Fluffer перевод на турецкий
59 параллельный перевод
She was the fluffer on the set of Dirty Larry 3.
O, Azgın Larry 3'ün setindeki aIet kaIdırıcıydı.
- Copy that, purple FIuffer Nutter.
- Anlaşıldı, Purple Fluffer Nutter ( Mor tüylü taşak ).
Speed it up. What's a fluffer?
Hepimizin kabul edeceği gibi, söz konusu olan, bir çocuğun mutluluğu.
Have you ever been Mr. Cage's fluffer?
- Öyle bir şey.
Unless you want to stay here in this loser existence while your daughter grows up to be a fluffer in her new daddy's videos.
Tabii kızın, yeni babasının fiImIerinde porno yıIdızı oIurken... ... bu sefiI yaşantını devam ettirmek istiyorsan başka.
YOUR OWN PERSONAL FLUFFER.
Ayrıca sana özel kaldırıcı.
So right now, I'm a fluffer.
Şu anda, kabartıcıyım.
So tell me, what exactly does a fluffer of your caliber do?
Pardon, senin ayarındaki bir kabartıcı tam olarak ne yapar?
lm a fluffer
- Ben farklıyım.
.You dont know what a fluffer does?
Gerçekten tahmin edemedin mi?
- Ryan Atwood, fluffer.
- Ryan Atwood, kıyakçı...
- Wallace, have you met my fluffer?
- Wallace, kıyakçımla tanıştın mı?
Okay, give me all your peanuts, Goobers, and Fluffer Nutters.
Pekâlâ. Üzerinizdeki tüm fıstıkları ve fıstıklı çikolataları bana verin.
Word is, you're the best fluffer in town.
Yüzeysel işlerde şehrin en iyisi olduğun söyleniyor.
I'm the fluffer.
Kıyakçıyım.
All those times he called me "lab geek," "fairy winkle," "donkey fluffer"...
Onca zaman beni "Laborant İnek", "Nonoş Kıvrım", "Katır Kaldıran" gibi isimlerle çağırdı.
Evette, get me a fluffer in the greenroom.
Evette, bana yeşil odada bir koltuk ayarla.
So tell me, what exactly does a fluffer of your caliber do?
Peki o zaman senin bu yeteneğinin yumuşak tarafı ne yapar onu söyle?
I was a fluffer in a pet salon.
Bende çok gözde bir salonda kurutma yapardım.
Hey, you gonna need a fluffer?
Seni hazırlamamı ister misin?
You're too old to go back to being a gentleman's fluffer.
Tekrar garson olmak için oldukça yaşlısın.
I heard you were the fluffer.
Senin de saksocu olduğunu duydum.
Thank you, Wally and the Fluffers.
Teşekkürler Wally ve Fluffer ekibi.
You wanna be a lighting guy or a fluffer?
Peki ne yapmak istiyorsun? Işıkçı mı olmak istiyorsun... yoksa "kaldırıcı" mı?
So I'm — I'm, what, the — the fluffer?
Yani ben--ben, ne--dilimle mi?
Is that like being a fluffer?
Bu kabartıcı gibi bir şey mi?
I think we need a fluffer here.
O zaman bize bir kabartıcı lazım.
- I'll call the fluffer.
- Kabartıcıyı arayayım.
I thought you were a fluffer.
Ben sizi kabartıcı sanıyordum.
You, my friend, have become her fluffer.
- Sen dostum onun pohpohlayıcısı oldun.
An emotional fluffer.
- Duygusal pohpohlayıcı.
I'm an emotional fluffer?
- Duygusal pohpohlayıcı mıyım?
Fluffer.
Pohpohlayıcı seni.
And I'm not your fluffer, by the way.
Ben... Senin pohpohlayıcın değilim bu arada.
What's a fluffer?
- Pohpohlayıcı ne?
I'm your emotional fluffer.
Senin duygusal pohpohlayıcınım.
I did what you said, I told her I didn't want to be her fluffer, and it went great.
Dediğini yaptım, ona pohpohlayıcısı olmak istemediğimi söyledim ve harika sonuç verdi.
AKA the original fluffer.
Nam-ı değer orijinal pohpohlayıcı.
Well, you're the best fluffer I know. - Yeah?
- Buraların en iyi kabartanı sensin.
- So, uh, I'm the fluffer and they're the happy ending?
Yani özetle ben kaldırıyorum, boşaltımı onlar yapıyorlar?
You need a fluffer?
Tahrikçi mi lazım?
Fluffer-nutter?
Fıstıkezmeli sandviçim?
Am I your fluffer today, Fitz?
Çükünün bekçisi miyim bugün, Fitz?
Is it just us going up there, or are they bringing up a fluffer?
Sadece biz mi gidiyoruz yoksa kızıştırıcı getiriyorlar mı?
What's a "fluffer"?
"Kızıştırıcı" ne demek?
Dan, we're the fucking fluffer.
Dan, biz kızıştırıcıyız.
What's a fluffer, Ms. Vassal?
Şaka.
That, that "fluffer" thing even I didn't know about.
- Bildikleri şeylere bakılırsa, kesinlikle buradan birisi konuşmuş.
I'm his fluffer.
Onun kıyakçısıyım.
Or you can be my fluffer.
Ya da benle kalabilirsin.
You see thats what a fluffer does. I get you all hot and bothered I dont understand I keep actors errect inbetween takes its a special talent I have I know what you want
Şimdi ne olduğumu anlamışsındır. Canını sıkar ve seni tahrik ederim. Anlamıyorum.