Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ G ] / Gone fishing

Gone fishing перевод на турецкий

90 параллельный перевод
He's gone fishing and isn't aware of anything.
O balığa gitti ve hiç bir şeyden haberi yok.
He's gone fishing.
Balığa çıktı.
Mr. Fats brown, on the other hand, having relinquished the champion's mantle, has gone fishing. These are the ground rules in the twilight zone.
Bay Roger Simpson Leeds, insan kalbinin veya ALACAKARANLIK KUŞAĞI'nın çözemeyeceği tam bir karanlık...
- Gone fishing.
- Balığa gitti.
Gone fishing?
Balığa mı gitti?
They must've gone fishing.
Çoktan balığa gitmiş olmalılar.
Dr. Shurtz lives here... but he has gone fishing.
Dr. Shurtzburada yaşar... ama balığa gitti.
Dr. Shurtz has gone fishing.
Dr. Shurtz balığa gitti.
Doug's gone fishing.
Doug balığa gitti.
Truly gone fishing
Gerçekten balığa çıkmışım!
He was gone fishing. - Who is in charge?
- Burada kim var?
Gone fishing?
Balık tutmak mı?
He would have gone fishing with us.
Ya o zaman balığa gelseydi.
"Gone fishing with a friend... and maybe buffalo hunting, too."
"Bir arkadaşla balığa çıkıyorum belki bir de manda avına."
Gone fishing.
Balığa gidiyorum.
Gone fishing. " Is this a joke?
Balığa gidiyorum. " Şaka mı bu?
I think he's gone fishing.
- Tatlım? Sanırım balığa çıktı.
Gone fishing, with that girl.
Balığa gitti, hani şu kızla.
Gone fishing.
Balığa gittim.
We should've gone fishing.
Balığa çıkmalıydık.
It said, "Regrets. Gone fishing." And I cried.
Balığa gidiyor. " notunu okudum ve ağladım.
Xena had gone fishing.
Zeyna balık tutmaya gider.
You know, you haven't gone fishing...
Biliyormusun, balık tutmaya gitmedin- -
Malcolm, you ever gone fishing?
Malcolm, hiç balığa çıktın mı?
Donnie's gone fishing today.
Donnie bugün balığa çıkmış.
Well actually they've gone fishing but they should be back soon.
Aslında, balık tutmaya gittiler ama yakında dönerler.
Probably gone fishing.
- Balık tutmaya gitmiştir.
Agent Doggett's gone fishing.
Üzgünüm Ajan Doggett balığa gitti.
- There's precedent. - Luke's gone fishing.
- Geçmişte başıma gelmişti.
Oh, I see, you have never gone fishing.
Ah, anladım, sen hiç balık avlamamışsın.
You've gone fishing before, how come you don't know?
- Balıkçılık yapmış adamsın Ali. Nasıl bilmezsin?
Maybe there's a owner sign on my door that said gone fishing.
Belki de kapımda bir işaret var, ve balığa gitti yazıyordur.
Miss Starks and TK have gone fishing
Bayan Starks ve Tea Cake balığa gittiler.
He's gone fishing!
Balık avlamaya gitti.
Could you have left her there, Terry, and gone fishing?
Sen olsan onu orada bırakıp balık tutmaya gidebilir miydin Terry?
It was the first time I'd ever gone fishing.
İlk kez balığa çıkacaktım.
Out to lunch, gone fishing.
Öğle yemeğine balığa gitmiş.
My father has gone fishing.
- Babam balığa çıktı.
- I should have just gone fishing with him.
- Onunla balığa gitmeliydim.
No, if I'd gone fishing,
Hayır, eğer balığa gitseydim...
Need meat. Gone fishing.
" Et lazımdı, balığa gittik.
Harry's gone fishing.
Harry balık tutmaya gitti.
He's gone fishing.
Balık avlayacak.
Since she's been gone, my life is nothing but beer and fishing.
Öldüğünden beri, benim yaşamım bira ve balıkçılık dışında hiçbir şey.
We get a couple of fishing rods and we go fishing. What, have you gone nuts?
Bir çift olta alalım ve balığa gidelim.
He's gone fishing.
- Balığa gitti.
But we've been gone two days, and despite all the time you've spent fishing, you didn't catch any fish.
Ama iki gündür gidiyoruz, ve tüm zamanını balık tutmakla harcamana rağmen hiç balık tutamadın.
I went fishing, thinking he'd been gone for three months, and I see him in a block of ice.
Balığa gittim, onun üç aydır ölü olduğunu sanıyordum ve onu buz kütlesi içinde gördüm.
Well, I've gone on long enough about fishing.
Artık balık avına doydum.
I'll get my nitroglycerine cocktail and, bang, it's gone. Like the time we went fishing last year.
Hatırlıyor musunuz, balık avımızdaki gibi!
He is gone, go fishing.
Dalmaya gitti

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]