Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ H ] / Hating

Hating перевод на турецкий

1,350 параллельный перевод
I support your commitment to hating yourself for not having the ass of a ten-year-old boy.
Elbette hayır Tricia. Kendinden nefretfetmene ve 10 yaşındaki.. ... bir erkek çocğun poposuna sahip olmayı istemeni destekliyorum.
I like liking life a lot more than hating it.
Yaşamdan hoşlamayı, yaşamdan nefret etmekten daha çok seviyorum.
I wish you'd stop hating me.
Umarım beni ısırmayı bırakırsınız.
Ha, ha. I just thought maybe instead of sitting around bickering and hating me, you might like to have some fun.
Hayır, ben sadece oturup durmaktansa.. ve,... ağız dalaşı ve benden nefret etmek yerine eğlenmeği tercih edebileceğini düşündüm.
Self-love. Windsong told me that I have been hating myself for resenting you.
Windsong, sana kızdığım için kendimden nefret ettiğimi söyledi.
Every time I go in there, it's all hating faces that I have to chop up with a machete.
Ne zaman içeri girsem, bıçakla kesmem gereken nefret ettiğim yüzler görüyorum.
I'd like to just concentrate on hating his guts right now.
Şuan onun cesaretinden nefret etmek için konsantre olmak istiyorum.
He got everybody hating on him.
Herkes ondan nefret ediyor zaten.
Shall we not? Now, look. This isn't about hating her, OK?
Bak, bunun nefretle bir ilgisi yok.
She knew it was better to be in The Plastics, hating life than to not be in at all.
Plastiklerle birlikte olmanın, onlarla olmamaktan iyi olduğunu biliyordu.
- Have you been hating me all this time?
- Bu kadar zaman nefret mi ettin?
I mean, I'm hating to be the Wicked Bitch of the Eastside Riders, heh...
Durun. Doğu yakasının hain cadısı olmaktan nefret ediyorum ama, bu arada ben Evelyn.
I don't know if you can love but you like hating more anyway.
Sen sevmeyi bilir misin? Neyse zaten nefret dolusun.
We think by hating someone we hurt them... but hatred is a curved blade. And the harm we do to others... we also do to ourselves.
İnsanlardan nefret ederek onları üzdüğümüzü sanırız ama nefret, çift taraflı bir bıçaktır ve başkalarına zarar verdiğimizde kendimize de zarar veririz.
She said how awful it was, everyone hating her without even knowing her.
İnsanlar, daha tanımadan benden nefret ediyorlar, diye yakınıyordu.
My mother said that one day the girl in that house started hating school, and would never go outside
Annem dedi ki o kız okuldan nefret etmeye ve hiç dışarı çıkmamaya başlamış.
I finally realized today... The feeling of hating someone is really frightening.
Sonunda bugün, birisinden nefret etmenin ürkütücülüğünü hissettim.
I didn't want to tell you, but hating redheads is racism based on hair color.
Kızıl saçlılardan nefret etmek de renge göre ayrımcılık yapmaktır ; yani ırkçılıktır.
After Hae-bin died He started... hating me
Hae-bin öldükten sonra benden nefret etmeye başladı.
The commercial's over now so stop hating Da-young for no reason
Reklam antlaşması sona erdi. Bu yüzden boş yere Da-young'a kızmayı bırakabilirsin.
I confess my sin for hating her for acting senselessly in the presence of God.
Cezamı çekmeliyim. Böyle anlamsız şeylerden dolayı ondan nefret ettiğimi itiraf ediyorum.
You've got her hating me... at least your version of me, which is actually you.
O benden nefret ediyor... en azından senin tarif ettiğin benden, ki aslında o sensin.
I have spent the last five hours hating you... ever since I found out you were Michael Bluth in court.
Mahkemede senin Michael Bluth olduğunu anladığımdan beri son beş saatimi senden nefret ederek geçirdim.
Damn it. I have spent the last five hours hating you... ever since I found out you were Michael Bluth in court.
