Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ G ] / Good day to you all

Good day to you all перевод на турецкий

65 параллельный перевод
Good day to you all.
Hepinize iyi günler!
Good day to you all.
Hepinize iyi günler.
- Good day to you all. The gods keep you.
- Tanrı ikinizi de korusun.
Right. And a good day to you all.
Neyse, iyi günler.
Maybe you think it's easy being helpless waiting for Pearl to dress me and feed me sitting around all day, wondering what a guy with no right arm is good for.
Belki çaresizlik, Pearl'ün beni giydirip yedirmesini beklemek tüm gün oturup tek kolla ne işe yarayacağımı düşünmek sence rahatlık.
And... and I'll be saying good day to you, Mrs Tillane and all here but one.
Ve... O zaman iyi günler diliyorum Bayan Tillane, geriye tek söz kalıyor.
He said all you have to do is get some good grass roll it every day for 600 years.
Tek yapmanız gereken iyi bir çimi alıp 600 yıl boyunca her gün silindirle düzlemek demiş.
I figured that'd be a good day for you and me to get married, especially since I got all that money.
Özellikle bütün o paraları biriktirdiğimden bu yana evliliğimiz için iyi bir gün olacağını düşündüm.
Sweetie, you know I enjoy your company, but do you really think it's a good idea to follow me around all day?
Tatlım, biliyorsun, şirketini seviyorum, ancak Bütün gün etrafımda dolanmak sana göre iyi bir fikir mi?
A good day to all of you in your slanting position. Have fun, all of you!
Yan gelip yatan herkese iyi günler diliyorum.
Good morning, and a warm welcome to you all on this cold day. Our service will begin in a few minutes.
Günaydın ve bu soğuk günde herkese sıcak bir hoşgeldin.
All these years, getting five good meals a day, running the farm, ruling the roost, everyone doing... exactly as you say and sacrificing their lives to yours?
Bunca yıldır günde beş öğün iyi yemek yemek, çiftliği yönetmek, kontrol etmek, herkesin... senin söylediğini yapması ve hayatlarını senin için feda etmeleri?
It's just when you work all day, trying to perfect yourself and create something meaningful, you expect support. Does anyone say, "Did you have a good shoot?" Or "How's the editing?" Or anything of that nature?
Tüm gün çalışmışsındır, mükemmel bir şey yaratmaya çalışmışsındır ve biraz destek beklersin, ama kimse bugün iyi bir çekim yaptın mı ya da montajın nasıl gitti gibi bir soru sorar mı?
Oh, damn it, Delenn. I have been working up a good mad all day and I am not about to let you undercut it by agreeing with me.
Bütün gün bu konuşmayı kafamda tasarladım ve beni haklı görerek bunu mahvetmene izin vermeyeceğim.
All right, good day to you.
İyi günler..
I didn't get a chance to say have a good day before, you know, with Mommy all around.
- Evet. Sana demin iyi günler demeye fırsatım olmadı, biliyorsun, annen falan...
Yeah, good. Listen, I've been wanting to talk to you all day.
Bak, bütün gün seninle konuşmak istedim.
There's a really good reason for all of this, and one day you guys are gonna sit down at a nice seafood dinner and laugh about this, but until then, you really need to trust her.
Tüm bunlar için gerçekten iyi bir sebebi var, bir gün siz ikiniz bir deniz restoranına oturacaksınız ve bunları hatırlayıp güleceksiniz, fakat o zamana kadar ona gerçekten güvenmelisin.
You know, I'm not really a good teacher, and, uh, I get tired from digging all day, so I just want to come back and chill, you know?
Ben iyi bir öğretmen değilim. Bütün gün kürek sallamaktan yoruldum, geri dönüp biraz dinlenmek istiyorum.
All right, today is not a good day for you to be needing a fix.
Tamam, bugün şırınga için iyi bir gün değil.
Look, Danny, just because you spend all day trying to catch cheats and scammers... doesn't mean that everyone you encounter is up to no good.
