Hangover перевод на турецкий
1,097 параллельный перевод
I had a hangover, and business was so slow I was rereading old newspapers.
Hafif sarhoştum ve işler durgundu eski gazeteleri tekrar okuyordum.
Well, if he does, he's gonna have an electric hangover.
Öyle yaparsa, elektriğe kapılır.
I can't believe I'm working out with this hangover.
Akşamdan kalma halimle egzersize geldiğime inanamıyorum.
I got a motherfuckin hangover.
Akşamdan kaldım. "Dün gece sarhoş mu oldun?"
- Do you have a hangover?
- Akşamdan mı kaldın?
At $ 10,000 a bottle, that is gotta be the most expensive hangover this reporter's ever heard of. Chuck Fleming.
Bir şişesi 10,000 dolar, bugüne kadar duyduğum en pahalı çakırkeyiflik.
I thought one didn't get a hangover with champagne.
Şampanyanın seni bu kadar çarpacağını sanmıyordum.
One hell of a hangover.
Çok kötü akşamdan kalma.
- Do you have a hangover?
- Akşamdan kalma mısın?
Then this is the stuff you drink for a hangover. Come on.
İşte akşamdan kalmaların içeceği bu.
Bad hangover?
Feci baş ağrısı ha?
For those of you recovering from a hangover, that's gonna sound just right.
Akşamdan kalanlar için kulağa tam gelecektir.
It's a hangover from my Oxford days.
Bu sersemlik Oxford günlerimden geliyor.
No, but I have a hangover.
Hayır, ama üzerimde bir sersemlik var.
You're gonna have a terrible hangover tomorrow.
Yoksa yarın başın çok kötü ağrıyabilir.
God, have I got a hangover.
Başım çatlayacak.
It's just my little hangover cure.
Akþamdan kalma durumuna karþý tedavim budur benim.
Not for a hangover.
- Akşamdan kalanlar için değil.
She has a hangover.
- Biraz akşamdan kalma.
This is no hangover.
Bu alkolün etkisi değil.
Hangover or something.
Akşamdan kalma falandır.
Like a hangover.
Akşamdan kalmış gibi.
Last night we celebrated the slaying of the Lampton Worm. So this morning the whole district has a hangover.
Evet, dün gece D'Ampton Solucanı'nın katledilişini kutladık yani bu sabah tüm bölge içki mahmurluğunda.
We'll just concoct ourselves a little hangover cure that'll induce her to spew red, white and blue, then.
Küçük bir içki mahmurluğu ilacı hazırlayalım ona kırmızı, beyaz, mavi ve kırmızı kustursun o halde.
Um... Veronica knew you'd have a hangover so, uh, I whipped this up for you.
Veronica senin içki sersemliğin olduğunu biliyormuş o yüzden senin için bunu hazırladım.
Just a hangover.
Sadece akşamdan kalmayım.
I'm getting a pretty good imitation of a hangover.
Akşamdan kalma taklidim gayet iyiydi
- It ain't no hangover.
- Akşamdan kalma değilim.
You've got a hangover, that's all that's wrong with ya,
Bak bir kez sarhoş oldun başına neler geldi.
I got such a damn hangover.
Akşamdan kalma gibiyim.
I'm fighting a hangover.
Ayılmaya çalışıyorum.
She's gonna have one beaut of a hangover, but she's not gonna deliver.
Ufak bir mahmurluk yaşayacak, ama çocuğu aldırması gerekmeyecek.
I got just the thing for that hangover.
Sadece akşamdan kalma bir şeyler!
Why have you no hangover?
Neden bastonun yok?
The advised cure for a hangover is sleep.
Akşamdan kalmalığın en iyi çözümü uykudur.
Fine. If it cures my hangover, blow my head right off.
kafamı bir an önce uçur.
Sure-fire cure for a hangover, Harry.
İçki sersemliğine kesin çözüm Harry.
Harry, the best cure I ever came across for a hangover was raw meat, and plenty of it.
Harry, içki sersemliğimi en iyi gideren şey bol miktarda çiğ etti.
What do you recommend for a hangover?
İçki sersemliği için önerin nedir?
- I got a hangover, but- -
- Biraz başım ağrıyor, ama...
The hangover, on the other hand, is pretty much nonnegotiable.
Ama akşamdan kalma durumu için yapacak bir şey yok.
Is this a hangover in the future?
Bu gelecekteki baş ağrısı mı?
Yeah. Either there's something wrong, or we got the world's worst hangover.
Ya bu işte bir yanlışlık var ya da akşamdan kalmayız.
Hangover?
Kendini kötü mü hissediyorsun?
That works well for a hangover.
Çivi çiviyi söker. Şerefe kadeh kaldıralım.
- Hangover.
- Akşamdan kalma mısın?
- Hangover?
- Akşamdan kalma mı?
You press that, and within three seconds it shocks you. It's a cure for the common hangover.
Şuraya basıyorsun ve 3 saniye içinde şok etkisi yaratıyor.
Oh, please. I have a hangover.
Yapma, kafam davul gibi.
And then you're left with the hangover the rest of your life?
Ve geri kalan hayatın boyunca bir akşamdan kalmalık yaşarsın.
A broken collarbone and a hangover.
Bir de akşamdan kalma.