Grains перевод на турецкий
417 параллельный перевод
Without water, there's nothing to let the grains of sand interact.
Su olmadan, kum tanelerinin etkileşmesini sağlayacak hiçbir şey olmazdı.
This frozen block of sand has all of the grains of sand locked together.
Bu donmuş kum bloğunda Tüm kum taneleri birbirine kilitlenmiş halde bulunur.
The water allows the sand grains to flow together and intermingle and form more complex structures.
Su kum tanelerinin birlikte ve iç içe akışını sağlar Ve daha kompleks yapıları oluşturur.
For giving us grains like this, thank you very much!
Verdiğiniz tahıllar için size minnettarız.
Well, yeah, there you can even see the sand grains.
Evet, içinde kum tanelerini bile görebilirsiniz.
These would have been the sand grains in the river.
Bunlar nehirdeki kum taneleriydi.
So, after 200 years of controversy and speculation, the age of the Earth would be found in a few grains of dust.
Böylelikle, 200 yıl süren tartışma ve spekülasyonlardan sonra Dünya'nın yaşı birkaç toz tanesinde bulunabildi.
" Weight : 148 grains.
" Agïrlïk 1 0 gram.
Load : 46 grains.
Barut 3 gram.
I knew the cloth shops where endless yards of silk reflected the sun - the shop with baskets piled high with many varieties of grains... which the housewives grind to make curry - the vendors selling chickens and mangoes, papayas and coconut milk... candies, betel nuts and soda water -
Güneş ışınlarını sonsuzmuşcasına yansıtan ipekli giysilerin satıldığı tezgahları ve... evkadınlarının bol baharatlı yemeklerini yapmak için kullandıkları çok çeşitli... hububatlarla dolu sepetlerin koca koca kümelendiği tezgahları da biliyordum. Satıcılar mango, tavuk, papaya, hindistancevizi sütü... mum, hurma ve maden suyu... ve her yerde tembel tembel gezen inekleri satıyordu.
But on closer inspection, we see that it is made of millions of grains of sand.
Um, iyi düşünmeli... Eylül'e geçmeden -
If we think of grains of sand as atoms and pack them together, they can be molded into any desired form.
Eyleme geçmeden önce! Bu sana onur ve şeref getirir. Hmm.
Only the little grains of sand will never die.
Yalnızca küçük bir kum tanesi ölümsüzdür.
Vitajex has a few grains of aspirin. A little sugar that might give you some energy.
Vitajex'in içeriğinde, aspirin granülleri ve size biraz enerji verebilecek az miktarda şeker var.
A hundred grains laudanum?
Yüz gram afyon tentürü mü?
By measuring the grains and the direction of the ice crystals, by readings on a micro altimeter, by checking our gravity meter to tell us what the rock floor is like, we can calculate the rate of flow rather precisely.
Tanecikleri ve buz kristallerinin yönünü ölçmek, bir mikro yükseklik ölçerle okumalar yapmak, kaya yatağının neye benzediğini bize anlatması için çekim ölçüm aletimizi gözlemek suretiyle akış oranını neredeyse kusursuz olarak hesaplayabiliriz.
Fate plus a few grains of potassium cyanide.
Kader, artı birkaç damla potasyum siyanür.
HOW MANY GRAINS A DAY?
- Günde kaç doz alıyorsunuz?
And to that point if you do not remove the grains or shrinks the nasal tissue?
Eğer sivilcelere iyi gelmiyorsa ya da sinüslerini açmıyorsa neye yarar ki?
75 grains of fulminate of mercury in each of them.
Her birinde 5 gram patlayıcı cıva vardı.
Oscar Robineau, grains and animal feed from La Ferté.
Oscar Robineau, tahıl ve hayvan yemi ticareti. La Ferté'den.
If the planets were really to scale in such a model as grains of dust it would then be entirely clear that a comet entering the inner solar system would have a negligible chance of colliding with a planet in only a few thousand years.
Gezegenler bu modelde gerçekten ölçekli yapılmış olsaydı toz tanesi kadar o zaman bir kuyruklu yıldızın iç güneş sistemine girip bir gezegene çarpmak için ancak birkaç binyılda bir zayıf bir şans yakaladığını görmek çok daha kolay olurdu.
I don't mind if I am just a grain of sand in a machine because I know by putting more and more grains of sand in a machine, one day it'll come grinding to a stop.
Makinedeki bir kum tanesi olmak umrumda değil. Çünkü biliyorum ki... makineye kum tanelerini doldurmaya devam edersen... o kum taneleri bir gün, makineyi gıcırdatarak durduracaktır.
I don't know if the evidence is as damning as it seems. I do know it's sufficiently damning to proceed as if there were more than a few grains of truth in it.
