Flops перевод на турецкий
313 параллельный перевод
I hope it flops.
Bu iş umarım olmaz.
Four shows, four flops.
Dört gösteri, dört fiyasko.
Everybody makes flops ex cept you.
Senin dışında herkes başarısız olabilir.
Everything's good for you, but wait till you've had a couple of flops and people stop talking about you.
Her şeyin tıkırında, birkaç başarısızlık yaşayana ve insanlar artık seni konuşmamaya başlayana kadar bekle.
If this flops, he'll employ me as a messenger in one of his banks.
Eğer bu iş batarsa, beni bankalarından birinde ulak olarak işe alacak.
I'm gonna treat you like any performer on my show that flops.
Sana, şovumda hata yapan herhangi bir oyuncuya davrandığım gibi davranacağım.
That's the way the mop flops.
Bu işler böyle.
So we're both flops.
İkimiz de başarısız olduk.
Well, of course, you know best, but if Torrey flops, you can blame CinCPac for putting him in there.
En iyisini sen bilirsin tabi, ama Torrey beceremezse, suçu onu oraya getiren Başkomutanlığa atarsın.
You're all flops.
Hepiniz dökülüyorsunuz.
I am the Earth Mother and you are all flops.
Ben, Şehvetli Kadın'ım ve sizler hepiniz dökülüyorsunuz.
If it flops you can always understudy for my grandmother.
Canını sıkma hayatım. Gösterin başarısız olursa anneannem rolündeki kadının yedeği yaparım seni.
It actually turns me on to see you switch between flip-flops and fancy things, elegance and vulgarity.
Zarafet ve kabalık bilmişlik ve yanardöner tavırların arasında mücadele vermeni görmek beni çok heyecanlandırıyor.
♪ The headaches, the heartaches the backaches, the flops ♪
# Baş ağrısı, gönül yarası, Sırt ağrısı. #
According to the husband, a light-colored dress, sweater, and a pair of yellow flip-flops.
- Kocasına göre, Renkli ince bir elbise, bir hırka ve sarı terlikler varmış.
That's the way the mop flops.
Bu işler böyledir.
After seven years I get "That's the way the mop flops"?
Yedi yıldan sonra bütün söyleyeceğin bu mu : "bu işler böyledir"?
I'll see where the twist flops.
Kızı takip edeceğim.
She's been in nothin'but flops the past three years.
Son üç yıldır oynadığı her şey fiyasko.
- Of two flops.
- İki fiyaskonun.
Every six months, and it flip-flops. It's something different. If we meet here, the car will be available...
Bayan Krumm, burada buluşursak araba hazır olacak.
He flip-flops.
Takla atıp duruyor.
I want to price some flip-flops, and smell the new tires... and consult the pharmacist for some free medical advice!
Ben de parmak arası terlik fiyatlarını değiştirmeyi, yeni tekerlekleri koklamayı..... ve bedava ilaç için eczacıdan tavsiye almak istiyorum.
Hmm. I wonder where the flip-flops are?
Parmak arası terlikler nerede acaba?
I mean flops, bombs.
Yani fiyasko, bombalar.
I had a rhino who wanted some flip-flops. I had a manatee.
Sandalet giymek isteyen bir gergedanım.
Bring flip-flops to the shower.
Duşa girerken terlik kullan.
Flops the nut straight and has the discipline to wait him out.
Blöfünü görmek hemen hemen imkansız. Çok sabırlı bir oyuncu.
♪ The headaches, the heartaches The backaches, the flops ♪
Baş ağrıları, kalp ağrıları Sırt ağrıları, başarısızlıklar
Papa needs a new pair of flip-flops.
Babanızın yeni terliklere ihtiyacı var.
They didn't stop because of a few flops.
Başarısız olduklarında dayandılar.
My stomach did flip-flops for days.
Midem günlerce kabardı.
No I can help thinking that your grandmother? and I Flip Flops?
Ben sana yardımcı olamıyorum ama büyükannenle ben bazı konularda sana yanlış davranmışız.
I saw all of y'all bustin', doin'belly flops on the diving board.
Hepiniz tramplenden havuza balıklama atladınız.
- I saw you doin'belly flops.
- Suya balıklama atladığını gördüm.
I'm sorry, just the thought of going back to that place got my stomach doing flip-flops.
Ama o restorana gitme düşüncesi bile midemi kaldırdı.
You got no idea what "dead eyes" means until you face them in your fucking bathrobe and your flip-flops.
"Soğuk kalpli" ne demek bilemezsin, tabii eğer bornozun ve terliklerinle karşılamadıysan.
have a nice afternoon and leave the silly protest to Woody Harrelson and his hemp flip-flops.
Güzel bir gün geçir. Aptal protestoyu da Woody Harrelson ve onun terliklerine bırak.
Have you seen my flip-flops?
Terliklerimi gördün mü?
And it must be so disappointing... when something just, you know, flops like that.
Böyle bir başarısızlığa uğramak çok büyük bir hayal kırıklığı olmalı.
Flip-flops?
Parmak arası mı?
- Dad, Stephanie stole my flip-flops.
- Baba, Stephanie flip-flopumu çaldı.
Watch Van do belly flops into a pool... but make sure you see he's raised $ 5,000 to give the swim team a next season.
Van'ı havuz başında göbek atarken seyrettiniz fakat yüzme takımı için 5,000 dolar toplamayı başardı.
Cause if this flops, me won't be able to get my nanny a new hip.
Çırpınırsan, Yeni bir dadı vakfı bulmak istemem.
I think the ship comes down, hits that mountainside bow first, buckles and then flops down.
Bence gemi yere ilk çarptığında, sıkışıtı ve sonra da tamamen fırladı.
Everybody makes flops except you.
Sen hariç herkes başarısızlığa uğrar.
So who gives you flip-flops, Joey Potter?
Peki sizin yüreğinizi kim hoplatıyor, Joey Potter?
Oh, I need my flip-flops.
Terliklerimi almalıyım.
.. but flops are like relationships..
Ama başarısızlıklar, kötü sonlu ilişkiler gibidir.
Anyway, she flops.
Zaten başarısızdır.
How do you like your flip-flops?
Sandaletinden memnun kaldın mı?