Forever перевод на турецкий
26,845 параллельный перевод
We've been together forever.
Yıllardır beraberiz.
But the merciful goodness of the Lord endures forever and ever toward those that fear Him, and His righteousness upon their children's children.
Ama Tanrı'nın kendisinden korkanlara karşı merhametli iyiliği, sonsuza dek sürer ve soyunun soyuna adaletli davranır.
[laughs] Say it in there, on the tape, forever recorded.
- Ninalık yaptığında senden hoşlanıyorum.
I know what you're thinking. I couldn't keep that up forever.
İlelebet idare edemeyeceğimi sanıyorsunuzdur.
I've been answering questions about you forever, and that is not easy for me, you know, talking about other people.
Senin hakkındaki tüm soruları cevaplıyordum ama başka insanlar adına konuşmak benim için kolay değil.
I don't want to fetch lattes forever.
Sonsuza dek latte getirip götürmek istemiyorum.
Kisses are forever.
Öpücükler kalıcıdır.
A decision from Washington will change the mob in Chicago forever and bring him back into a life of violence.
Ama çok yakında..... Washington'dan gelen bir karar..... Chicago'da mafya hayatını değiştirecek... .. ve Onu tekrardan şiddet içine çekecekti.
But then... Washington creates a law that will change the mafia forever.
Ama sonra Washington, sonsuza dek mafya sistemini değiştirecek bir yasa çıkartır.
You turned into my knife, and it's taken, like, forever for your skin to grow back together.
Dönerken bıçağıma girdin, şimdi derinin tekrar eski hâline dönmesi bir ömür sürüyor.
Did you think you could hide forever?
Sonsuza kadar saklanabileceğini mi sandın?
I can't stay in here forever.
Sonsuza kadar burada kalamam.
We'll be together forever.
Üç! Sonsuza kadar beraber olacağız.
Your nanites won't protect you forever.
Nanitlerin seni sonsuza kadar koruyamaz.
The days seem like they go on forever, filled with innane tasks and darkness.
Günler hiç bitmiyormuş gibi geliyor, boş işlerle ve karanlıkla dolu.
Its magnificent light, that has shined for over ten million years, is about to be extinguished forever.
10 milyon yıldan uzun süredir parlamakta olan bu muhteşem ışıl sonsuza kadar sönmek üzere.
Forever.
Sonsuza dek.
Now Earth will have one master forever... Kang the Conqueror.
Artık Dünya sonsuza kadar tek bir efendiye sahip olacak Fatih Kang'e.
Today, I'm asking you to help me in ridding this great nation of that zombie scourge forever!
Bugün, sizden Yüce ulusu bu zombi illetinden tamamıyla kurtarmamda yardımcı olmanızı istiyorum.
♪ Old enough to understand The shit'll change forever ♪
Her şeyin toptan değişeceğini Anlayacak kadar büyüğüm
What if it was forever, Rachel?
- Ya sonsuza kadar olsaydı Rachel?
They want to stay here forever, and if we go back now, then Steve wins and we're stuck here.
Burada sonsuza dek kalmak istiyorlar. Şimdi dönersek Steve kazanır ve burada mahsur kalırız.
Catholic school forever.
- Biliyorsun. Daima Katolik okulu!
And I'll tell you what, you come off the board at the beginning of day one, and your life is changed forever.
Sana ne diyecegim... Birinci günün basinda seçilirsen hayatinin sonuna kadar degisir.
I will soak this earth with our blood and tether us to these grounds forever!
Bu toprağı bizim kanımızla sulayıp sonsuza kadar bize bağlayacağım.
I will soak this earth with our blood let it mingle with the soil tether us to these grounds forever!
Burayı kanımızla sulayıp toprakla bir olup bizi bu topraklara sonsuza dek bağlı tutacağım!
Frozen in forever beauty.
Dondurulmuş sonsuz bir güzellik.
I promise to eternally, forever, love the shit out of you.
Seni sonsuza dek, ebediyen fena hâlde seveceğime yemin ederim.
Yeah, well, I guess you'd be the expert on that one. Can't avoid me forever, Shelb.
Evet, sanırım, o konuda uzman olurdum.
We ain't had a rain of teeth in forever!
Sonsuza kadar diş yağmuru göremeyeceğiz!
I'm not gonna live forever.
Sonsuza kadar yaşamayacağım.
Or else I have to ride with it forever.
Aksi takdirde sonsuza kadar onunla yaşamak zorundayım.
You can't hold on to Mack's body forever.
Mack'in bedenini sonsuza kadar tutamazsın.
He was gonna auction it off, make enough money to move away from New York and Mara Tres forever.
Onu açık artırmayla satıp New York ve Mara Tres'ten sonsuza kadar kurtulacak para kazanacaktı.
Glitter's forever.
Pırıltılar sonsuzdur.
Nice to have all your memories in one place, forever.
Tüm anıların sonsuza kadar bir yerde olması güzel bir şey.
Forever.
Sonsuza kadar.
When the purpose is gone, the character disappears. They disappear forever.
O gaye ortadan kalktığında karakterler yok oluyor.
Oh, well, then he can stay forever.
Tamam o zaman ölene kadar kalabilir.
Stick with me, and you'll live forever.
Leon, o kadını telefona bağla.
I remember the anger that I felt, reading all these stories about how explorers and settlers would just wipe out an entire species, and in the process, decimate the ecosystem forever.
Kaşiflerin ve yerleşimcilerin bir türün tamamını yok edip ekosistemi sonsuza dek mahvetmesiyle ilgili hikayeleri okuduğumda hissettiğim öfkeyi hatırlıyorum.
And remember that, once you've invested in wind and solar, you actually have free energy forever.
Yenilenebilir bir kaynak bu. Şunu da unutmamak gerekir, rüzgar ve güneş enerjisine yatırım yaptığınızda, sonsuza dek ücretsiz enerjiye sahip olursunuz.
Forever. Or until we die in a spectacular car crash three minutes from now.
Ya da en fazla üç dakika içinde... büyük bir araba kazasında ölene kadar.
Yeah, well, I can't keep you going. Like this forever, charlie.
Peki, tamam, ama sonsuza kadar seni böyle tutamam Charlie.
'Cause you're gonna be together forever.
Çünkü sonsuza dek birlikte olacaksınız.
She won't be young forever.
Sonsuza dek genç olmayacak.
And she's still very much a part of our family forever.
O, sonsuza kadar ailemizin bir parçasi olacak.
Now, I'm taking part of this nightmare, on this tragedy, and my life is going to be destroyed... forever by all this... if nothing changes.
Ama simdi bu kabusta, bu trajedide rol aliyorum ve hayatim mahvolacak... sonsuza dek... tabii bir seyler degismezse.
... will forever be hallowed ground, and we must always respect the incredible sacrifice that was made here.
... sonsuza kadar kutsanmıştır ve bizler burada verilen inanılmaz fedakarlığa her daim saygıyla anacağız.
Those legs go on forever.
Şu sütun bacaklara bak.
He ain't gonna stay little forever.
İşte bu.