Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ H ] / Haklar

Haklar перевод на турецкий

9,871 параллельный перевод
Why did you not tell him his rights?
Neden ona haklarını okumadınız?
Because they believe that our client was already under arrest, and therefore he should have been Mirandized and offered the services of a lawyer.
Çünkü onlar çoktan müvekkilimizin gözaltına alındığını sanıyorlardı ve bu nedenle de müvekkilimize haklarının okunması ve bir avukat hizmeti sunulması gerekiyordu.
- We got rights!
- Haklarımız var bizim!
So I gave up my military benefits.
Ordudaki haklarımdan vazgeçtim.
We're violating Ethan's privacy.
Ethan'ın kişisel haklarını ihlal ediyoruz.
Is that why you read me my rights?
Bu yüzden mi haklarımı okudunuz?
Okay, this is ridiculous, but before you look at any of the evidence we've collected, I have to read you your rights, sir. Oh.
Çok saçma ama topladığımız kanıtları görmeden önce size haklarınızı okumam gerekiyor, beyefendi.
Before we go any further, has Dr. Ward been advised of his rights?
Daha fazla konuşmadan önce, Dr. Ward'a hakları söylendi mi?
For the same reason disenfranchised children will rise up to find their purpose.
Haklarını kaybetmiş çocukların hayattaki amaçlarını bulmaları için.
'She's looking to be emancipated.'
Yasal haklarını ailesinden almaya çalışıyor.
January, 2009, Stanislav Markelov, a celebrated human rights lawyer known for his criticism of the regime, is gunned down in Moscow.
Ocak, 2009. Stanislav Markelov rejim eleştirileriyle ünlü insan hakları avukatı Moskova'da vurularak öldürüldü.
Can they do that?
- Hakları var mı buna?
He works for an advocacy group that advises inmates of their rights, answers any legal questions.
Mahkumlara hakları konusunda tavsiye veren ve yasal sorunlarını cevaplayan bir müdafaa grubu için çalışıyor.
They're gonna read you your rights now.
Şimdi size haklarınızı okuyacaklar.
Mrs. Parker, do you understand your rights as they've been read to you?
Bayan Parker, size okunan haklarınızı anlıyor musunuz?
Ms. Grey, it's important you fully understand, by signing these, you sign away all rights to your daughter, now and in the future.
Bunu imzaladığınız zaman ne olacağını bilmeniz çok önemli Bayan Grey. Şimdiki ve gelecekteki bütün haklarınızı kızınıza devrediyorsunuz.
The guns, the cuffs, the Miranda rights.
Silahlar, kelepçeler, yasal hakların okunması.
Is there some reason you're notifying Janice after mirandizing her?
Janice'i haklarını okuduktan sonra bilgilendirmenizin bir sebebi var mı?
You're mirandizing her twice.
İkinci kez haklarını okuyorsunuz. Anlayamıyorum.
It's no longer necessary that she respond to Miranda.
Artık haklarını anladığını onaylaması gerekmiyor.
It is only necessary that when a person is about to be arrested for murder that the suspect hear the warning.
Cinayetten tutuklanmak üzere olan şüphelilerin haklarını duymaları yeterli.
I have tried to demonstrate my profound gratitude by championing the rights of the German people and by speaking truth to power.
Alman halkının haklarını savunarak ve gerçekleri söyleyerek bu içten minnetarlığımı göstermeye çalıştım.
I sold my rights to Lala
Haklarımı Lala'ya sattım.
You dare to play the human rights card with me, you puppet?
Benimle insan hakları kartını oynamaya nasıl cüret edersin, seni kukla?
Our rights were violated.
Haklarımız ihlal edildi.
So I just bought the rights to Perfect Strangers.
Ben de Perfect Strangers'ın haklarını satın aldım. - Ne?
Because I'm a highly trained police officer, Mariana, and if you don't tell me where Callie is right this second, you're going to be grounded until you qualify for social security.
Çünkü ben iyi eğitilmiş bir polis memuruyum Mariana, ve bana şu saniye Callie'nin nereye gittiğini söylemezsen, sosyal güvenlik haklarını kazanana kadar cezalı olacaksın.
He has rights.
Onun hakları var.
As enemies of the state, they've lost all burial rights.
İmparatorluğun düşmanı oldukları için tüm cenaze haklarını kaybettiler.
Unlike the imbeciles who usually sit in this chair, I know my rights, so I would like to leave now.
Bu sandalyede oturan embesillerden farklı olarak, haklarımı biliyorum, bu yüzden gitmek istiyorum.
Criminals have rights, yes, but so does the press.
Hey çocuklar, suçluların hakları var evet ama basının da var.
That's unfreakin'American.
Bu Amerikan haklarına aykırı.
What they did to me is so freaking unamerican.
Yaptıkları Amerikan haklarına aykırı.
You know, I've come to learn that these leaseholders have 60 days to commence drilling or the mineral rights get transferred to the next highest bidder.
Kiracıların delik açmak için 60 günleri olduğunu öğrendim. Aksi takdirde maden hakları, yüksek teklif yapan ikinci kişiye geçiyormuş.
She was a human-rights lawyer.
O insan hakları mahkemesi avukatıydı.
They can hunt. I'll give'em that.
Avlanmayı biliyorlar, haklarını vermek lazım.
I know my rights.
- Haklarımı biliyorum.
I have rights, you know!
Haklarım var, biliyorsunuz!
Why you read me my rights?
Bu yüzden mi haklarımı okudunuz?
Oh honey bunny, I would destroy you in the best possible way.
Fıstığım, seni en şukela şekillerde haklarım ben.
I feel like we're ready for anything.
Karşımıza ne çıkarsa haklarız!
I spent five years as a human-rights attorney, and now I work in legal.
Beş yıl insan hakları avukatlığı yaptım. Şimdiyse devlette çalışıyorum.
I was a human-rights lawyer.
İnsan hakları avukatıydım.
- Human rights?
- İnsan hakları mı? - Evet.
Is that why you read me my rights?
- Bu yüzden mi haklarımı okudunuz? - Kısmen.
It is the ultimate betrayal of human rights.
İnsan haklarının en ciddi şekilde hiçe sayılmasıdır.
- They have a right to know the truth.
- Gerçeği bilmek hakları.
He's an ex-Marine, an animal rights activist, and he spends a lot of time in Africa, interfering with poachers.
Eski bir ordu mensubu. Hayvan hakları aktivisti. Ve Afrika'da çok vakit geçiriyor.
His group calls themselves the Free Animal Rights Militia.
Grubunun adı Özgür Hayvan Hakları Kuvvetleri.
Aren't you the one who was just saying how all the NSA does is violate other peoples rights?
Hep söylemez miydin NSA ın insanların haklarına nasıl tecavüz ettiğini
They have no right.
Buna hakları yok.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]