For the rest of his life перевод на турецкий
580 параллельный перевод
Here, at the place of his humiliation, the old man would waste away miserably for the rest of his life and here the story would, strictly speaking, be over.
Burada, onun onurunun kırıldığı bu yerde, yaşlı adam hayatının geri kalan kısmında, acınası bir şekilde ağır ağır tükenebilir ve bu hikâye de, kelimenin tam manası ile sona erebilirdi.
"Cinderella Man." That'll stick to him for the rest of his life.
"Külkedisi Erkeği." Hayatının sonuna kadar bundan kurtulamaz.
And make him miserable for the rest of his life because you're a Lorrison :
- Hayatının geri kalanında onu perişan etmek... çünkü sen bir Lorrison'sın :
Now he's tied to a dead arm for the rest of his life, a claw hand.
Artık hayatı boyunca ölü bir ele bağlı yaşayacak, Pençe gibi bir el.
And let the Englishman reign for the rest of his life?
O ingiliz'in ömür boyu saltanat sürmesine izin mi vereceğiz?
Lest this poor soul be forced to hobble for the rest of his life on one foot.
Bu zavallı ruh acı çekmeden, kalan ömrünü tek ayağıyla geçirebilirdi.
Memnon, to be exiled from Greece for the rest of his life.
Memnon, Yunanistan'dan ömür boyu sürgüne gönderilecektir.
The woman he expected to love devotedly for the rest of his life.
Hayatının geri kalanı boyunca herhangi bir karşılık olmadan seveceğine inandığı kadın.
Sometimes a man has to make big decisions terrible decisions and carry them with him alone for the rest of his life.
Bazen bir insan büyük kararlar vermek zorunda kalır korkunç kararlar ve hayatının geri kalanında bu kararlarla yaşamak zorunda kalır.
Anyone else would have left my father a note that would have ruined his sleep for the rest of his life.
Başkası olsa babama bir not bırakırdı böylece ömür boyu uykularında rahat uyuyamasın diye...
He'll have a twisted leg for the rest of his life and it'll be your fault.
Hayatı boyunca bacağı çarpık olacak ve bu senin sucun.
He'll remember those white ribs staring at him, he'll see the flesh jump and hear the whistle of the whip for the rest of his life.
O gözüne çarpan beyaz kaburgaları hatırlayacak et parçalarının sçramalarını görecek ve hayatının geri kalanın kısmında kırbacın ıslığını daima duyacak.
And every man sets foot in this house needs just one look to figure it ain't worth 40.000 acres and a soft spot for the rest of his life.
Ve bu evde ayakları yere basan herkes bir bakışta 40000 dönümün ve ufak bir zaafın bir ömür geçirmek için yetersiz olduğunu anlar.
Would it keep him in here for the rest of his life?
Bu durumda, ömür boyu buraya tıkılır mı?
He'll remember this lesson for the rest of his life.
Ona hayatı boyunca unutamayacağı bir ders vereceğim.
This impediment will last for the rest of his life.
Bu acizliği hayatının kalanı boyunca sürecektir.
What guy wants to drive a subway train for the rest of his life?
Kim, hayatının geri kalanını metro sürerek geçirmek ister ki?
Bit of flap in thigh, never would heal cowed him down for the rest of his life.
Uyluğu hasar gördü, asla iyileşmedi. Hayatının geri kalanında içine kapandı..
for the rest of his life, do you know how long that was?
Hayatının geri kalanı, ne kadar oldu?
I just wanted to make him happy for the rest of his life.
Yaşamının geri kalanında onu sadece mutlu etmek istedim.
THAT'S WHAT MATT IS GONNA REMEMBER FOR THE REST OF HIS LIFE.
Şuradaki Fare Matt'in yatağı, Çıta.
I will twist that mofo, I will twist it into his voice box, and rip that thing, rip it out, and he'll talk like this for the rest of his life.
Sonrada çevireceğim. Ses tellerinin içindeyken çevirip pat diye çıkaracağım. Hayatının sonuna kadar şöyle konuşmak zorunda kalacak.
I'll have him thrown in jail for the rest of his life for kidnapping!
Adam kaçırmaktan ömür boyu hapse tıktıracağım onu!
Have him locked up in prison alone and humiliated for the rest of his life
O Ding'e iftira atıp... Ömür boyunca hapiste aşağılanmasını istedim
He sustained various lacerations a concussion, and severe back trauma which will, I'm advised, impair for the rest of his life his ability to walk.
Ciddi yaraları var beyin sarsıntısı, ve hayatının geri kalanında yürüme kabiliyetini bozacak olan ciddi sırt travması.
Purple Robe Duke for the rest of his life, and you've got the sacred water too, but I am not stupid.
Dükün hayatını kurtarmasını istedin Böylece kutsal suyu aldın.
Any person who would do that would have guilt eating away at his guts for the rest of his life.
Öyle bir şey yapacak insanın ömrünün sonuna kadar içi içini yer.
You get that videotape of Sam finishing off his wife, and that man will give us anything we want... for the rest of his life.
Sam'in eşini öldürmesini kaydedersek adam hayatı boyunca istediğimiz her şeyi verir.