Dinle, Danny bütün zamanını hilekarlar ve hırsızları yakalayarak geçirmen... karşılaştığın her kişinin iyi biri olmadığı anlamına gelmez.
I don't want to hear that you're too good to crawl under houses poisoning rats all day.
Evlerin altında sürünüp fare zehirleyemeyecek kadar iyi olduğunu duymak istemiyorum.
All you care about is the country of Indonesia and the people who happen to be malay - - maybe on a good day, polynesians, as well?
Umurunda olan tek şey Endonezya ve Malezyalı insanlar belki iyi bir gününde, Polinezyalılar, öyle mi?
Do you know what it's like to have an internal voice that tells you what the right thing to do is all of the time and you do it, and it works and you're good at what you do, and then one day it just shuts off? And in that moment there is no voice, and you just have to listen to yourself. And in an instant, in a millisecond, you make a tiny, but crucial mistake and screw up so badly it affects your whole life?
Bir iç sesin olup, her zaman doğru şeyi yaptığını söylemesi ve bunu yaptığında işe yarayıp, işinde başarılı olmana rağmen bir gün, aniden kapanması ve o anda hiç ses kalmayıp kendini dinlemek zorunda kalman ve bir anda bir milisaniye içinde, ufacık olman ve bir hatanın tüm hayatını çok kötü etkilemesi nasıl bir şeydir bilir misiniz?
A very good day to all of you and thank you for coming to this very important presentation of one of the greatest players in the world
Hepinize iyi günler... Dünyanın en iyi oyuncularından birinin takdimine geldiğiniz için teşekkür ederiz.
That must be a good feeling, all day- - my gift to you.
Biberler güzel olmalı. Bütün gün yiyin, size hediyem olsun.
When that day comes, if you're not good enough, if all you can tell him is to keep your head down and don't cause any trouble, then there's no hope for any of us, is there?
O gün geldiğinde, yeterince iyi olmazsan, eğer ona söyleyebileceğin şeyler "kafanı kuma göm ve belaya bulaşma" olursa bizim için hiç umut kalır mı?
Good morning, everybody. I want to welcome you all to the first day of the quarter for Applied Electrical Engineering.
Uygulamalı Elektirk Mühendisliği dersinin ilk gününde hepinize hoş geldiniz demek istiyorum.
yeah, but... i-i told her that we weren't together, but when she called, i just couldn't resist a chance to be with you on your big day. well, it's all right, it's very good to see you.well, i'm gonna get going.
- Artık birlikte olmadığımızı ona söyledim ama arayınca seninle, bu önemli gününde beraber olma şansını kaçırmak istemedim. - Evet, ama... - Seni görmek gerçekten de çok güzel.
Good day to you all.
Sizlere iyi günler.
You know, Abe, it's been a long day, we've all had a lot to drink and I know that this foreskin thing sounds like a good idea now but you might wanna sleep on it.
Biliyor musun, İbo, uzun bir gün oldu, bayağı bir içtik ve biliyorum, sünnet işi şu an mantıklı geliyor, ama bence bir düşünmelisin.
And it is good for you to have cannabis all day and lie?
Senin için tüm gün keneviri olması ve yalan söylesi iyi mi?
Radio announcer : Good day to you, And welcome to all things considered,
İyi günler her şeyi enine boyuna tartıştığımız ve çok yavaşça konuştuğumuz programa hoş geldiniz.
Standing in heels all day, and everyone's watching you, so you have to make sure your walk is good.
Bütün gün topukların üzerindesiniz ve herkes sizi izliyor.
I have been dodging Bullets all day thanks to you and it is not good for the baby
Sayende bütün gün kurşunlardan kaçtık ve bu bebeğe zararlı.
Yeah, well, speaking of good skiing, riding the bunny hill has been fun all day, but, you know, I think I'd like to do... an actual run before we leave tonight.
