For the first time in перевод на турецкий
3,116 параллельный перевод
Be a smartass No.1, sure, but we're No.2. For the first time in 10 years.
10 yıl içinde ilk kez.. ikinci sıradayız!
It is my pleasure to present to you, for the first time in seven years, the very talented and amazing,
.. şimdi sıra onda.. 7 yıl sonra ilk kez
For the first time in my life, I have somebody who needs me...
Hayatımda ilk defa bana ihtiyacı olan biri var.
In 1996, the South African record label released Rodriguez's second album, Coming From Reality, on CD for the first time in South Africa.
1996'da, South African Plak Şirketi,... Rodriguez'in ikinci albümü Coming From Reality'i,... ilk kez CD olarak Güney Afrika'da çıkardı.
And the best part of it is, for the first time in my life,
Ve en iyi tarafı da, hayatımda ilk kez fark yarattığımı hissediyorum.
She wanted me to, but for the first time in my life, I didn't ask.
Sormamı istedi, ama hayatımda ilk defa, sormadım.
♪ For the first time in my life ♪ ♪ I see love.
* Hayatımda ilk defa âşık oluyorum. *
But for the first time in my life, I'm not going to let my fear get the better of me.
Ama hayatımda ilk defa korkularımın beni yenmesine izin vermeyeceğim.
♪ For the first time in my life ♪ ♪ I see love. ♪
* Hayatımda ilk defa âşık oluyorum. *
For the first time in his life, he wasn't gonna be on the run.
Hayatında ilk kez kaçak olarak yaşamayacaktı.
Will, for the first time in ages, I feel good about myself.
Uzun zamandan beri kendimi ilk defa iyi hissediyorum.
I'm seeing clearly for the first time in years.
Yıllardır ilk defa bu kadar net görüyorum.
If he kills his uncle, he'll be forced to look at himself, maybe for the first time in his life.
Eğer amcasını öldürürse, kendisiyle belki de hayatında ilk defa yüzleşmeye zorlanacak.
I feel good for the first time in who knows?
Kaç zamandır ilk defa kendimi iyi hissediyorum.
I felt loved for the first time in years, but it was all a lie.
Yıllardır ilk defa birinin beni sevdiğini hissettim ama o da yalan çıktı.
Well, probably for the first time in his life, he has power and influence, and so he's- - he's going back to a place where once he had none.
Muhtemelen hayatında ilk kez güç ve itibar kazandı. Bu yüzden de şimdi, eskiden bunlara sahip olmadığı yere gidiyor.
For the first time in my life, I feel like I belong.
Çünkü hayatımda ilk kez doğru yerde olduğumu hissediyorum.
For the first time in my life is my glad that I'm not the president.
Hayatımda ilk kez benim Ben başkan değilim memnunum.
Angelo : I left Chicago and came back to Kansas City for the first time in 13 years.
Chicago'dan ayrildim ve 13 yil sonra ilk defa Kansas'a geldim.
Well, I figured it must be pretty important for you to pick up the phone and call me for the first time in what, seven years?
Çok önemli bir şey olduğunu düşündüm telefonu eline alıp beni aradığına göre ne kadar oldu, yedi yıldır ilk arayışın mı?
He got hold of something deadly, and for the first time in his pathetic life, he feels power.
Eline ölümcül bir şey geçmiş ve zavallı hayatında ilk kez gücü hissediyor.
But you were right- - there's a governor's race for the first time in a decade.
Bunu yapmamalıydım. Fakat haklıydın, on yıldır ilk kez ortada bir valilik yarışı var.
For the first time in my life, instead of thinking about myself, I think of someone else first.
Hayatımda ilk kez kendimi düşünmek yerine başkasını düşündüm.
For the first time in years, there was no little part of me clinging to the dream of being with Robin.
Seneler sonra ilk kez, içimde Robin'le olma hayaline tutunan en ufak bir parça bile kalmamıştı.
Which meant, for the first time in years, the world was wide open.
Bu da seneler sonra ilk kez hayatın kapılarının ardına kadar açık olması demekti.
What M means is that every year on, say, March 15, the Pleiades rise for the first time in the sky.
Bu şu anlama gelir. Diyelim ki 15 Mart'ta Pleiades takım yıIdızı gökyüzünde gördünüz.
♪ For the first time in my life ♪ ♪ I see love.
 ™ ªHayatımda ilk kez aşık oluyorum. ™ ª
For the first time, we're live at McDonald's in Mornas.
