Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ F ] / Fostering

Fostering перевод на турецкий

78 параллельный перевод
Not a policy very conducive to the fostering of esprit de corps.
Bu, birlik ruhunu geliştiren bir teknik değildi.
Captain James T. Kirk, Dr Leonard McCoy, in the interest of fostering amity for the forthcoming peace talks, the sentence of death is commuted.
Kaptan James T. Kirk, Dr. Leonard McCoy. Halklarımız arasında büyüyen dostluğun ve barış görüşmelerinin yararına ölüm cezası verilmeyecektir.
I refuse to be rewarded for fostering a tragedy.
Bir trajedinin büyümesine sebep olduğum için ödüllendirilmemi reddediyorum
Disguising her own crime and fostering a charge of murder upon an innocent victim.
Kendi suçunu gizlemek ve cinayeti masum bir kurbanın üstüne atarak bunu geliştirmek.
Why are you people fostering this delusion?
Neden bu yanılgıyı besliyorsunuz?
But this fostering never succeeds because the adult has no partner to help in rearing the waif.
Fakat bu evlat edinme asla başarılı sonuçlanmaz çünkü yetişkinin, yavruyu büyütmesine yardımcı olacak bir partneri yoktur.
I hear you're fostering Tatiana.
Tatiana'yı evlatlık alacakmışsın.
You, the brightest lights, the sun and the moon - who rule the seasons in heaven ; You, Bacchus and fostering Ceres - whose gift has changed Chaonian acorns - into heavy ears of corn - and first mixed water and wine of Achelous ; and you...
Siz dünyanın en parlak ışıkları,... cennetin mevsimlerine hükmeden güneş ve ay, siz ey Bacchus ve cömert Ceres,... Chaonia'nın meşe palamudunu... olgun bir başağa dönüştüren, ve Achelous'un su ve şarabını ilk karıştıran ; ve siz...
Since the employer is liable we have to set rules to prevent atmospheres fostering incidents.
Günümüzde en ufak bir hadise bile size dava açma şansı tanıyor. Sorumluluk işverenin üzerinde olduğu için bu gibi olaylardan kaçınmaya çalışıyoruz.
Some demons thrive by fostering hatred and persecution amongst the mortal animals.
Bazı iblisler insanlar arasında nefret yaratmaktan eziyet etmeyi teşvik etmekten keyif duyar.
He was arrested for treason, for fostering rebellion.
Vatan ihanetten ve isyana teşvikten tutuklandı.
With trench warfare, there is an insidious tendency to lapse into a passive and lethargic attitude, against which officers of all ranks have to be on their guard, and the fostering of the offensive spirit calls for incessant attention.
Siper savaşı yüzünden teyakkuzda olmaları gereken her rütbeden subayda pasif ve uyuşuk bir davranışa girmek gibi bir eğilim var. Saldırı ruhunu teşvik etmek aralıksız bir dikkati gerektirir.
I really do enjoy... fostering inspiration.
Ona esin kaynağı olmayı çok severdim.
For years they held a grudge, fostering their hatred as they waited, like a predator waiting for the right moment to strike.
Yıllarca kinlerini beslediler, ve beklediler, yırtıcı bir hayvan gibi, doğru zamanda doğru vuruş yapmak için..
We're fostering a minor, Michael.
Reşit olmayan birini evlat edindik, Michael.
When you say to a Christian society that it's okay to start celebrating your religion... openly and notoriously in the workplace... you run the risk of fostering that vey oppression.
Hıristiyan bir toplumda dininizi açıkça ve adınızın çıkmasını göze alarak iş yerinde yaşayabileceğinizi söylerseniz, bu baskıyı arttırma riskine girersiniz.
There's the kind I've spent my life fostering - the virtuous cycle, and there's the kind Greg Thompson fell into, the vicious cycle.
Biri, geliştirmek için ömrümü harcadığım erdemli çember. Diğeri, Greg Thompson'ın içine düştüğü fasit çember.
I believe in fostering people's tries at improving their selves... and I think you all also know that I got a special fondness... for Joanie Stubbs.
Ayrıca, sanırım hepiniz Joanie Stubbs'a özel bir düşkünlüğüm... olduğunu biliyorsunuz.
The fostering affection and guidance... you show my son to shape him into a man... will only deepen my gratitude to you.
Oğlumun bir erkek olması için... gösterdiğiniz baba şefkati ve yol göstermeniz... size olan minnetimi arttırıyor.
I think they've already done enough in fostering the current tension between you.
İkiniz arasındaki gerilimi arttırmak için yeterince şey yaptılar.
We're fostering some puppies - jack russells.
Bir kaç köpeciğe bakıyoruz da... Jack Russell cinsi.
Look, if I don't find a relative in the next few days they're going to put Christine out for fostering.
Bak... Birkaç gün içinde akrabalarını bulamazsam Christine'i evlatlık verecekler.
