He's not ready перевод на турецкий
361 параллельный перевод
I laid their daggers ready ; he could not miss'em.
Hançerlerini hazırlamıştım, bulamamış olamaz.
Yes, he's ready and you're ready, but I'm not. Do you hear?
Evet, o da hazır, sen de hazırsın ama ben değilim, duydun mu?
When he's ready to jump us, we'll jump him. Not before.
O bizi haklamadan, onu biz haklayalım.
I keep telling myself he's not ready for it.
Kendime buna hazır olmadığını söyleyip duruyorum.
He's not ready for a wife, and this ranch isn't ready for a woman.
O bir eş için hazır değil ve bu çiftlik de bir kadın için hazır değil.
Then there's the quarrelling word. When you're ready to bash a stranger but you want to make certain he's not one of us...
Sonra kavga sözü vardır, bir yabancıya girişeceksen, onun bizden biri olmadığını vurgulamak istiyorsan...
- I'm ready, but he's not ready yet.
- Ben hazırım, ama o henüz hazır değil.
- He's not ready.
Başaramaz.
- He's not ready.
- Henüz hazır değil.
He's not ready yet.
Daha hazır değil.
- I'm not sure he's ready.
- Hazır olduğundan emin değilim.
But now I'm ready to have a rematch, to prove that this lucky club fighter, and that's what he was, lucky, does not have the skill to last five minutes in the ring with a superior athlete like me.
Böylece bu şansı yaver giden sıradan boksörün benim karşımdaa beş dakika dayanacak yeteneği olmadığını kanıtlayabilirim.
He's not ready to take you back yet.
Henüz seni geri almaya hazır değil.
In light of the extensive micronetics involved in the system interface, not to mention - He's ready.
Şu kapsamlı mikronetikler yüzünden, sistem arayüzüm karışmış durumda, ve ayrıca da... - O hazır.
He's not ready.
Hazır değil.
Well, he didn't recognize me, but he's not yet ready to forget me.
Beni tanımadı, ama beni unutmaya henüz hazır değil.
He's just not ready to face reality yet.
Gerçekle yüzleşmeye henüz hazır değil.
He'll come when he's ready, not before.
Hazır olunca gelecek.
I guess Scott's not quite ready... to deal with his problem yet, so we're gonna give him... a couple of minutes and he'll collect his thoughts.
Sanırım Scott sorunlarıyla tam olarak... yüzleşmeye hazır değil, öyleyse... ona kafasındakileri toparlaması için bir kaç dakika verelim.
Well, maybe he's not quite ready... but he's a nice guy, sensitive.
Belki o henüz hazır değildir, ama iyi biri, hassas.
No, I didn't say that. I said he's not ready.
Hayır öyle demedim, hazır değil dedim.
No, I'm not sure, Annie, but if he thinks he's ready, I don't know if we should be standing in his way.
Hayır, emin değilim Annie, ama hazır olduğunu düşünüyorsa,... onun önüne geçebileceğimizi sanmıyorum.
He's not ready to have his name taken off the stationery.
İsminin antetli kağıtlardan silinmesine hazır değil daha.
He'll have your other leg off, if it's not ready.
Hazır değilse diğer bacağını da kestirir.
Yeah, he says he's not ready yet.
- Evet. Henüz hazır değiliz diyor.
But if he's ready for us... ... if he's prepared to repel boarders... ... the odds are not good.
Ama hazırlıklıysa ve gelişimizi bekliyorsa fazla değil.
He's not ready for me yet.
Henüz benim için hazır değil.
- Because he's not ready.
- Çünkü hazır değil.
He's not ready to return them yet.
- Henüz geri vermeye razı değil.
He's not ready.
Daha hazır değil.
Oh, he's not ready for you yet, Gary.
Oh, senin için daha hazır değil, Gary.
He's not ready!
O buna hazır değil!
I saw Art last night... and he said some things that made it clear... that he's not ready for the kind of commitment that you deserve.
