Go forth перевод на турецкий
411 параллельный перевод
O Almighty God, look down upon and bless these two young people... as they go forth this day into the wilderness... to make for themselves a new home.
Yüce tanrım, kendilerine yeni bir ev kurmak için vahşi diyarlara gitmeye hazırlanan bu iki insanı kutsa.
I will simply go forth and state I'm not a Jew.
Çıkacağım ve Yahudi olmadığımı söyleyeceğim.
Yet Caesar shall go forth, for these predictions are to the world in general as to Caesar.
Her şeye karşın Sezar çıkacak evinden. Bu uğursuz görüntüler bütün dünya içindir, yalnız Sezar için değil.
Danger knows full well that Caesar is more dangerous than he, and Caesar shall go forth!
Belanın ta kendisi çok iyi bilir ki Sezar daha belalıdır kendisinden. Çıkacak evinden Sezar.
Do not go forth today.
Çıkma bugün dışarı.
You always send me money to go forth and preach Your Word.
Yoluma devam etmem ve insanlara sözlerini aktarmam için bana para gönderiyorsun.
Tomorrow the light of freedom will shine upon us - as we go forth from Egypt.
Yarın özgürlüğün ışığı üstümüzde biz Mısır'dan ayrılırken ışıldayacak.
Tomorrow we go forth a free nation, where every man shall reap what he has sown and bow no knee except in prayer.
Yarın özgür bir ulus olarak gidiyoruz. Herkes artık ektiğini biçecek ve dua dışında kimseye diz çökmeyecek.
Then let us go forth to the mountain of God, that he may write his commandments in our minds and upon our hearts forever.
O halde Tanrı'nın dağına gidelim, böylece emirlerin sonsuza dek beynimize ve kalbimize işlesin.
And the doctor here and me, we'll go forth and assume...
Doktor ve ben gerisini hallederiz...
"to go forth".
"Kuzeye git."
Go forth!
Git!
Go forth and plant these seeds well.
Bu tohumları ekin ve besleyin.
Go forth, sons of Assisi.
Assisi oğulları, ileri.
Yet fresh journeys go forth.
Ama yeni yolculuklar başlar.
Go forth and kill.
Gidin ve öldürün.
"When you go forth to war against your enemies... and see horses and chariots in an army larger than your own, you shall not be afraid."
"Savaşta düşmanınızın üstüne gittiğinizde ve sizinkinden daha büyük bir ordu, atlar ve arabalar gördüğünüzde korkmamak zorundasınız."
" Go forth and exult in your Glory!
" İlerle ve zaferinle övün!
We're preparing to go forth from our native land.
Anavatanımızdan çıkmak üzereyiz.
Advance! ¤ Go forth, Mexicans, your homeland comes first!
¤ Gidin, Meksikalılar, vatanınız önde gelir.
And so, go forth and slay the beast.
Öyleyse, git ve canavarı öldür.
Let the word go forth to every man, woman and child who survived this holocaust.
Bu soykırımdan kurtulan tüm erkek, kadın ve çocuklara bildirilsin.
Let the word go forth to every man, woman and child who survived this holocaust.
Bu sözlerin bu faciada hayatta kalmış tüm erkek, kadın ve çocuklara ulaşmasına izin verin.
You are ready to go forth as your spiritual training... has been completed Your mission is to serve human kind
Ruhsal eğitim sürecin neredeyse tamamlanmak üzere... ve neredeyse sınırsız gücün var görevin ise insanları ve insalığı korumak
He told him to go forth and combat evil.
Ona gidip kötülükle savaşmasını söylüyor.
Go forth, my deathless warriors.
İlerleyin, ölümsüz savaşçılarım!
Go forth, Christian soul, from this world, in the name of God the Almighty Father who suffered for thee, in the name of the Holy Ghost who was poured out upon you.
"Her şeye kadir olan..." "... ve seni yaratan Tanrı adına... " "... ruhun bu dünyayı terk etsin. "
Let the word go forth from this time and place... that the torch has been passed... to a new generation of Americans... born in this century.
