Frenchman перевод на турецкий
661 параллельный перевод
Beside every Frenchman there is always a Gaul.
Her Fransız erkeğinin içinde bir Galyalı vardır.
- You're a Frenchman, aren't you?
- Fransızsınız, değil mi?
What happier destiny for a Frenchman than to come to you, Madame.
Bir Fransız için sizi görmekten daha güzel ne olabilir, Madam.
You ask that and you're a Frenchman?
Bunu sorup bir de Fransızım mı diyorsun?
Yours looks like a Frenchman's knapsack.
Seninki sırt çantasına benziyor.
- Would you like to marry a Frenchman?
- Fransız bir koca ister misin?
You don't mind ifa Frenchman feeds you.
Korkmuyorsun, üstelik yemini verenin bir Fransız olması fark etmiyor senin için.
You're beginning to live like a Frenchman.
Fransızlar gibi yaşamaya başlıyorsun.
No, but for every Frenchman Paris is the heart, soul, "La France."
Hayır, ama bütün Fransızlar için Paris kalptir, ruhtur, Fransa'dır.
That little Frenchman beats them all.
O küçük Fransız hepsini yenmiş.
Daladier has just returned by plane from Munich where he, a Frenchman, betrayed France to the enemy.
Daladier bir Fransız olarak Fransa'ya ihanet ettiği Münih'ten az önce uçakla döndü.
At heart, he's a Frenchman, more than any of them.
Özünde sağlam bir Fransız, hepsinden çok.
'Ladies and gentlemen, is there a Frenchman in the house?
Bayanlar, Baylar! Aranızda fransız olan var mı?
Hey, you, Frenchman!
Hey, sen, Fransız!
A Frenchman.
Bir Fransız.
And Jack the Ripper. And what was that Frenchman's name?
O Fransız adamın adı neydi?
The way a Frenchman thinks about "Iaughter" in French?
Bir Fransızın "kahkaha" yı Fransızca düşünmesi gibi mi?
He's nice, your Frenchman.
Senin Fransız hoş biriymiş.
A Frenchman we captured, renamed the Sutherland.
size bir 74.fransız gemisi veriyoruz esir alındı ve adı sutherland olarak değiştirildi.
From today on for every Frenchman murdered, we will execute five Syrian hostages.
Bugünden itibaren öldürülen her Fransız'a karşılık beş Suriyeli rehine idam edeceğiz.
Who's the interesting Frenchman with the Darvilles?
Darvilleler'in yanındaki Fransız kim?
We never thought of a Frenchman.
Hiç aklımıza bir Fransız gelmedi.
Bernard the Frenchman was sent to Morocco at our request to check up on an assassination plot here in London.
Fransız Bernard Fas'a bizim isteğimiz üzerine gitti burada Londra'daki bir suikast planı ile ilgili olarak.
Now, I think you know this man, Louis Bernard, a Frenchman.
- Louis Bernard, Fransız.
"In every Frenchman, slumbers a pig."
"Fransız ve Domuz hep uyuklar."
By that time, there won't be a Frenchman left to be killed!
O zaman gelince öldürecek tek bir Fransız bile kalmayacak.
Get back, you Frenchman!
Geri gel seni Fransız!
And what they want is to drive the last Frenchman from the soil of Russia!
İstedikleri, son Fransızı da Rusya topraklarından atmak.
A Frenchman came into our farmyard.
Fransız'ın teki çiftliğimize gelmişti.
Has she had a kid from a Frenchman, or not?
Fransız'ın birinden çocuğu oldu mu, olmadı mı?
He's the little Frenchman, the baby's father.
Şu küçük Fransız, bebeğin babası.
A Frenchman.
Bir Fransızla.
Just a Frenchman, who never forgot that you flew for France in the Lafayette Escadrille.
Sadece bir Fransız. Fransa için Lafayette Filosu'nda uçtuğunu asla unutmayan bir adam.
What a funny little Frenchman.
Şu Fransız genç amma komik.
- Must be a Frenchman.
- Fransız olmalı.
Which is all a laugh considering we live in Frenchman's Bend... and nobody's gonna see'em but redneck farmers and immediate family.
Fransız Meyili'nde yaşadığımız düşünülürse çiftçiler ve ailemizden başkası onları görmeyecek.
I'll take that old Frenchman's ruin for a starter.
Başlangıç olarak yaşlı Fransız'ın harabesini alacağım.
That old Frenchman's place your daddy give me?
Babanın bana verdiği Fransız'ın yerini biliyor musun?
I won't even feel sorry for myself... till I get about one mile and a half outta Frenchman's Bend.
Kendim için üzülmeyeceğim bile Fransız Bent'inden bir buçuk mil uzaklaşana kadar.
When I was a little boy, I promised my father I'd kill a Frenchman for him.
Ben küçük bir çocukken, bir Fransız öldürmek için babama söz verdim.
So I promised him, on Christmas Eve it was, I promised I'd shoot a Frenchman for him. - Leutnant, have you ever been to Paris?
Böylece ona söz verdim, Noel arifesiydi, Bir Fransız'ı, vurmak için ona söz verdim.
Frenchman!
A-ha, Fransız!
My company makes it, by the Hall-Heroult process... discovered simultaneously... by the American, Hall, and the Frenchman, Heroult.
Şirketim, Amerikalı Hall ve Fransız Heroult'un... aynı anda bulduğu... Hall-Heroult yöntemiyle üretim yapıyor.
- Ever had a Frenchman at your hotel? - You're missing...
Frank, senin otelinde kalan bir Fransız oldu mu hiç?
I'd rather find myself face-to-face with that Frenchman than to meet up with a ghost.
Ama bir hayaletle karşılaşmaktansa o Fransızla yüz yüze gelmeyi tercih ederim.
I'm a Frenchman, chérie.
Ben bir Fransız'ım cherie.
No Frenchman can resist your charms.
Hiçbir Fransız sana dayanamaz.
Listen, I'm a Frenchman, we made democracy.
Bakın, ben Fransız'ım demokrasiyi biz yarattık.
Hey, Frenchman!
Hey, Fransız!
[Frenchman] What are you saying?
Neler söylüyorsun?
He was a Frenchman.
Benimle Fransızca konuştu.