Deliller göründüğü kadar mahkum edici mi, bilmiyorum ama... sanki bir şey varmış gibi ilerlemek için... birkaç parça bilgi kırıntısından daha fazlaymış gibi görünüyorlar.
The princess was so angered that she hanged herself, because he had counted the exact total of grains in the sack, the exact sum of drops in the sea, and the total of stars gleaming. So I propose a toast to cybernetics!
Ve prenses hırsından kendi saçları ile kendini asmış, çünkü o, tam olarak tahıl çuvalında kaç tane tene olduğunu, denizde kaç tane damla olduğunu ve gökte ne kadar yıldız olduğunu saymış.
I gave him eight grains of Mytol.
Daha şimdiden 8 gram Mytol verdim.
! Sixteen grains of Mytol is quite impossible.
16 gram Mythol insanı öldürür.
Grains, potatoes, beans. - Make your point.
- Ne söylemeye çalışıyorsun?
You see a few grains of rice left in the pot.
Gördüğün gibi kâsede birkaç pirinç tanesi kalmış.
That which man has witnessed in the cultivation of grains, that which he has learned from this relation, that which he has understood from the example of the reborn seeds, all this represents a definite lesson :
Tohumların yetişmesine tanıklık eden adam, onların yine tohumdan doğacaklarını anlamış kişi olarak, bize şüphe götürmez bir ders verir :
These grains are tobacco ash from which we can tell he smokes cigars.
Bunlar sigara külleri. Buradan da katilin sigara içtiği sonucuna varabiliriz.
The warning that I've received you might take it with however many grains of salt you wish that the brown acid that is circulating around is not specifically too good.
Kulağıma gelenlere göre etrafta bol kahverengi asit dolaşıyormuş, uyarımı ciddiye alıp gerekenleri yapın ve bol tuz bulundurun.
"rice is a grain grown in many warmer countries " but the refined grains are carried all the way to us, and then they're called risgryn. "
"Pirinç ılıman iklimli birçok ülkede yetişen bir tahıldır" Ancak rafine edilen pirinç, tüm bu yolu kat ederek bize ulaşır ve'risgryn'adını alır. "
The grains in the porridge have swelled to twice their size.
Lapanın içindeki tahıl taneleri şişerek iki katına çıkmış.
It's grains, not cereals.
Tahıl değil, taneydi.
We're down to counting our last grains of corn.
Elimizdeki mısır tükenmek üzere.
300 Magnum, 180 grains.
300 Magnum, 180 saçmalı.
300 yards, 150 grains.
280 metre, 150 saçma.
More people than grains of sand here.
Buradaki kum tanelerinden daha fazla insan var.
The crops, the grains, fields of rippling wheat.
Ekinler, tohumlar, tarlada salınan buğdaylar. Buğday.
This chief from Agatsi which village have fire and supply of grains go up in smoke.
Agatsi'den gelen bu şefin köyü yanmış ve tahıl stokları kül olmuş.
And we can pay the bandits with food-grains for our lives.
Hayatlarımızın karşılığında, haydutlara tahıl verebiliriz.
We are - grains of sand, chalk blown in the wind.
Biz toprak zerreleriyiz, rüzgarda savrulan kireciz.
- Yes, moulage. You know, when you fire a gun tiny grains of powder become embedded in the skin and they can now be removed by a thin layer of wax.
Ateş eden birinin cildine barut tozu nüfuz eder.
Fertilisation occurs and the eggs develop, repeatedly dividing to produce a capsule full of microscopic grains : spores.
Döllenme gerçekleşir ve yumurtalar gelişirken sürekli bölünerek spor denen mikroskobik tohumlarla dolu kapsüller oluşturur.
The male cones produce pollen, the grains of which germinate to produce the male cells, and the female cones contain the large egg cells.
Erkek kozalağın oluşturduğu polenin taneleri filizlenerek erkek hücreler üretirken dişi kozalak büyük yumurta hücrelerine sahiptir.
One cone may produce several million grains, and there are many thousands of cones on an average-sized tree.
Bir kozalak milyonlarca tane oluşturabilir ve ortalama boyutta bir ağaçta binlerce kozalak bulunur.
It takes a year for the grains to grow down to the eggs.
Tanelerin yumurtadan içeriye girmesi bir yılı bulur.
These fine sand grains are all, more or less, uniform in size.
Bu kum taneleri aşağı yukarı aynı büyüklükte.
A handful of sand contains about 10,000 grains more than all the stars we can see with the naked eye on a clear night.
Bir avuç kum yaklaşık 10.000 kadar tanecik içerir ki bu açık bir gecede görebileceğimiz yıldızlardan fazladır.
The number of stars in the universe is larger than all the grains of sand on all the beaches of the planet Earth.
Evrende var olan yıldızların sayısı,... dünyadaki bütün kumsallardaki kum tanelerinin toplamından çok daha fazladır.