kısrak.
Massa wants this filly groomed and curried proper.
Sahip bu kısrağın tımar edilip kaşağılanmasını istiyor.
Massa got me grooming that filly on account of it.
Sahip bunun için bana o kısrağı tımar ettirdi.
Massa want that filly cleaned up for Missy Anne.
Sahip, o kısrağın Bn. Anne için temizlenmesini istiyor.
And getting that fine filly for a present.
Ve hediye olarak o kısrağı almak.
I've made a traveling pass so you can come along with your papa, Toby when he brings the filly next week.
Sana, kısrağımı getirirken, baban Toby'le gel diye bir yolculuk izni hazırladım.
I'll send Toby with your new filly.
Toby yeni kısrağını getirecek.
No filly can be that bad.
Hiçbir kısrak bu kadar kötü olamaz.
There'sa filly... a kitten.
İşte bir kısrak. Bir yavru kedi.
" a spirited filly who sports musical paces as smooth as her form.
"... müzikal dünyasında ağır ama emin adımlarla ilerleyen fıkır fıkır bir bayan.
Did you see this little filly shoot?
Kız ne biçim ateş etti, gördün mü?
Only there's a very nice little filly running at Exeter this afternoon.
Bu akşamüstü Exeter'da koşan güzel bir kısrak var da.
- How's the filly?
- Atın nasıl?
- So, your filly's going to be all right?
- Atının durumu iyiye gidiyormuş, öyle mi?