Gallery перевод на турецкий
2,905 параллельный перевод
Bring it to the gallery, I'll take a look.
Galeriye getir bir bakayım.
And the gallery's on the corner of Crosby and Prince.
Ve galeri Crosby ve Prens köşesinde üzerindedir.
All right, all right. Quiet in the peanut gallery. And so by measuring the angle between the horizon and a specific celestial body, like the sun, a sextant can help determine one's latitude.
Tamam sessizlik.. çok iyi bir kayıt alıyorum
No, I run an art gallery over in the Merchant City.
Hayır, ben Merchant City'de sanat galerisi işletiyorum.
She's perfect for the gallery.
Galeri için mükemmel.
But Sean is the one that came when no one wanted to deal with... all the blurry problem... problems of having a performer artist in a... in a gallery context.
Sean ise bir performans sanatçısını galeri temasında ağırlamanın getirdiği bütün can sıkıcı sorunlarla baş etmeyi isteyen tek kişi.
I actually had a crazy gig once where these two orthodox Jews had asked me if I would perform at, like, their art gallery.
Bir keresinde garip bir gösteri yapmıştım. İki muhafazakâr Yahudi sanat galerilerinde gösteri yapmamı istemişlerdi.
Felix set up meetings with gallery owners,
Felix galeri sahipleri ile görüşmeler ayarladı.
The guy in the gallery said this was the hottest art around.
Galerideki adam bunun en çok talep gören eser olduğunu söyledi.
But I bought that from Gallery Air for several hundred thousand.
Ama ben bu resmi Air Galerisinden Birkaç yüz bin dolara satın aldım.
The gallery-people said they were gonna hand it back.
Galerideki adamlar resmin iade edileceğini söylediler.
I stopped by the gallery. I saw a portrait of a woman you'd like.
İstediğin gibi bir kadın portresi bulmuştum ama galeri tarafından engellendim.
Parking lot camera at the Nemitz Gallery, 2005. - You recognize anyone?
Park kamerası, Denamous Galerisi, 2005, Onu tanıyor musun?
What's the target gallery?
Hedef galeri hangisiydi?
So, once I'm plugged into the gallery interface, I run this program, and it takes out the motion sensors and pressure plates. OK, now for the tricky part.
Galeri arayüzüne bağlandığım zaman, bu programı çalıştıracağım, ve bu da hareket sensörlerini ve başınç plaklarını devre dışı bırakacak.
For starters, you could tell me what gallery we're hitting.
İlk olarak, hangi galeriyi soyacağımızı söyleyebilirsin.
You familiar with the Simons Gallery?
Simons Galerisi tanıdık geliyor mu?
Simons Gallery.
Simons Galerisi.
Hey, this isn't the Simons Gallery.
Burası Simons Galerisi değil.
The security system's virtually identical to the Simons Gallery.
Güvenlik sistemi Simons Galerisi ile sanal olarak birbiriyle aynı.
- at the gallery.
- aramam söylendi.
But will every gallery have a masterpiece worthy of Carnicero?
Ama hepsi Carnicero'ya layık bir başyapıt içerecek mi?
OK, we have a Cezanne at the gallery on Woodbine,
Tamam, Woodbine'daki galeride Cezanne var,
So I sent a decoy van around to Simons Gallery, and guess what?
Simons Galerisine yem bir karavan gönderdim, tahmin et ne oldu?
But how did you know what gallery we were hitting?
Hangi galeriyi soyacağımızı nereden biliyordun?
I'm having a show for my photos in a gallery downtown.
Şehir merkezindeki bir galeride sergi düzenleyeceğim.
But it's my first with this gallery.
Ama bu galeride ilk olacak.
- I'll pick you up at the gallery?
- Seni galeriden alırım.
So go to the gallery and watch the surgery from there.
Galeriye git, ameliyatı oradan izle.
According to his girlfriend, Showalter was among the living at an art gallery opening at 8 : 00 P.M.
Kız arkadaşına göre Showalter dün gece saat 8'de bir galerinin açılışındaymış.
5'7 ", 120 pounds. Just like our suspect from the art gallery except for the blonde hair.
Sarı saç hariç galerideki şüphelinin aynısı.
welcome to the Raimi Gallery "Women in Art" showcase.
Hoşgeldiniz galerimize
The art gallery?
Sanat galerisi mi?
As in the Sonia Reese Gallery downtown.
Merkezdeki Sonia Reese galerisi.
♪ You're the National Gallery ♪
# Sen ulusal bir zenginliksin. #
Nick called, and he spoke to Sonia Reese about me, as in the Sonia Reese Gallery downtown.
Nick aradı. Sonia Reese'e benden bahsetmiş. Merkezdeki Sonia Reese Galerisi.
So, how many fliers did you print for this gallery opening?
Kaç el ilanı bastırdın galeri açılışı için?
I don't know if you're into art at all, but I'm having a gallery opening ; maybe you want to come?
Sanatla ilgilenir misin bilmem ama Galeri açılışım var. Belki gelmek istersin?
Okay, you break into my gallery, you spray-paint all over everything.
Galerime girip, Her şeyi boyadın.
Okay, nothing in that gallery was art.
O galerideki hiç bir şey sanat değildi.
The stuff in that gallery is... is dead.
O galerideki şeyler ölüydü.
Okay, so, put your own stuff up at a gallery.
Tamam o zaman kendi şeylerini yap galeride. Benimkini berbat etme. Bunun bana ne ifade ettiğinden haberin bile yok.
Put your own stuff up at a gallery.
Kendi şeylerini koy bir galeriye.
You want to spend the rest of your life hiding in a gallery just'cause you're afraid to take a little risk?
Hayatını bir galeride mi harcamak istiyorsun sırf risk almaktan korktuğun için?
Then those Homeland Security guys are gonna be ducks in a shooting gallery if they come in here.
İç Güvenlik içeri girecek olursa ördek gibi avlanırlar. Her şey sana bağlı ahbap!
- 50 %, standard for a gallery.
- % 50, galerilerin standardı budur.
Hi, Jayne, I met you last night at the gallery.
Merhaba Jayne. Geçen gece galeride karşılaşmıştık.
They were exciting, and the... the gallery wanted to rep him.
Heyecan verici işerlerdi. Ve galeriler işlerini sergilemek istiyordu.
What do you think? Do you think the gallery will want it?
Ne diyorsun galeri bunu kabul eder mi?
Gallery in The Village.
Köydeki Galeride.
Van Amberg gallery, I think.
Van Amberg galerisi, sanırım.