Mahkemede senin Michael Bluth olduğunu anladığımdan beri son beş saatimi senden nefret ederek geçirdim.
The press is having a love affair... with hating the Bluth family... and they were the center of another brawl this evening.
Basının nefret edilen Bluth ailesiyle yaşadığı aşk devam ediyor ve bu akşam da başka bir kavganın merkezinde yer alıyorlar.
I'll probably end up hating men for the rest of my life.
L'muhtemelen hayatımın geri kalanı için erkekler nefret sonunda edeceğiz.
But from now on, when I run into you on the street and I say "good morning, Mrs. Huber," or "how are you, Mrs.Huber?" Just know that inside, I am quietly but decidedly hating your guts.
Ama bundan böyle yolda karşılaştığımızda size "Günaydın, Byan Huber" ya da "Nasılsınız, Bayan Huber" dersem bilmenizi isterim ki, içten içe sizden şiddetle nefret ediyor olacağım.
You can shove that wish up your gay-hating mangina!
Bu dileği gay düşmanı manginaya sokabilirsin!
And you're whiny and self-hating and most likely bi-polar.
Ve sende mızmız kendinden nefret eden bir çatlaksın.
And I was hating myself'cause I was getting all sucked into this superficial crap about fitting in and looks and fashion.
Genele uyum sağlamak, görüntü ve moda gibi saçmalıkları önemsiyorum diye kendime sinir olmuştum.
Unless they end up hating me retroactively.
Toplanan nefretlerini etkisiz hâle getir.
Or hating people?
Ya da insanlardan nefret etmeye.
If I had just focused on hating him, I would have saved myself a lot of heartache.
Sadece ondan nefret etmeye odaklansam kendimi büyük acılardan kurtarmış olacaktım.
I don't want him to grow up hating the thought that he's gonna get older.
"Birgün yaşlanacağım" düşüncesinden nefret ederek büyümesini istemiyorum.
Everybody who knows me for more than five minutes ends up hating my guts.
Benimle 5 dakika geçiren herkes benim bağırsaklarımı dökmek istiyor.
Although if we lose this game, I'm going back to hating you.
Eğer bu maçı kaybedersek, senden nefret ettiğim günlere geri dönerim.
Yeah but I'm also so tired of hating everything you know!
Evet ama her şeyden nefret etmekten yoruldum.
Okay, if you smoke this, you are going to spend the rest of the night hating yourself.
Bunu içersen, gece boyunca kendinden nefret edeceksin.
I heard her say something about hating goodbyes.
Elvedalardan nefret ettiği gibi bir şey söylemişti.
You lie awake hating that person, and then you see them and you want to put your arms around them.
Ve yatağında uyanık şekilde uzanırken o insandan nefret edersin,... ve sonra onları tekrar gördüğünde ilk düşündüğün şey onlara sarılmaktır.
You make this big speech about hating secret organisations, then jump in bed with the NID?
Gizli operasyonlardan ne kadar nefret ettiğini anlatan konuşmalar yaptın, sonra da NID ile aynı yatağa girdin.
And here I was hating her for coming to town.
Ben de şehre gelmesinden nefret ediyordum.
To starving for attention, Hating convention, hating pretension
Dikkat çekmeye açlığa, Kurallardan nefrete, Gösterişden nefrete
Not to mention, of course Hating dear old Mom and Dad
Lafı olmaz elbette Yaşlı Anne ve Babadan nefrete
Can you imagine hating your life so much... that you want to bring a backup razor?
Kendi hayatından o kadar nefret etmeyi ve bu yüzden yanında yedek bir jilet getirmeyi hayal edebiliyor musun?
They've worked themselves up into a man-hating frenzy.
Erkekten nefret etme konusunda kendilerini geliştirdiler.
You can't be hating on Kirby, man.
Kirby'den nefret etme.
Ralph, stop hating.
Ralph, nefret etme.
There you go, hating.
İşte nefret.
I started hating everything.
Onu kıskandım.
Since the day the Colonel started hating me
Albayın benden nefret ettiği günden beri.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]