Forgiveness перевод на турецкий
3,371 параллельный перевод
Came back begging for forgiveness.
Affetmesi için yalvardı.
... of the new and eternal Covenant, which will be poured out for you and for many for the forgiveness of sins... Do this in memory of me.
... bu yeni ve ebedi İlahi Ant ile kanını sizlerin ve birçoklarının günahlarının affı için dökecek...
I beg your forgiveness, sister.
Affını diliyorum, abla.
It's better to beg forgiveness than to ask permission. You know that.
Affedilmeyi istemek izin istemekten daha iyidir.
You've got to beg forgiveness of him.
Ondan özür dilemelisin.
Since I wish to deny her no more than I wish to deny myself you will pardon me for wanting a husband who feels'forgiveness of my bloodline is both unnecessary and without grace.
Ne annemi ne de kendimi inkar etmek gibi bir niyetim olmadığına göre ırkımı "affedilecek" bir şey olarak görmeyen ve böyle düşünenleri tasvip etmeyen bir koca istediğim için beni mazur görün.
Well, then that's one thing at least you should ask forgiveness for.
O hâlde en azından bunun için af dilemeniz gerekiyor.
He wanted my forgiveness.
Onu bağışlamamı istiyordu.
Absolution comes through forgiveness.
Günahlarının bağışlanması affedilmeden geçer.
It is you not allowing my forgiveness in.
Bağışlamama izin vermeyen sensin.
But my parents always told me, "if you do something horrible then you have to admit it to your protector so that you can have forgiveness."
Ama annemle babam bana her zaman, kötü bir şey yaparsam onu koruyucuma itiraf etmemi ve böylece bağışlanacağımı söylemiştir.
And when they do something wrong, we can offer forgiveness.
Yanlış bir şey yaptıklarında onlara af sunarız.
Come to beg forgiveness for your insult?
Hakaretin için af dilemeye mi geldin?
If I cannot have your affection, can you at least grant rne your forgiveness?
Bana şefkât göstermeyeceksen en azından bağışlayabilir misin?
It was about forgiveness.
- Tamamen bağışlamayla ilgiliydi.
Just needs to be a little forgiveness is all.
Sadece birazcık affedilmeye ihtiyacı var.
What happened to the forgiveness so we can get back to your monster-proofing training junk!
Affetmeye ne oldu peki, işimiz bitsin de senin canavar eğitimine dönelim artık!
Did you grant forgiveness?
Af diledin mi?
It's a biblical verse about forgiveness.
Bu affediliş ile ilgili İncil'den bir ayet.
He won't get God's forgiveness.
Tanrı onu bağışlamayacak.
Two men tortured, two men denied forgiveness, two men left at the same place.
İki adam işkence gördü, iki adam bağışlanmadı. İki adam aynı yere bırakıldı.
In the end, Jo, the only thing standing between us and... and that... Is love and forgiveness.
Sonunda, Jo, bizimle, onun arasında duran tek şey sevgi ve bağışlamadır.
Forgiveness is the best policy.
Affetmek en iyi politikadır.
yöu see, when it becomes necessary to commit a sin.. Then one should ask for forgiveness first.
Çünkü ille de günah işleyeceksem önce af dilesem daha iyi olur.
We are pretty big on forgiveness here.
Burada affediciliğin önemi büyüktür.
Yet we now stand as one, and I know in deepest heart there is no misstep that would see father withhold forgiveness from treasured son.
Fakat artık ikimiz biriz ve yüreğimin derinlerinde biliyorum ki bir babanın oğlunu bağışlamamasına sebebiyet verecek bir hadise yok.
Yet I would give life to gaze upon forgiveness in your eyes again.
Fakat bağışlanmak uğruna canımı vermeye razıyım.
Yet only in the breaking of truth swells hope of forgiveness.
Yalnızca gerçeğin açığa çıkması beraberinde bağışlanmayı getirebilir.
There is no misstep that would see father withhold forgiveness from treasured son.
Bir babanın oğlunu bağışlamamasına sebebiyet verecek bir olay yok.
I want you to confess your sin and receive God's forgiveness.
Günahınızı itiraf edip Tanrı'nın bağışını kazanmanızı istiyorum.
It's never too late to seek forgiveness.
Bağışlanmak için asla çok geç değildir.
Is forgiveness beyond you?
Affetmek seni aşan bir şey mi?
I don't need your forgiveness.
Affına ihtiyacım yok.
And he also impressed upon me the grace of forgiveness.
Ayrıca bana bağışlamanın büyüklüğünü de öğretti.
We can't let him buy our forgiveness with cupcakes.
Bağışlamamızı bu küçük keklere satamayız!
If I was gonna ask for forgiveness... how would I do it?
Bağışlanmayı isteyecek olsam nasıl yapabilirim?
Bret's generosity is only exceeded by his capacity for forgiveness. Mm.
Bret'in cömertliğini geçebilecek tek şey yine onun bağışlama gücüdür.
What I'm trying to say is that my mom understood punishment, but she also understood forgiveness.
Söylemeye çalıştığım şey annemin cezanın ne olduğunu bilmesidir. Ayrıca affetmeyi de bilir.
But now it's time for forgiveness, from all of us.
Artık affetme vakti geldi. Hem de hepimiz için.
But he knows that he has lost and he will beg for my forgiveness as will George.
Ama kaybettiğini biliyor ve affımı dileyecektir. Tabii George da.
I beg your forgiveness.
Affınızı diliyorum.
♪ Asked for forgiveness, restoration for my soul ♪
# Affına sığındım ruhumun iyileşmesi için #
Some people are just more capable of forgiveness than others.
Ya da belki daha patolojik bir şeyler vardır! Bazı insanlar diğerlerine göre daha fazla affetme kapasitesine sahiptir.
I beg You for Your forgiveness.
Beni bağışlaman için yalvarıyorum.
Forgiveness ain't something I think is possible with him.
Onu bağışlayabileceğimi sanmıyorum.
'Tell me, has he any other weapons in his arsenal,'or should we get you kitted out in white'with your saint's knees in the dirt before the King to beg forgiveness? '
'Söyle bana, cephaneliğinde oğlunun başka silahları var mı,'yoksa seni beyaz giysiler içinde'kralın önünde bağışlanmayı dilemen için götürmeli miyiz?
You never had to worry about forgiveness, redemption.
Senin asla Affedilme yada telâfi etme kaygın olmadı.
The idea that there can be no forgiveness without bloodshed, without punishment is an ancient idea and it's a horrible one.
Bağışlanmanın kan dökme ve cezalandırma şartına bağlı olması çağdışı ve korkunç bir fikir.
I don't need your forgiveness, Ellen May.
- Beni bağışlamanı istemiyorum, Ellen May.
It means, forgiveness is greater than punishment.
Bu şu anlama gelir affetmek daha büyük cezadır.
What do you want forgiveness for?
Ne için bağışlanmak istiyorsun?