Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ H ] / Harem

Harem перевод на турецкий

520 параллельный перевод
Listen to this about the harem women.
Harem kadınları hakkında şu duyduğumu dinle.
She escaped from the harem of the sultan at the risk of her life.
Canını tehlikeye atıp sultanın hareminden kaçtı.
Come and see the Harem Nights, boys.
Gelin, Harem Gecelerini görün çocuklar.
This is a jail not a harem, captain.
Burası bir hapishane, harem değil yüzbaşı Butler.
- To have a harem.
- Haremin olması için.
- They don't hurt them. - Sure.
Üstelik harem mantığı yüzünden diğer kadınları da bu duruma üzülmüyor.
That's a harem.
Harem mi kurmuş?
It was yourself, O Guardian of the Harem.
Sizdiniz, Harem'in gardiyanı.
"When the noble and beloved Haroun-Al-Raschid... ascended to the throne of the Caliphs, he had many secret enemies, not least among them, being his elder brother, the passionate and cruel Kamar-Al-Zaman, born of a slave of the harem... and barred, therefore, from the succession to the throne."
" Soylu ve aziz Harun El-Raşid... Halifelik tahtına çıktığında, birçok gizli düşmanı vardı. Ve bunların içinde, hiç azımsanamayacak bir tanesi,
No man but the Caliph and the Lord Vizier can enter the harem.
Halife ve Vezir dışında hiçbir erkek hareme giremez.
I was thinking, when I grow up, I, too, might stand guard over the harem of the Caliph.
Düşündüm de, büyüdüğümde, belki ben de Halife'nin hareminde muhafız olabilirim.
Did that really happen, O Guardian of the Harem?
Bu hikaye gerçek mi, Ey haremin muhafızı?
My harem.
Haremim.
Abdullah, you'd be a favorite in any harem.
Abdullah her haremin gözdesi olursun.
And you shall see me, the one and only, the inimitable Anselme Deburau, who performed in the harem before the Grand Turk and his 82 Turkesses!
Ve beni göreceksiniz, Büyük Türk'ün ve onun 82 hanımının önünde gösteri yapan benzersiz Anselme Deburau.
Harem girls, go over there!
Harem kızları, şuraya geçin!
"Oscar, the cruel bedouin, lands on the beach near the harem with his legendary Moorish ships, well-known the length of the African coast, and leads his demonic army against the White Sheik."
"Zalim bedevi Oscar, Afrika kıyılarında korku saçmış efsanevi Fas gemileriyle haremin yanı başındaki sahile çıkartma yapar ve korkunç ordusunu Beyaz Şeyh'e karşı idare eder."
In the harem of mystery, the harem girls slept languidly, dreaming of the White Sheik.
Gizemler hareminde kızlar, Beyaz Şeyh'in hayaliyle ayıla bayıla uyumaktadırlar.
Drag the harem girl!
Harem kızını sürükleyin!
and sent their daughters to run harems as if they were girls'schools
"Bu iyi bir ticaret" der ve sanki kız okuluymuşçasına kızlarını harem işletmeye gönderirlerdi.
Here she is, ladies and gentlemen, Little Egypt, Queen of the Harem... who danced at the Colombian Exposition in Chicago in 1893.
İşte burada bayanlar baylar. Küçük Mısır, Harem Kraliçesi... 1893'te Chicago'da Colombian Exposition'da dans etmiştir.
Who said to his harem, " My dears
Haremine dedi ki, " Sevgililerim
I'll join the harem section in a minute.
Birazdan hareme geliyorum.
Your Majesty, I do not intend to have my boy brought up in a harem.
Majesteleri, oğlumu bir haremde büyütmek istemiyorum.
Had I a harem, you would be my favourite.
Bir haremim olsaydı, siz gözdem olurdunuz.
- Had I a harem...
- Bir haremim olsaydı...
The women of his harem told me.
Hareminden bir kadın söyledi.
To shut me away in your harem?
Beni haremine mi kapatacaksın,?
How's the harem between your ears?
Kulakların arasındaki haremle aran nasıl?
The basic patent rights on this notion brought a good steady income, more than enough to cover his losses on horses, and women, most of whom were courted on a yacht called "The Harem".
Bu fikrin patent hakları, düzenli, iyi bir gelir sağladı, at yarışlarındaki kayıplarını karşılamaya ve kadınlara para harcamaya yetti de arttı bile. Bu kadınların çoğuyla da "Harem" adlı bir yatta birlikte oldu.
He died mysteriously at the age of 91 aboard a yacht, "Harem III".
"Harem 3" adlı yatta, 91 yaşındayken esrarengiz bir biçimde öldü.
The marriage contract absolutely forbids a harem.
Evlilik akdi harem kurmayı kesinlikle yasaklıyor.
And I don't wanna go live in no harem, particularly in my condition.
Ben haremde yaşamak istemiyorum, hele bu durumdayken.
Or a harem girl.
Ya da bir harem kızı gibi.
Be a garbage man, or some eunuch in a harem.
Ama ben rezil bir adam oldum, harem ağası gibi.
The plunder is richer and I like the smell of harem girls.
Hem ganimet daha çok hemde haremdeki kızların kokusu çok hoş.
Does the beautiful sorceress belong to your harem too?
Bu güzel büyücü de mi hareminize dahil?
You've finally got your harem, King Solomon!
Sonunda bir harem kurdun, Hz. Süleyman.
Ladies locked up in harem.
Kadınlar haremde kitlidir.
- Wouldn't ya like a harem?
- Sen de kendine ait bir harem istemezmisin?
Now you're inside the harem.
Şimdi haremin içindesin.
- By the smell, it must be the harem.
- Kokuya bakılırsa, harem olmalı.
Is this the admiral's harem?
Amiralin haremi mi bu?
And lock ed up in the harem since we were children, we never had the slightest idea about your sex.
Ve çocukluğumuzdan itibaren bir haremde kilit altındaydık,... cinsinizle ilgili en küçük bir fikrimiz dahi yoktu.
You'd be the most beautiful woman in my harem.
- Haremimdeki en güzel kadın olacaksınız
- That's quite a harem.
- Ne harem ama.
Staring at us like we were Saturnius harem girls or something.
- Harem kızlarıymış gibi bakarak. - Yeter, Evie.
Our society is like a harem.
Toplumun haremden farkı yok!
This was perfected by Mezzo Morte, purveyor of the King of Meknes'harem.
- Şu Bay Mezzo Morte mukemmeldir, Kendisi Kral Meknes'in harem tedarikçisidir.
Uncle Urbain and his famous harem.
Urbain Amca ve ünlü haremi.
Very good, very good.
Harem'deki bir köleden doğan ve bu yüzden tahta çıkışı engellenen hırslı ve zalim ağabeyi Kamar El-Zaman idi. " Çok güzel. Çok güzel.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]