Galore перевод на турецкий
158 параллельный перевод
I just start getting you k een on Clinches galore with me
Seni etkilemeye başlıyorum Sana bol bol sarılıyorum
Machine brought a French army and caught galore, dozens,
Fransız ordusundan getirilen bir makine ve onlarca ceset.
- Galore.
- Hem de çok.
But now we have offers galore.
Ama artık bir çok teklif alıyoruz.
Then, between San Francisco and New York... you will discover Indian maidens galore... statuesque, barbaric creatures.
Sonra, San Francisco ve New York arası bol miktarda yerli maden göreceksiniz endamlı, barbar yaratıklar.
I've got kisses and kisses galore
Daha önce tadına bakılmayan
And if it wasn't joy galore
Çok eğlenceli değildi ama
Garbage cans, rats galore.
Çöp kutularıyla, farelerle dolu.
A debauched corrupter of innocents, undoubtedly infected with some unmentionable disease, producer of debts and bastards galore.
Uslanmaz bir masumiyet düşmanı... kuşkuya yer vermeyen, ağza alınmaz bir hastalık taşıyıcısı... borç yaratıcı ve piç üreticisi.
My name is Pussy Galore.
Adım Pussy Galore.
Tomorrow at dawn, the flying circus of my personal pilot, Miss Pussy Galore, will spray it into the atmosphere.
Yarın şafakta, kişisel pilotum Bayan Pussy Galore'un uçuş sirki onu atmosfere bırakacak.
I ran into Miss Galore and she suggested that we join you.
Bayan Galore'a rastladım size katılmamı tavsiye etti.
Very chic, Miss Galore.
Çok şık, Bayan Galore.
The new Miss Galore.
Yani Bayan Galore.
Pussy Galore to Champagne leader.
Pussy Galore'dan Champagne liderine.
Food galore! - I'll get out in my own good time.
- Kendi başımın çaresine bakarım.
I've brought wine and presents galore.
Şarap ve hediye de getirmiştim. Olmaz, kızım.
Ghosts galore!
Bolca hayalet!
There's treasures galore in there.
Orada bir hazine yatıyor.
There's treasures galore in there. [Chuckles]
Orada bir hazine yatıyor.
You've got guts galore threatening me with losing custody.
Beni velayetle tehdit ettiğine göre cesursun Frank.
And there's baby-sitters galore.
- Çok sevinirim.
I see space walkers and moon walkers and Earth orbiters galore.
Uzayda ve ayda dolaşmış... dünyanın çevresinde dönmüş astronotlar görüyorum.
Humiliations galore.
Tam bir küçük düşürme olacak!
♪ I've got whozits and whatzits galore
# Bundan veya şundan binlerce
In my line of work, I get opportunities galore, always on the wing, you know what I'm saying.
Benim mesleğimde önüne çok fırsat doğuyor, hep hareket halindesin, anlatabildim mi?
He got dolled up and dropped by With 60 elephants, llamas galore
Giyinip kuşanıp uğradı... 60 fil, bir sürü lamayla...
Windows galore!
Ne çok pencere!
We got like levers galore in this thing.
Burada çok düğmeler bulunuyor.
Honor Blackman, a.k.a. Pussy Galore, right?
Honor Blackman, filmdeki adıyla Pussy Galore, değil mi?
There's trash cans and port-a-potties galore.
Adada çöp varilleri ve sepetleri var.
James Bond and Prissy Galore are going to rule our class.
James Bond ve Prissy Galore sınıfa kendi kurallarını koyacaklar..
Is there any boy here now who has money galore to be spending on shoes?
Ayakkabı almak için borç verecek parası olan kimse var mı bu sınıfta?
And there are viruses galore out here in the galaxy.
ve bu virüslerden galakside bolca var.
Sweet blasphemy, sand mantas galore!
Oh ne hoş bir sürpriz! Güzel görünüşleri yok.
Mr Kink Galore spent more dough on girls than boys.
Anlaşılan kurbanımız kızlara daha çok para harcıyormuş.
But I'm talking titties galore.
Ama güzel göğüslerden bahsediyorum.
"He has failings galore " But I love him all the more... "
Başarısız bir adam olsa da ben onu çok seviyorum.
Uh, I said that, uh, searching for Pan is, um, uh... Fun galore. ( NERVOUS LAUGHTER )
Dedim ki, Pan'i aramak, um, uh... eğlenceli bir iştir.
Bank notes galore tonight!
Banknotlar saçılacak bu gece!
And now for our next item of pleasure, we got movies galore.
Ve şimdi de bir sonraki keyif olarak bir sürü filmimiz var.
Call me... Pussy Galore.
Bana Pussy Galore de.
Ubervamps galore.
Bir sürü Ubervamp var.
I have pot roast galore.
Rosto yaptım!
Translation : Ass galore.
Tercümesi : bol kıç.
In the Palace, of course, it was women galore.
Ama tabii sarayda bol kadın vardı.
Wieners, kraut and beer galore... Till you can peel us off the floor!
Ocakta yanıyor Flokati, bugün veriyoruz biz parti.
It gave him fame, riches, and prizes galore.
Bu ona bolca ün, zenginlik ve ödül kazandırdı.
- And Pussy galore.
- Ve Pussy Galore.
lm Pussy Galore
- Ben Pussy Galore
Whisky Galore!
Bol Bol Viski!