If that man doesn't get an operation, he may be crippled for the rest of his life.
Bu adam ameliyat olmazsa hayatı boyunca sakat kalır.
She explained to him that his name was in danger... of being ludicrously associated with this phrase for the rest of his life.
Ona ününün tehlikede olduğunu ve bundan böyle herkesin... alaycı bir şekilde onu bu cümleyle hatırlayacağını anlattı.
Alas, your Mr Takagi did not see it that way so he won't be joining us for the rest of his life.
Ama, Bay Takagi bunu anlamadı..... bu yüzden hayatının bundan sonraki bölümünde bizimle olamayacak.
It will be there for the rest of his life.
Hayatı boyunca peşini bırakmayacaktır.
I'll put his ass away for the rest of his life.
Ömrü boyunca götünü bir daha bize yaklaştıramayacak.
Well, there's enough to keep you and your little fella here in baseball cards for the rest of his life.
Seni ve oğlunu hayatınızın sonuna kadar beyzbol kartlarında tutacak kadar çok var.
Once a man has children, for the rest of his life his attitude is :
Bir adamın çocuğu olduktan sonra, hayatının geri kalanı tavrı şöyledir :
You may have to wait on him for the rest of his life!
Hayatının sonuna kadar onun başında beklemek zorunda kalabilirdiniz!
Santiago was leaving for the rest of his life... and he hadn't called a soul... and he hadn't packed a thing.
Santiago, hayatının geri kalanı için ayrılıyordu ama ne bir kimseyi aramış ne de bir şey hazırlamış.
If you testify against Vince about what you saw, we can put him away for the rest of his life.
Vince aleyhinde ifade verirsen, onu ömür boyu hapse atabiliriz.
I know he doesn't want to be a housekeeper for the rest of his life.
Hayatının geri kalanında bir hizmetçi olmak istemediğini biliyorum.
Yes... but after to be haunted by remorse for the rest of my life, always seeing him wherever I go, enduring his silent reproaches.
Evet... Ama sonra... Hayatımın geri kalanında vicdan azabıyla kıvranacağım.
As penance for his sins... he asked to be allowed to devote the rest of his life to the lepers.
Günahlarının cezası olarak... hayatının geri kalanını cüzzama adaması istendi.
He's dead but I'll have to live with the memory of his crime for the rest of my life.
O öldü ama ben hayatımın geri kalanında işlediği suçun anısıyla yaşamak zorunda kalacağım.
They say if you save a man's life, it makes you responsible for him... for the rest of his days. It makes me feel quite secure.
Dediklerine göre birinin hayatını kurtarırsan,... onu hep korursun, kendimi güvende hissediyorum.
Now, theoretically, Waterlow, if a minute quantity of evil serum... were introduced into the bloodstream of an individual... that individual should be proof against contamination... by the evils of this world for the rest of his or her life.
Şimdi teorik olarak, Waterlow, Eğer küçük miktarda kötülük serumunu kişinin kan dolaşımına verirsek bu kişi hayatının geri kalanında onu yoldan çıkaracak bu dünyadaki tüm kötülüklere karşı dayanıklı olabilecek.
Seeing now, dearly beloved brethren... that this child is born again... and received into the family of Christ's church... let us give thanks unto Almighty God for these benefits... and, with one accord, make our prayers unto him... that this child may lead the rest of his life according to this beginning.
Muhterem din kardeşlerim bir çocuğumuz doğup Hıristiyan ailesine kabul edilmiş bulunmaktadır. Bundan dolayı yüce Tanrı'mıza şükredelim... Hep beraber kendisine dua ederek bu çocuğun tüm hayatını bu başlangıç gibi idame etmesini dileyelim.
If you know what's good for you, you better get on that phone and tell Mr. Big-shot Farmer that I said he'd better let me on that stage or I'll crucify him in 150 newspapers every day for the rest of his useless life.
Hakkında hayırlı olmasını istiyorsan hemen şu telefonu al ve Sayın Farmer Haşmetlerine de ki, bıraksın şu stüdyoya gireyim, yoksa kalan o beş paralık ömrünün her günü, 150 gazetede ona demediğimi bırakmam!
My dear friends in Christ, we are gathered here today to lay to rest the soul of Thomas Alan Lester, who gave his life for the service of his country.
Sevgili İsa dostları, bu ülke için canını veren Thomas Alan Lester'ı..... huzura kavuşturmak için toplandık.
Now I'm gonna have to hear about his stupid record for the rest of my life.
Salak rekorunu hayatımın sonuna kadar dinlemek zorunda kalacağım.
And old Elias spent all the rest of the days of his life watching for her ship.
Ve yaşlı Elias hayatının geri kalanını onun gemisini beklemekle geçirmiş.
I was only trying to give hopes for him to live on with the rest of his life.
Sadece geri kalan hayatını yaşaması için ona teselli verdim.
When he said he didn't know how he could live the rest of his life knowing how much hurt he'd caused that little girl. Well, I really felt for him. I did.
O küçük kızı o kadar üzdüğünü bilerek hayatını nasıl sürdüreceğini bilmediğini söylediğinde kalbimin şurası cız etti.