In the spirit of fostering a little mutual trust?
Ruhunu karşılıklı güven duygusuyla beslesen.
Would you be interested in fostering a child?
Bir çocuğun bakımıyla ilgilenmek ister miydin?
It's her. She's the one that needs fostering.
Bakılması gereken kişi o.
Yes, I am definitely interested, And I just wanted you to know That I'm currently fostering a teenager, And it's going great, so
Evet, kesinlikle ilgileniyorum ve bilmelisiniz ki şu anda genç bir kızın da bakıcılığını yapıyorum,... her şey harika gidiyor, bu yüzden...
Would d you be interested in fostering a child?
Bir çocuğun bakımıyla ilgilenmek ister miydin?
The Heir of Isildur was brought to Rivendell for his fostering and safekeeping. And that is how you are come here to Master Elrond's house, little one.
Isildur'un varisi ayrık vadiye getirilmişti yetişmesi ve saklanması için.
That I was fostering her?
Ona bakıcılık yaptığımı?
Adoption, fostering.
Evlat edinme, koruyucu ailelik.
Safety, profits, fostering a community of self-reliance and entrepreneurship, listening, respect for human life, bolstering our public image, and... Getting everyone home on time.
Emniyet, kâr özgüven ve girişimcilik dolu bir ortam yaratmak dinlemek insan hayatına saygı halk arasındaki imajımızı desteklemek ve herkesin zamanında eve varmasını sağlamak.
I'm fostering Baretta till he can find a loving home.
Baretta kendisine sevgi dolu bir yuva bulana kadar ona bakacağım.
Now, Sue Sylvester thinks that fostering a student's creativity is a waste of money.
Sue Sylvester, bir öğrencinin yaratıcılığının desteklenmesinin, para kaybı olduğunu düşünüyor.
Looks like both U.N.s are experts at fostering unity.
İki B.M. de birlik teşvik etmek konusunda uzman görünüyor.
Too bad you haven't been fostering relationships.
İlişkilerini geliştirememen çok kötü.
Wishful thinking must be a symptom of advancing years because what I saw was you fostering a wave of anarchy across Africa, with a zealot like Conrad Knox at its heart.
Bu hayaller, yıllarca süren ve Afrika'yı kaplayan anarşi dalgasının kalbine Conrad Knox gibi birinin oturmasıyla gerçekleşmiş bir fanatiklik olmalı.
Thanks for your intolerance and your bigotry, and for fostering this ignorance in another generation.
Anlayışsızlığınız ve bağnazlığınız için ve bu cehaleti bir nesil daha teşvik ettiğiniz için teşekkür ederim.
Thank you for your intolerance, and your bigotry, and for fostering this ignorance in another generation.
Anlayışsızlığınız ve bağnazlığınız için ve bu cehaleti bir nesil daha teşvik ettiğiniz için teşekkür ederim.
Yeah, you know, promotions, reductions, fostering limited funds, managing the office.
Evet, bilirsin işte, terfiler, görevden almalar,... kısıtlı fonları destekleme, ofisi idare etme.
Or fostering.
Ya da koruyucu aile gibi.
And we are fostering a couple more.
Ve iki kişi daha evlât edindik.
Fostering.
- Sahiplendim.
My mom and dad had started fostering, so instant brother.
Annemler de onu yanına aldı anında kaynaştık.
Sexual harassment lawsuit, a questionable on-duty death, not to mention the fostering of a serial arsonist within its ranks.
Cinsel istismar davası görevde kuşkulu ölüm bünyesinde bir seri kundakçı barındırmasından bahsetmiyorum bile.
You're fostering an ecosystem.
Bir ekosistem geliştiriyorsun.
You're fostering codependency.
Bağımlılığı teşvik ediyorsun.
They devoted most of their lives to adopting and fostering children, regardless of their race, colour or creed.
Hayatlarını, ırklarına, renklerine veya inançlarına bakmaksızın evlat edinmeye ve çocuklara bakmaya adadılar.
No, but under the circumstances, DCFS told us that they will agree to fast-track one of these couples through fostering and into adoption.
Hayır, ama bu şartlar altında Çocuk Esirgeme çiftlerden birini evlat edinme işlemleri için hızlıca araştırmayı kabul etti.
Fostering unrealistic dreams in these kids will accomplish absolutely nothing but to make their lives that much more dark and depressing.
Gerçek dışı hayallerle bu çocukları karanlığa ve depresyona itiyorsun.
The unevolved media accuses my people... of fostering an environment of fear, of terror, of hatred.
İnsanların medyası benim türümü korku, öfke ve terör ortamını beslemekle suçluyor.
I would like to take this opportunity to thank you, on behalf of his Majesty the Emperor, for all that you have done for the Lady Mary and for fostering the friendship between England and Spain.
Hem Leydi Mary adına yaptıklarınız, hem de İngiltere ile İspanya arasındaki dostluğa katkınız için.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]