Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ H ] / He can't be far

He can't be far перевод на турецкий

108 параллельный перевод
He can't be far.
Çok uzağa gitmiş olamaz.
I guess he can't be very far away.
Sanırım fazla uzakta olamaz.
He can't be far. Search every house.
uzakta olamaz. her evi arayın.
No, but he can't be far.
Hayır, ama uzağa gitmiş olamaz.
He can't be far away.
Fazla uzakta olamaz.
He can't be far from Mallud in which case I can have him within range by 0900 hours tomorrow.
Mallud'dan uzak olamaz. Bu durumda yarın 09 : 00'da menzilimde olurlar.
He can't be far.
- Çok uzaklaşmış olamaz.
He can't rightly be expecting you... seeing as you're the only one who's come so far.
Pek de bekliyor olamaz... şimdilik sizden başka kimse gelmediğine göre.
- No, but he can't be far.
- Uzakta olamaz.
He can't be far away.
Çok uzakta olamaz.
He can't be far away.
Çok uzağa gitmiş olamaz.
He can't be far Let's follow him.
Uzakta değildir takip edelim.
He can't be very far.
Çok uzakta olamaz.
He can't be that far away, he's on foot!
Koşarak kaçmıştır, fazla uzaklaşamaz!
He can't be far!
Uzağa gitmiş olamaz!
He won't be an ordinary man if he can reach this far
Buraya kadar gelebildiğine göre sıradan biri olmamalı!
- He can't be far.
- Uzakta olamaz.
- He can't be far, look for him!
- Uzakta olamaz. Arayın onu!
He can't be far away if the door's open.
Kapısı açık ise, çok uzakta olamaz.
He can't be far away.
Çok uzaklaşmış olamaz.
He can't be far.
Uzakta değildir.
If he's not here, he can't be far.
Burada değilse, fazla uzağa gitmiş olamaz. Onu yakalayacağız.
If he's near, the Happy King can't be far away
Mutlu Krala oldukça yaklaşmış olmalıyız
He can't be far.
Uzaklaşmış olamaz.
He can't be far.
Uzağa gitmemiştir.
If he can't continue, the match will be forfeit and the American team will lose the valuable points that Grady's earned so far.
Devam edemezse müdaceleyi kaybedecek ve Amerika'nın da Grady'nin bu noktaya getirdiği müsabakayı kaybetmesi büyük oranda kesinleşecek.
Well, he can't be very far.
Çok uzağa gitmiş olamaz.
He can't be far.
Uzakta olamaz.
If he's here, then the Bloodhound units can't be far behind.
Buradaysa Av Köpekleri de hemen arkasındadır.
He can't be far.
Buralarda olması lazım.
If he's here, Darla can't be far.
Eğer bu buradaysa, Darla uzakta olamaz.
He can't be very far.
Çok uzaklara gitmiş olamaz.
He can't be far. Hey, Clay. We're gonna need a paramedic up here.
Clay senin dinlenmeye ihtiyacın var.
I truly don't think he'll be able to stop surfing every day, because after he's gotten that far I'm pretty sure he'll just feel, "Okay, well, I can surf for 30 years in a row, or I can surf longer."
Her gün sörf yapmayı bırakabileceğini pek sanmıyorum çünkü bu kadar ilerledikten sonra eminim ki "Bunu 30 yıla çıkartabilirim, ya da bunu sürdürebilirim" gibi şeyler düşünmeye başlayacak.
But he can't be far off, because he was just here.
Ama çok uzakta olamaz, zira az önce buradaydı.
If he found us, Reed can't be far behind.
O bizi bulduysa Reed de fazla uzakta olamaz.
Well, he can't be too far.
Fazla uzaklaşmış olamaz.
He can't be far.
Fazla uzakta olamaz.
He can't be far away.
Buralardadır.
Look, look, look, he can't be far.
bak, bak, bak, Çok uzaklaşmamıştır.
He can't be far.
- Fazla uzakta olamaz.
He can't be far, the sheriff just saw him here not too long ago.
O kadar, şerif sadece çok uzun zaman önce onu burada değil gördüm olamaz.
So she can't be too far from where he made that phone call.
O zaman annen onun telefon ettiği yerden çok uzakta olamaz.
I don't know how, but he can't be far.
Nasıl olduğunu bilmiyorum ama uzaklaşmış olamaz.
- He can't be far.
Çok uzakta olamaz.
He can't be far off.
Uzaklaşmış olamaz.
Yeah. They can't be too far from the hospital. Is he okay?
Hastaneden çok uzaklaşmış olamazlar.
Considering all the people dropping dead around his father's trial, he can't be that far away.
Babasının duruşmasındaki herkes patır patır öldüğüne göre, fazla uzakta olamaz.
Yes, so he can't be too far from here.
Evet, buradan fazla uzakta olamaz.
Well, if he's on foot, he can't be far.
Eğer yaya halindeyse, fazla uzaklamış olamaz.
- He can't be far.
- Fazla uzakta olamaz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]