İlk kez Mornas'da bir McDonalds'da canlı yayındayız.
For the first time, people believe in a police officer.. .. more than themselves.
İlk defa, insanlar kendilerinden çok, bir polis memuruna inanmaya başladılar.
That's the receipt in the first time we ever went for coffee together.
Bunu ilk defa birlikte gittiğimiz kafeteryadan almıştım.
It was just one crystal for a very long time, brought over by the first settlers of Salem.
Uzun bir süre için sadece bir kristal vardı. Salem'in ilk yerlileri getirmişti.
I left for Orlando, Florida, which was the first time I was ever on an airplane in my life.
Hayatımda ilk kez o zaman uçağa bindim.
- There was a senior officer in my command who- - The first time he spoke to me he said, "female marines here are nothing but objects for the marines to fuck."
Kıdemli bir komutan benimle ilk konuştuğunda dedi ki "kadın bahriyeliler, erkekler için birer sikiş objesinden başka bir şey değillerdir."
I mean, if he has been batting for the other side, it'll be the first time she's seen him stiff in a while.
Yani öbür tarafa gitmeden önce ne yapsam kârdır düşüncesindeyse kadın, kocasını nanayı yediğini göreli uzun zaman olmuştur.
For the first and only time in my life I was in love, and, uh... I saw a future with us together.
Hayatımda yaşadığım ilk ve tek aşkta birlikte bir geleceğimiz olduğunu düşündüm.
Honey... He is 18, in Rome, on his own for the first time.
Tatlım o 18 yaşında ve Roma'da.
Now then, Tippi, I'll probably bring the camera in here close so we see for the first time what stress she's under.
Bak şimdi, Tippi, muhtemelen kamerayı buraya yakına getiririm. Böylece ilk defa kızın nasıl bir stres altında olduğunu görürüz.
It's the first time I've asked you for anything in 3 years.
Üç senedir senden istediğim ilk şey.
Without a book in his face, he was like a blind man seeing the world for the first time.
Yüzüne dayalı bir kitap olmayınca, dünyayı ilk defa gören bir körden farksızdı.
One day in early summer, Mother saw Father for the first time at the university.
Bir yaz günü ansızın annem fakültede babamı görmüş.
No wonder that in old communist Yugoslavia - where I saw this film for the first time - exactly this scene, or more precisely - the song which follows this strange hedonist, if you want, - advice from the mother superior :
Bu filmi ilk kez gördüğüm eski komünist Yugoslavya'da,... bilhassa bu sahnenin, daha özelde ise bu garip hazcıyı takip eden baş rahibenin bir nasihati olarak da düşünebileceğiniz şarkının bulunduğu üç dakikanın sansürlenmesinde şaşılacak bir şey yok.
My first marriage was already a disaster when I walked into that little art gallery in the village and I saw your mother for the first time.
İlk evliliğim zaten bir felaketti. Kasabadaki o küçük sanat galerisine girip anneni ilk gördüğümde...
For the first time I'm in love but she humiliated me instead.
İlk kez aşık oldum ama o beni aşağılıyor.
And for the first time our family will get a local daughter-in-law.
Ayrıca, ilk kez ailemiz Hintli bir gelin alacak.
here in London... after that he's come back to London for the first time
burada Londra'da... o zamandan beri ilk kez Londra'ya geri döndü.
In a day like the one today, I breathed for the first time.
Ve böyle bir günde, ilk defa nefes aldım.
People can make a change and I think for a lot of people in America it was the first time they had seen people rise up and take down their government and say,
İnsanlar bir şeyleri değiştirebilir. Ve bence Amerika'da insanlar ilk defa insanların ayaklandığını, hükümetlerini devirdikleri ve,
You're just in time for the first race.
İlk yarış için tam zamanında geldin.
For example, the first time we met Hagen was actually at a church that was under restoration, so the priest wouldn't let us in, that is, until Peter gave me the green light to feed the priest a story.
Mesela, Hagen'la ilk tanışmamız yenilenmekte olan bir kilisede oldu. O yüzden rahip içeri girmemize izin vermedi. Ta ki Peter rahibi bir hikâyeyle kandırmama izin verene kadar.
I am merging onto an interstate in a big rig for the first time.
İlk defa büyük kamyonla şehirlerarası yola çıkıyorum.
And I'm hearing my song on the radio for the first time ever in life, in Dallas, Texas.
İlk defa kendi şarkımı radyoda dinliyorum, Dallas, Texas'ta.