Evet, iyi kayaktan bahsetmişken bütün gün eğimi az olan yerde kaymak eğlenceliydi ama bu gece ayrılmadan önce gerçek bir kayma operasyonu yapalım.
I know you think I spoil her, but... You know when you work all day you come home, you want things to be just good and happy and... Have it be right.
Ama bütün gün çalışınca eve geldiğinde sadece iyi ve güzel şeyler olsun istiyorsun ve aynı zamanda doğru da olmalı.
So, you thought it'd be a good idea To get your ex-wife a job at your place of employment, Where y'all will see each other every day.
Birbirinizi her gün göreceğiniz bir yerde senin iş yerinde karına bir iş bulmanın iyi bir fikir olacağını düşündün demek.
It's not a particularly good song,'but it at least showed me that, you know, all I needed to do was keep on writing'and maybe some day I'd...'write something good. 'Yeah.
Hastaydım ve yatakta yatıyordum.
Good day to all of you.
Hepinize iyi günler.
Yeah, good day to you. All right.
Evet, sana da iyi günler.
I let you live because I knew, I knew you'd relive that nightmare over and over until it tore you apart, and I prayed that when that day came, you would take your rightful place in my plan to bring more pain into the world more pain than all the good...
Yaşamana izin verdim çünkü biliyordum, kabus üzerine kabus yaşayacağını biliyordum, ta ki seni parçalara ayırana kadar, ve dua ettim ki o gün geldiğinde, sen de planımdaki doğru yerini alıp dünyaya daha fazla acı getirebilesin iyi olan herşeyden daha fazla acı...
What do you do when you're in a relationship and, you know, like all relationships, it has its ups and downs but generally, things are going pretty good, until one day you discover that they are not at all who you thought they were and you don't know whether to confront them or pretend you don't know because the idea of being alone is worse than being with someone who's deceived you?
Tüm ilişkilerde olduğu gibi inişler ve çıkışların olduğu ama işlerin genelde iyi gittiği ta ki bir gün aslında hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını anladığın bir durumun içindeysen ne yaparsın? Onlarla yüzleşme ya da bilmiyormuş gibi davranma konusunda kararsızsan çünkü yalnız olma fikri seni aldatan biriyle beraber olma fikrinden daha kötü geliyorsa ne yaparsın?
I've been working it all day to help you get in good with these girls.
Bütün gün şu kızlarla iyi anlaş diye didindim durdum.
Oh, if I could be so bold... um, people get fired here all the time, though I certainly wouldn't expect that to happen to you, but should it, it might be nice to bank a little good publicity for a rainy day.
Kendini övme söz konusu olduğunda çok alçak gönüllüyümdür, evet. Açık konuşmam gerekirse insanlar her zaman işten çıkarılmışlardır burada elbette bunun senin başına gelmesini beklemem eğer başına gelirse diye zor günler için biraz reklam yapmak güzel olacaktır.
I remember all the good ones, but I also remember after those things, you going back to being the same Louis I met the first day of work.
İyi anıları hatırlıyorum ama o iyi anıların ardından senin işte tanıştığım ilk günkü Louis olduğunu da hatırlıyorum.
I don't think you're going to have a very good day in court at all.
Bugün mahkemede güzel vakit geçireceğini hiç sanmıyorum.
Now that you're drunk all day, you try to steal because you don't have a job, but your stealing ain't going too good because you can't run.
Bütün gün içtiğin ve işin olmadığı için hırsızlığa kalkışırsın ama koşamadığın için çalmayı beceremezsin.
I compelled you all to think you spent the day studying like the good, little students you are.
Hepinizi güzel, küçük öğrenciler olarak gününüzü ders çalışmış olarak hatırlamanız için etki altına aldım.
It's not good for you to be in here all day by yourself, Harold.
Bütün gün burada tek başına olmak senin için hiç iyi değil Harold.
Good of you to jump in, first day and all.
İlk günden içine zıplaman iyi oldu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]