Şu anda burada söylediklerimi herkese duyurun... Bu yüzyılda doğan... yeni bir Amerikan nesli tarafından... meşale devralınmıştır.
I shall go forth unto the people to reveal God's shoes and multiply upon them.
İnsanoğlu'na Tanrı'nın ayakkabısını tanıtmalı ve çoğaltmalıyım.
Today you go forth into the real world.
Bugün, gerçek dünyaya giriş yapacaksın.
Go forth, and know him better, man.
- İlerle ve onu iyi tanı, dostum!
O, God, who alone are ever merciful and sparing of punishment humbly we pray You in behalf of the soul of Your servant, Peter whom You have commanded to go forth today from this world.
En merhametli ve bağışlayıcı Tanrımız, kulun Peter adına sana başımız önde dua ediyoruz. Bugün aramızdan ayrılmasını emrettiğin Peter adına.
The great Mr. Ziegfeld, producer of the Follies surrounded by hundreds of beautiful women sitting on a bench, holding hands watching the riverboats go back and forth.
Muhteşem Bay Ziegfeld, Follies'in yapımcısı yüzlerce kadının arzuladığı adam bankta el ele tutuşmuş gelip geçen tekneleri seyrediyor.
But here I am, sitting on a bench holding hands and watching the riverboats go back and forth.
Ama işte buradayım, bankta el ele tutuşup, gelip geçen tekneleri seyrediyorum.
Back and forth the lighted boats go over the black sea... searching for fish, who are attracted by the lights.
Lambalar karanlık denizin üzerinde kayarak balıkları tavlıyorlar.
Well, you can see how it'd go back and forth for all time.
Böylece bu işin sonsuza kadar uzayıp gitmesi.
- I go back and forth.
- Gider gelirim.
Now remember, you go around the first pylon and then over to that one, then back and forth three times and here to the finish.
Şimdi hatırlatayım, ilk direğe sonra ikincisine gidip... üç kez tekrarlayıp buraya bitişe geleceksiniz.
Go back please, everyone I'll send forth the lost money once I find it
Buna hiç gerek yok, dediğim gibi parayı sizin için güvenceye alacağımı söylemiştim.
Let's unlock it. Then we can go back and forth without having to run down the hall.
Bunu açarsak sokak kapısını kullanmadan girip çıkabiliriz.
I-If you go back and forth in time, do you go into the future too?
Zamanda ileri geri gidebiliyorsan, geleceğe de gidebiliyorsun, öyle mi?
And the Lord say, "Go ye forth and multiply,"
Ve Tanrı "devam edin, çoğalın" diyor.
I've got to decide if there's anything left to salvage here, or if I should really go to Forth Worth.
Burada kurtarılacak bir şey var mı, yoksa Forth Worth'a mı gitmem gerekiyor, karar vermem lazım.
Wait'll they go to bed, then you can catch them together, else they'll keep you running back and forth all night long.
Hepsinin yatmasını bekle. O zaman onları bir arada yakalayabilirsin. Yoksa gece boyunca ileri geri senden kaçıp duracaklar.
I mean, you know, you have to reach out, you have to go back and forth with them... and you have to relate, and yet you're relating to a ghost or something.
Yani, uzanman gerekir, onlarla ileri geri gidip gelmen gerekir ve ilgi kurmalısındır ama yine de ancak bir hayaletle filan ilgi kurabilmişsindir.
Back and forth I go!
Sürekli ileri geri mekik dokuyacağım.
The grief of impossibility to go back to society brought forth his death.
Topluma geri dönme imkansızlığının verdiği acı, ölümüne sebep olmuş.
I go back and forth.
Kafamda gidip geliyor bu.
I have to go at the end of the day... or tomorrow... and I can't keep coming back and forth.
Barry, akşam dönmeliyim. Veya yarın. Devamlı gelip gidemem.
Them damn trucks go back and forth all day and night.
Kahrolası kamyonlar gece gündüz gidip geliyorlar.
This may not be an appropriate forum for what I'm about to put forth but would you go to the prom with me?
Bulunduğumuz ortam söylemek üzere olduğum şey için uygun olmayabilir ama benimle baloya gelir misin?