Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ H ] / Hanging out with friends

Hanging out with friends перевод на турецкий

118 параллельный перевод
Most of the summer hanging out with friends and helping my brother with his problems.
Yazın çoğunda arkadaşlarımla takıldım ve kardeşime sorunlarında yardım ettim.
Sitting alone in the dark watching a movie while everyone else is at work, hanging out with friends...
Herkes işte veya dostlarıyla takılırken.. karanlıkta oturup film seyretmek...
I'm talking about hanging out with friends. You know, doing nothing, and singing for fun.
Dostlarla birlikte olmaktan bahsediyorum, hiçbir şey yapmadan, zevk için şarkı söylemekten.
When I stopped hanging out with my friends, or even returning their e-mails, they thought I had cancer or something.
- Evet. efendim. - Şu an bilgisayarın nerede Josh? Janklow onu aldı.
I've been hanging out with some of your friends.
Bazı arkadaşlarınla takılıyordum.
I ain't too crazy about your hanging out with Emmett's friends.
- Artık kendi kendinin patronusun. Emmett'ın arkadaşlarıyla takılmaya nasıl başladın? Bu pek hoşuma gitmiyor aslında.
I tell you, Charlotte, you shouldn't be hanging out with those art friends of yours.
Sana hep söylüyorum, şu sanat çevresinden dostlarınla takılmamalısın.
Start hanging out with me and my friends... you can have any damn thing that you want.
Benimle ve arkadaşlarımla takılırsan istediğin her şeye sahip olabilirsin.
I wasn't working, but I was there hanging out with my friends.
O akşam çalışmıyordum, arkadaşlarımla çıkmıştım.
- Hanging out with all your friends?
Nefs-i müdafaa kararına varacağım.
Hanging out with all your friends?
Arkadaşların la mı takılıyorsun?
I'm having a good day, hanging out with my friends, going to the library and you ruin it.
İyi vakit geçiriyorum, arkadaşlarla dolaşıp, kütüphaneye gidiyoruz. Sense bunu mahvediyorsun.
I don't want you hanging out with those friends.
O çocuklarla arkadaşlık etmeni istemiyorum.
Listen, I just wanted to be alone with Robert to tell him £ ­ £ ­ see, he's been hanging out with me and my friends a lot and it's getting to where he's acting £ ­ £ ­
Robert ile başbaşa olmak istememin nedeni şuydu ; benimle ve arkadaşlarımla çok takılıyor ve biraz oynamaya başladı.
YEAH. WELL, I WAS HANGING OUT WITH MY FRIENDS.
Arkadaşlarımla takılıyordum.
Hanging out with your friends who kicked you out of the apartment?
Seni evden kovan arkadaşlarınla mı takılıyorsun?
That millie's gonna start hanging out with us And then you're not gonna have anyone to run to When you get scared of your bad friends?
Millie bizimle takılmaya başlayacak ve senin kötü arkadaşlarından korktuğunda koşacağın kimse kalmayacak diye mi?
It's weird hanging out with her friends.
Arkadaşlarıyla takılmak garip geliyor.
I haven't beenand i hanging out with my friends,
Arkadaşlarımla takılamıyorum.
I have to go to a kegger, party with my friends, make out with an African goddess with this hanging over my head.
Benim bir kampa gidip, arkadaşlarımla parti yapıp, bir afrikalı kızı yatağa atmam gerekiyor hem de bu şey elimde dururken.
When we first started hanging out together this morning, we were just friends, but things change, and I've fallen in love with you.
Bu sabah beraber takılmaya başladığımızda sadece arkadaştık ama işler değişti ve ben sana aşık oldum.
What's so criminal about hanging out with my friends?
Arkadaşlarımla takılmak istememin neresi kötü?
He's hanging out with his friends, and I'm hanging out with mine.
O kendi dostlarıyla takılıyor, ben be benimkilerle.
Yeah, but I'm hanging out with my friends. Oh, oh!
Evet, ama arkadaşlarımla takılıyorum.
Are you doing something different or just hanging out with skankier friends?
Farklı birşeyler mi yapıyorsun yoksa sadece iğrenç arkadaşlarınla mı takılıyorsun?
- Don't know who you're hanging out with, but you've got some very smart friends, brother.
Kimlerle sürttüğünü bilmiyorum ama akıllı dostların varmış.
IT'S ABOUT HER HAVING FUN AND HANGING OUT WITH HER FRIENDS.
