Fink перевод на турецкий
490 параллельный перевод
Her Majesty drives abroad with the Spaniard.
Majesteleri İspanyol ile fink atıyor.
Beat it, ya fink!
Kaybol lan, hain!
So it's come to you gotta be a fink to make the fresh air squad.
Taze hava ekibine girmek için muhbir olmanız gerekiyor.
He no longer goes gallivanting around town as he used to
Artık eskisi gibi şehirde fink atmıyor.
You don't suppose we could've passed her, do you, Fink?
Orayı geçmiş olduğumuzu düşünmüyorsun, değil mi Fink?
Practically on schedule.
Değil mi, Fink?
You fink!
Seni oyunbozan.
He called me a fink!
Bana oyunbozan dedi.
Maybe you got a fink around.
Belki de burada bir muhbir vardır.
They'll call me a fink.
Bana muhbir diyecekler.
You dirty fink.
Alçak gammaz.
You wait and see, you dirty fink!
Bekle ve gör, alçak gammaz!
Fink!
Gammaz!
You know I'm no fink.
Biliyorsun ben muhbir değilim.
Ya want I should get ya out, Dealer? You fink!
Seni çıkarmamı ister misin?
She may fink on me.
Beni ispiyonlayabilir.
- Yeah. Then what was that fink cop doing Visiting you this morning?
Bu sabah seni ziyaret eden polis de neyin nesiydi?
$ 1.80 an hour, so some fink driving a Cadillac could it drive around without having to shift gears.
Saati 1,80 $ bir namussuz Cadillac'ın vitesini değiştirmediği için.
Who wants to make that fink party anyway?
Gelmek gibi bir niyetimiz yok.
Davy, is it true that you fit a four-day fight with Mike Fink?
Hey Davy, mahzende cephaneyi saklayan Emil'i nasıl hakladın?
Cause as far as I'm concerned, he's a no-good fink.
Bence iyi biri değil.
You fink!
Seni hain!
I'm Sergeant Joe Fink.
Adım komiser Joe Fink.
I am Fink.
Adım Fink.
Sergeant Joe Fink.
Komiser Joe Fink. Düşünüyordum.
I'm gonna hang before I let any fink of a cop give me the horselaugh.
Tamam, unut gitsin. Bir polisin bana kahkahalarla güldüğünü görmektense asılmayı tercih ederim.
Come here, Fink. Come here, Fink.
Buraya gel, Fink.
Come here right now!
Buraya gel, Fink. Hemen!
Any con who'd steal canary eggs from another con is a dirty fink!
Bir mahkûmdan kanarya yumurtası çalan mahkûm, pis bir ispiyoncudur!
Come here, you fink.
Buraya gel, pis herif.
Rat fink!
Aşağılık herif!
You fink!
Seni pislik!
You dirty, stinking fink!
Seni iğrenç yaratık!
It's too deep, you little rat fink!
Burası çok derin küçük serseri!
Why, you fink!
Seni alçak!
That's not Good Samaritan. That's fink.
Bu iyi bir şey değil ama.
I should have known he was a fink.
Onun bir serseri olduğunu bilmeliydim.
That means I'm a fink.
Bu demektir ki, ben bir serseriyim.
I hate being a fink, sweetie... but you put every call girl in the country right on the spot.
İspiyonculuktan nefret ederim, hayatım ama tele kızların hepsini tehlikeye attın.
Fink.
Gıcık herif.
Aw, he's a fink.
Kalleşin biri o.
Crowley, you fink.
Crowley seni ispiyoncu.
You fink.
Seni ispiyoncu!
Kimble! Richard Kimble, you fink!
Richard Kimble, seni hain!
There was people calling him a fink, a chiseler, a crooked hood.
Ona, ispiyoncu, dolandırıcı, namussuz hayta diyen dostlar.
Attack them, you faltering fink!
Saldır onlara sersem!
You're the fourth man, fink.
Dördüncü sensin, şerefsiz.
You traitorous fink!
Seni alçak hain!
Being a fink is thirsty work.
İspiyoncu olmak susatıyor.
- I'm no fink. That's exactly it.
Aynen öyle.
You fink!
Seni muhbir.