Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ H ] / He didn't make it

He didn't make it перевод на турецкий

533 параллельный перевод
If someone liked someone a great deal and he didn't have any kin, that would sort of make him a kin almost, wouldn't it?
Birisi birisini çok sevdiyse... ve başka yakını yoksa, sevdiği kişi yakını gibi olur, değil mi?
He didn't make it.
Gelememiş.
- I didn't think he would. - We saw the railroad, and I thought... it might make a difference, but it didn't - nothing would.
Demiryolunu gördük ve bunun bir şeyler değiştireceğini sanmıştım.
I had a feeling he wasn't gonna make it, but he just didn't know how to tell me.
Gelemeyeceği içime doğmuştu ama o bana nasıl söyleyeceğini bilemedi.
He didn't make it.
Başaramadı.
Feels like he just didn't make it.
Bana kalırsa, sanki başaramadı gibi geldi.
That's because he knew it didn't make any difference.
Öyle yaptı, çünkü önemli olmadığını biliyordu.
Mom, you make it sound as if he didn't want to marry me.
Anne, sanki onun benimle evlenmek istemediğini söyler gibisin.
He didn't make it.
Onu o yapmadı.
He didn't make it, sir.
Başaramadı komutanım.
He was an old goat with a beard. I didn't even think he'd make it up the stairs.
Merdivenlerden çıkabileceğinden bile emin değildim.
We didn't think he'd make it but they're bringing his car up now and he will be in the race.
Başaracağını sanmıyorduk ama arabasını getiriyorlar ve yarışa katılacak.
I remember'cause he wanted to make a long-distance call and the boss didn't care for that,'cause sometimes he gets stung if it's over three minutes.
Şehirler arası görüşme yapmak istemişti patron önemsemedi, çünkü bazen üç dakikayı geçince sinirlenmeye başlar.
Well, it didn't make any sense that he'd know, but naturally, I checked out the circuit anyway.
Nasıl bildiğine anlam veremedim. Yine de devreyi kontrol ettim.
Captain, if he is a rustler how come he didn't make a run for it when he had a chance?
Yüzbaşı, altı üstü bi'sığır hırsızı..... eğer hiç şans verileyecekse, masum olduğunu nasıl ispat edecek?
He didn't make it.
Yapmadı.
Flip did tell you about why I couldn't make it last night, didn't he? Yeah.
Flip dün gece neden gelemediğimi söyledi, değil mi?
He didn't make it.
Yapmadı dostum.
At least he didn't try to make it easy.
Yani en azından kolaya kaçmadı.
- And he didn't make it.
- Ama beceremedi.
And, to make it better for me and he can't understand why I didn't play, you know saying, "Why aren't you playing the game?"
Bana daha iyi bir yaşam sunabilmek için, ama o anlayamadı... şöyle dedi, "neden vazgeçiyorsun?"
But I didn't know he was gonna make it... so worldwide like he did.
Dünya çapında meşhur olacağını tahmin etmemiştim.
Did he make it or didn't he?
Başardı mı, başaramadı mı?
As I started climbing, I thought, "Kessler will make a run for it." But he didn't.
Yükselirken de, dedim ki, "Kessler kaçıp gidecek." Ama gitmedi.
- Yeah, well, he didn't make it.
Başarısız olduğu açık.
He didn't make it.
O başaramadı.
Look, I'm sorry, he didn't make it.
Bakın, üzgünüm, başaramadı.
If he didn't make it, he ain't gonna look too pretty.
Başaramadıysa pek yakışıklı görünmeyecek.
If he didn't make it out and he was an expert, what about us?
Uzman olduğu halde çıkamadıysa, biz ne yapacağız?
Then he started getting proud. He was talking about whose daughter didn't make it... whose daughter failed.
Sonra biraz küstahlaşarak şu kız ve bu kız başaramadı dedi bana.
I need to go back he's basically gotten sucked back into the life that he left uh little something for the road don't worry I didn't make it when you saw that he was leaving you see how it just it impacts her so much
O bebeği doğurduğumu nasıl hayal bile edemiyorsam, doğurmadığımı da hayal bile edemiyorum. Ryan'ın morali gerçekten çok bozuktu, çünkü doğacak bebeğe bakmak için Chino'ya dönmesi gerekiyordu. Geri dönmem gerek.
- He didn't make it.
Kurtulamadı.
Guess he couldn't make it. Wishing'you didn't?
- Sanırım yetişemedi.
But he didn't make it over a year.
Ne yazık ki bir yıla kalmadan o da öldü.
George Newman is a two-bit little punk who should never have stuck his nose where it didn't belong and if he sent you here to try and make a deal...
- George Newman burnunu ait olmayan yerler sokan küçük bir serseri ve seni buraya gönderip bir anlaşmaya varmaya çalışıyorsa...
He didn't make her life any better than it was when all she had was... me.
Annemin hayatını güzelleştirmiyordu, çünkü sahip olduğu her şey... Bendim.
- He didn't make it.
- O başaramadı.
What if he didn't make it back?
Ya geri dönemezse?
He said he couldn't go on making the John Milius script because it didn't really express his ideas, and he still doesn't know how to make the film into his personal vision.
Kendi fikirleriyle örtüşmediği için John Milius'un senaryosunu çekmeye devam edemeyeceğini söyledi ve hala kendi bakış açısı doğrultusunda filmi nasıl yapacağını bilmiyor.
- And he didn't make it.
- Başaramadı.
I dug it. Don't make that "he didn't dig it" face.
Bana anlamamisim muamelesi yapma.
- Sorry he didn't make it.
- Başaramadı, üzgünüm.
He didn't make it. I'm sorry.
Ne yazık ki onu kaybettik, çok üzgünüm.
Maybe he can make it so a plane didn't take off, but I can prove one landed.
Belki bir uçağı kalkmamış gibi gösterebilir ama birinin indiğini mutlaka kanıtlayabilirim.
- But l-I'd also tell you that any guy lucky enough to get himself a Tambo - he'd be nuts if he didn't make it legal. It's a big step.
Bu büyük bir adım.
Oh, he didn't make it, and neither did you.
Başaramadı, senin gibi!
But he didn't make it, so I just wanted to try -
Ama başaramadı, o yüzden sadece denemek -
Unfortunately, she didn't make it... because when the Lord called her to Him... he didn't even have a job.
Yazık ki bunu başaramadı. Çünkü Tanrı onu yanına çağırdığında Onun bir işi yoktu.
I just didn't think he was gonna make it that- -
Hiç düşünmemiştim bu kadar şey yapacağını...
- He didn't make it.
- Başaramadı.
What if he didn't make it?
Ya başaramadıysa?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]