Önemli olan eğlenmesi ve arkadaşlarıyla iyi vakit geçirmesi.
We'd got out of some crappy movie at the Rialto. And Pacey spots Christy Livingston hanging out with her friends. Christy's three years older than we are.
Rialto'daki çok kötü bir filmden çıkmıştık ve Pacey havuz başında Christie Livingston'ı arkadaşlarıyla otururken gördü.
You would be a guy hanging out with his best friends on New Year's.
Hayır. Sen yılbaşında en iyi arkadaşına eşlik eden birisi olacaksın.
Are you sure you don't miss hanging out with your rock-star friends, Dad?
Rock yıldızı arkadaşlarınla takılmayı kaçırmadığına emin misin baba?
She's probably hanging out with her new friends.
Yeni arkadaşlarıyla dolaşıyordur.
Good times, hanging out with your friends.
Eğlenmek ve arkadaşlarınla takılmak.
Just hanging out in his basement with his friends... and they were watching The Six Million Dollar Man.
Arkadaşlarıyla bodrumunda takılıp Altı Milyon Dolarlık Adam'ı izliyorlardı.
I had friends in high school, but I didn't feel like hanging out with them when I wasn't wearing my school uniform.
Liseden arkadaşlarım olmuştu ; ama okul kıyafetimi çıkardığımda onlarla beraber takılmak istemiyordum.
- Hanging out with all your friends?
- Sahip olduğun bütün arkadaşların onlar mı?
I don't know, I'm just hanging out with my friends.
Bilmiyorum. Arkadaşlarımla takılıyorum.
My problem is when friends come and spend the night hanging out with my brother.
Sorunum şu ki arkadaşım bana geliyor ve tüm geceyi abimle geçiriyor
Hanging out with some friends, probably.
Dışarı çıkarız arkadaşlarla muhtemelen.
When I stopped hanging out with my friends, or... even returning their e-mails, they thought I had cancer or something.
- Arkadaşlarımla görüşmeyi ve e-postalarına cevap vermeyi kestiğim zaman, kansere yakalandığımı düşündüler.
A couple of months ago, she started hanging out with this new group of friends... including this boy, Chad, who, lets just say... would not be our favorite.
Chad denen çocuk da onlara dahil ve o çocuğu pek tuttuğumuz söylenemez.
Thanks for hanging out with my friends, Brian.
Arkadaşlarımla takıldığın için teşekkürler, Brian.
Oh, no, just hanging out with a few friends.
Hayır, birkaç arkadaşımla takılıyorum.
Just hanging out with some old friends.
Eski dostlarımla takılıyorum.
It means, my friends, that instead of hanging out at a grocery store having a sausage fest with another guy playing the skin flute, or just going a little... all day long... I'm getting laid by a beautiful lady... everyday, and she takes it downtown.
Bunun anlamı dostlarım bir markette başka bir erkekle durup sosis festivali yapmaktansa ya da onunla takılıp bütün gün şeyimle oynamaktansa her gün beni uçuran güzel bir kızla yattığım ve buradaki herkesin de bunu bilmesidir.
Fine, but you better start making friends with the juniors cause that's who you're gonna be hanging out with next year.
Olur, ama iyisi mi 1. sınıflarla arkadaşlık etmeye başla... çünkü gelecek yıl o insanlarla birlikte olacaksın.
I was kind of hanging out with them all the time because they're my friends or whatever.
Bense burada hep onlarla zaman geçirdim çünkü benim arkadaşlarımdı.
hanging out with my family, drinking with my friends, making friends with my family and hanging with my drinking.
Ailemle birlikte zaman geçiriyor, arkadaşlarımla içki içiyor ailemle arkadaşlık ediyor ve içkimle zaman geçiriyordum.
Bernice, we haven't really been dating long enough for you to be hanging out with my friends'wives.
Bernice, uzun zamandır seninle birlikte değiliz, arkadaşlarımın eşleriyle takılmayı bırakmalısın.
Hanging out with old friends like Stanford Blatch and new friends like Vera Wang.
Stanford Blatch gibi eski arkadaşlarla ve Vera Wang gibi yeni arkadaşlarla vakit geçirmek.
It was great meeting you, hanging out with you, becoming friends with you, seeing all the amazing things that you're doing musically.
Seninle tanışmak, takılmak, arkadaş olmak şaheser müziğini dinlemek harikaydı.
All you do is hanging out with your friends.
Tek yaptığın, arkadaşlarınla takılmak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]