Dün gece Art'ı gördüm. Senin haketiğin mutluluğa....... onun hazır olmadığını kanıtlayacak şeyler söyledi.
DAPHNE : I suppose it's a bit soon for me to be seeing anyone else, but if I wait, he might not be available when I'm ready.
Sanırım biriyle görüşmem için biraz erken ama beklersem de hazır olduğumda o uygun olmayabilir.
His wife walked around in her underclothes... and he'd always tell us... all us boys that worked for him... you know, when you'd come in... she'd be walking around getting ready for work... told us not to bug her.
Karısı etrafta iç çamaşırlarıyla dolaşırdı ve adam bize hep derdi ki onun için çalışan bütün oğlanlara,... bilirsin, içeri geldiğinizde kadın işe hazır durumda etrafta dolaşıyor olurdu bize onu kızdırmamamızı söylerdi.
He's not ready to give up.
Hazır değil.
I don't think he's ready to talk about it, so we're not.
Baba, maalesef konuşacak durumda değil.
After conducting a limited physical examination, Agent Mulder was ready to believe... that the body was that of an extraterrestrial biological entity, that he had finally found the proof which had eluded him, which would confirm not only the existence of alien life, but of his sister Samantha's abduction.
Sınırlı bir incelemenin ardından Ajan Mulder, cesedin dünya-dışı biyolojik bir varlığa ait olduğunu kabul etmeye hazırdı ; sonunda hep istediği kanıtı bulmuştu bu sadece dünya-dışı yaşamın varlığını kanıtlamakla kalmayacak, aynı zamanda kızkardeşi Samantha'nın uzaylılarca kaçırıldığını da kanıtlayacaktı.
- He's not ready yet, sir.
- Henüz hazır değilim efendim.
Yes, ma'am, but Mr. Garibaldi just got back from Mars... and even though he's not technically on staff anymore... Zack Allan is our new chief of security... he's helping Zack get ready for Sheridan's inauguration... as president of the New Alliance.
Evet ama Bay Garibaldi Mars'tan yeni döndü ve artık komuta personeline dahil olmasa bile yeni güvenlik amirimizin adı Zack Allen bu arada Zack'e Sheridan'ın yeni ittifakın başlaması şerefine yapılacak olan tören için yardım ediyor.
If he's not ready, he's not ready.
Hazır değilse hazır değildir.
He said he's not ready to date.
Bakın, daha bir randevuya hazır olmadığını söyledi.
Your father didn't agree. He's not ready to hear anything.
Baban kabul etmedi, hiçbir şey duymak istemiyor.
He's not ready to...
Buna hazır...
His behavior tonight shows me that he's not ready for the responsibility of a new car.
Bu akşamki davranışları, yeni bir arabaya sahip olacak sorumlulukta olmadığını ispatladı.
I'm not saying for certain that's why Chakotay thought he was getting ready for a prizefight, but it's a good bet ; the holodeck boxing simulation was fresh in his memory.
Kesin olarak emin olamam ama şu para ödüllü boks maçı buna neden olmuş olabilir....... ama bahse girerim ; sanal güvertedeki boks maçı belleğini tetiklemiştir.
He's not ready for that.
Will buna hazır değil.
No, he's not ready.
Hayır, o hazır değil.
He's not ready for your world of compromise and diminished brain cells.
Yozlaşmış değerleriniz, azalan beyin hücreleriniz ona göre değil.
Not bad. Looping out with a devil flip to a head butt. - He's up and ready to rip!
Kötü başlamasına ve iki takla atıp sendelemesine rağmen hala ayakta ve hazır.
He's not ready.
O Hazır değil.
he's not gonna make it 43
he's not my boyfriend 125
he's not worth it 85
he's not here anymore 22
he's not 1460
he's not here 947
he's not there 182
he's not my friend 74
he's not wrong 55
he's not responding 40
he's not my boyfriend 125
he's not worth it 85
he's not here anymore 22
he's not 1460
he's not here 947
he's not there 182
he's not my friend 74
he's not wrong 55
he's not responding 40