Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ H ] / He's an animal

He's an animal перевод на турецкий

257 параллельный перевод
He's not an animal.
O bir hayvan değil.
He's no man. He's an animal.
O bir insan değil, bir hayvan.
He thinks it's going to be an animal.
Bir hayvan olacağını sanıyor.
He's an animal.
O hayvanın teki.
He's like an animal.
Sanki bir hayvan!
He's not an animal.
O hayvan değil.
That's where he's different from an animal.
Onu hayvandan ayıran da budur.
With a woman, he's an animal.
Ancak kadınlarlayken, o bir hayvan.
When Bick finishes this breeding program, he'll have an animal... that's 99 percent beef and the rest exaggeration.
Bick bu yetiştirme programını tamamlayınca, elde edeceği hayvan kısmen sığır etinden, kısmen de abartıdan ibaret olacak.
He's a human being, and you're treating him like an animal.
O bir insan ve sen ona bir hayvan gibi davranıyorsun.
He was a man who began all alone... like an animal.
O, hayata bir hayvan gibi yapayalnız... başlamış olan bir adamdı.
He tried to force me and when I wouldn't he turned on me like an animal.
Beni zorlamaya çalıştı, kabul etmeyince de bana bir hayvanmışım gibi davrandı.
He's a man, not an animal.
O bir insan, bir hayvan değil.
He's an animal.
- Züppe, lütfen. Darcey olmaz.
- He's an animal. - He is not.
- O bir hayvan.
But he's an animal.
Ama tam bir hayvan.
He's an animal. A pig.
Hayvanın teki, bir domuz.
He's like an animal tearing my guts,
Bağırsaklarımı deşen bir hayvana benziyor.
He was attacked by an animal with nails that were long, sharp and filled with poison
Uzun, keskin ve zepzehirli tırnakları olan bir hayvanın saldırısına uğramış.
Well, I mean, he's an animal not a person.
Evet, bence o bir hayvan, insan değil.
He's an intelligent animal.
Zeki bir köpektir.
He's like an animal, a thoughtless brutal animal.
Düşüncesiz, vahşi bir hayvan.
- He's lower than an animal.
Hatta bir hayvandan bile.
He's got no right to live, an animal like that.
Onun gibi bir hayvanın yaşamaya hakkı yok.
He's an animal, Gloria.
O hayvanın teki, Gloria.
He's an animal.
O bir hayvan.
He's nothing but an animal anyway.
O zaten bir hayvan.
But he's an animal.
Ama o nir hayvan.
He's only an animal.
O sadece bir hayvan
He's more than an animal.
O bir hayvandan fazla.
He's an animal
O kızımı çaldı!
He was perfect. But he's still an animal.
Ama hâlâ bir hayvan.
Right now, he's like a wounded animal, but he's healing fast.
Şu an, yaralı bir hayvan gibi, ama hızla iyileşiyor.
- He's such an animal.
- Tam bir hayvan.
- He's still an animal.
- Hala aslan gibi.
Yes, sir, he's an amazin'animal, but he don't belong in a parkin'lot in Las Vegas.
Harika bir hayvan ama Las Vegas'ta bir otoparka ait değil.
If somebody's poisoning an animal, that person should try and stop it if he can.
Eğer bu hayvanı zehirliyorlarsa, bu adam tabii ki bunu engellemeye çalışacak.
- He's callin'me an animal.
- Bana hayvan dedi.
He's an animal.
Hayvanın teki.
He's such an animal.
Tam bir hayvan.
Oh, he's an animal!
Oh, hayvan herif!
Why should Brackenstall entertain such an obsession about a pet animal that he would forbid any remembrance of it?
Niçin Brackenstall'un evcil hayvanların anısını bile yok edecek kadar gaddarca öyle bir takıntısı olsun ki?
He's an animal.
Tam bir hayvan.
He's an animal.
O bir hayvan.
- He's crazy. - You don't know what's in that. - You're an animal.
- Kafayı yemiş.
He's more of a man than an animal.
Bir hayvandan daha çok insan.
He's not an animal!
O bir hayvan değil!
He's more than an animal, He's a whole herd!
O BİR hayvandan çok daha fazlası, bir sürü gibi!
He's an animal.
O, hayvanın teki.
- The key is, he's an animal.
- İşin özü, o bir hayvan.
"He's an animal."
"Hayvan herifin tekiydi."

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]