Hastings перевод на турецкий
2,311 параллельный перевод
- No, Hastings.
- Hayır, Hastings.
Précisément, Hastings.
Evet, Hastings.
Until a chance remark was made by my good friend and colleague, Captain Hastings.
Sevgili dostum Yüzbaşı Hastings şans eseri bir şey söyleyene kadar.
After the arrest of Lady Edgware, Hastings, the Duke, he made contact with me. For him, it was a lucky escape.
Kendi açısından çok şanslıydı.
And therefore it is to you, Hastings, that the reward rightfully belongs.
Ve bu nedenle Hastings, ödül de senin hakkın oluyor.
I picked you when you were a sophomore at Hastings not because you were smart or a poor kid who had to do better than anyone else but because you had potential for seeing things as they are.
Hastings'de ikinci sınıf öğrencisiyken seni kendim seçtim zeki olduğun için değil diğerlerinden daha başarılı, fakir bir çocuk olduğun için de değil herşeyi olduğu gibi görebilme potansiyelin olduğu için seçtim.
But, for the grand dinner of Capitain Hastings, it is necessary to make the impression, n'est-ce pas?
Yüzbaşı Hastings'in büyük açılışı için, iyi bir izlenim vermek gerek, n'est-ce pas?
It was very kind of you to invite me, Cap. Hastings.
Beni davet etmeniz ne incelik, Yüzbaşı Hastings.
You have invested a great deal of your capital in this restaurant, Hastings?
Sermayenin büyük bir kısmını bu restorana mı yatırdın, Hastings?
But I believe that I'm not the only celebrated person here tonight, Hastings.
Ama bu gece buradaki tek ünlünün ben olduğumu sanmıyorum, Hastings.
- And the man that is with her?
- Yanındaki adam kim, Hastings?
She is, indeed, most beautiful, Hastings. But for a woman to treat her husband in such a way and in public...
Gerçekten çok güzel bir kadın, Hastings, ama bir kadının kocasına, hem de herkesin içinde böyle davranması...
My felicitations, Hastings.
Tebrikler, Hastings.
- No, no, I can't say I do, Cap.
- Hayır. Bilirim diyemem, Yüzbaşı Hastings.
Captain Hastings, Chief-Inspector!
Yüzbaşı Hastings! Başmüfettiş!
But I am certain, Hastings.
Ama ben eminim, Hastings.
It seems that the whole of London knows what has occurred, Hastings.
Anlaşılan bütün Londra olanlardan haberdar, Hastings.
I'm sure you will too, Capitão Hastings, you're going as well.
Eminim sizin de, Yüzbaşı Hastings. Siz de gidiyorsunuz!
Hastings, the hotel it is on an island.
Hastings, otel bir adadaymış!
- My associate, Captain Hastings.
- Asistanım Yüzbaşı Hastings.
Hastings, that was an evening I was trying to forget.
Unutmaya çalıştığım bir akşamdı, Hastings.
Hercule Poirot. And Captain Hastings.
Hercule Poirot ve Yüzbaşı Hastings.
William, show Mr. Poirot and Cap. Hastings to their rooms.
William, Bay Poirot'ya ve Yüzbaşı Hastings'e odalarını göster lütfen!
Hastings?
Hastings.
Yes, indeed, Hastings, it is of a great interest.
Gerçekten öyle, Hastings, çok ilgi çekici.
Hastings, I am recovered. I am not an invalid.
Hastings, ben iyiyim, çürüğe çıkmadım.
- Thank you, Hastings.
- Sağol, Hastings!
- You have not met my associate, Cap. Hastings.
- Asistanım Yüzbaşı Hastings ile tanışmadınız.
This is Mlle. Darnley, a dressmaker of the most reknown.
Hastings, bu Bayan Darnley, çok ünlü bir terzidir kendisi.
- And you must be Cap. Hastings.
- Siz de Yüzbaşı Hastings olmalısınız!
Non, non, Hastings.
Hayır, hayır, Hastings.
For me, Hastings, I call it too steep and too dangerous.
Ben "fazla dik ve fazla tehlikeli" diyeceğim, Hastings.
Hastings, you see that boat with the red sail?
Hastings, şu kırmızı yelkenli tekneyi görüyor musun?
- I have a great fear, Hastings.
- Korkuyorum, Hastings...
Thank you, Hastings, that is most kind of you.
Hastings, sağol, çok naziksin.
- What about you Cap. Hastings?
- Ya siz, Yüzbaşı Hastings?
- Thank you, Hastings.
- İyiyim sağol, Hastings.
- You refer to my health, Hastings?
- Sağlığımdan mı bahsediyorsun, Hastings?
Captain Hastings!
Yüzbaşı Hastings.
Hastings!
Hastings!
- Hastings, what time is it?
- Hastings, saat kaç oldu?
Hastings!
Arlena Stuart ölmüş. Hastings!
Très bien, Hastings.
Çok iyi, Hastings!
It was the name of the young man, with whom she danced in your restaurante, Hastings.
Arlena ile dans eden genç adamın adı. Senin restaueant'da, Hastings.
Exactement, Hastings.
Aynen, Hastings.
- So it might seem.
- Öyle görünüyor, Hastings.
Hastings, this killer could not suffer as I do, le mal de mer.
Hastings, şu katil denizden benim çektiklerimi çekmiyormuş demek ki.
Hastings, you recall that in the bedroom of Arlena Stuart there was a bottle of perfume that I smelled?
Hastings, Arlena Stuart'ın odasında kokladığım parfüm şişesini hatırladın mı? - Aynı koku mu yani?
- Voilà, Hastings.
- Voilà, Hastings.
Oui, but you will notice, Hastings, that on the top of this third page, there is a little tear.
Ama senin de gördüğün gibi Hastings, üçüncü sayfanın köşesinde böyle küçük bir yırtık var.
It is not important, Hastings. It is vital.
"Hayati"!