Headshot перевод на турецкий
112 параллельный перевод
I wanted to give you my headshot and résumé.
Size vesikalık resmimi ve özgeçmişimi sunmak istedim.
I'm an actor, and I wanted to give you my headshot.
Ben bir oyuncuyum ve size vesikalık resmimi vermek istedim.
Here is the only headshot taken by Bruno of Hollywood.
Burada Hollywood'tan Bruno tarafından çekilmiş tek bir yüz resmi var.
Keep that thing low so when I mark him, you don't get off a headshot.
Şu şeyi alçak tut, böylece onu işaret ettiğimde kafa çekimi almazsın.
Headshot's okay.
Vesikalık olur.
By then you'll be married to the first bimbo who slips you her headshot.
Ya da bir ömür boyu. O zamana kadar sana ilk vesikalık fotoğrafını veren aptal bir sarışınla evlenmiş olursun.
- I think she could use a new headshot.
- Portresinin çekilmesini istiyor.
Instead, he takes my headshot, writes "loser" across my forehead, and faxes it to every casting director in town.
Onun yerine, fotoğrafımı alıp... alnıma "yeteneksiz" yazdı... ve şehirdeki bütün oyuncu ajanslarına faksladı.
Single headshot, close range.
Yakın mesafeden, kafaya bir el.
Take a headshot.
Başından vur.
I sent a headshot, resume and an invitation to a performance of Streetcar Named Desire.
Vesikalık, özgeçmiş ve İhtiras Tramvayı oyununa davetiye yollamıştım.
Did you bring a headshot and list of your credits? .
Fotoğraf ve referans listesi getirdiniz mi?
Headshot, headshot, wait a sec.
Brock, çocukları otele götürür müsün?
Headshot from a sniper.
Sniper'ın biri beyninize verir!
His photo's a headshot.
Sadece kafasını çektim.
They killed every one of them with a single headshot.
Hepsini öldürdüler.
Listen, I'm sorry I didn't call, but I was in the neighborhood and I wanted to bring by my headshot and my reel and stuff like that.
Dinle, aramadığım için özür dilerim, ama buralardaydım ve sana vesikalık resmimi, programı falan getireyim dedim.
The poster's a headshot.
- Ne takımı lan? Poster portre.
Is that his headshot?
Bu onun resmi mi?
It was a headshot, Harry.
Adamı kafasından vurdular, Harry.
Headshot was probably taken with a generic digital camera.
Baş muhtemelen sıradan bir dijital kamerayla çekilmiş.
I'll slip him a headshot.
Bir portre fotoğrafını çekeceğim.
Excuse me? Sorry. Before I go, I Just wondered if it would be cool if I left a headshot and resume?
Affedersiniz, gitmeden önce acaba şu senaryoyu ve özgeçmişi buraya bıraksam olur mu?
I'm gonna go get in my car... ... run a red light and hope for a clean headshot.
Arabama atlayıp kırmızı ışıkta geçecek ve işimi tek atışta bitirmesi için dua edeceğim.
Bring your headshot, we'll talk about how I can make you a star.
Seni nasıl yıldız yapacağımı konuşalım.
You get close enough... you could take a headshot.
Yeterince yaklaşırsanız... kafasına ateş edebilirsiniz. Peki neden kafa?
You gotta shoot from a distance, you can't risk a headshot.
Eğer, uzaktan ateş edecekseniz... kafadan vuramayabilirsiniz.
Headshot.
- Kafadan.
Maybe I need a new headshot.
Sanırım bir fırt daha lazım.
I expect to be taken out by swat with a headshot And bleed on your sisal and haunt you and your family for the rest of your life!
Özel harekattan birinin, beni başımdan vurarak öldürmesini umuyorum... böylece hayatının sonuna kadar senin ve ailenin içinde sizi huzursuz ederim.
... lf I was gonna take a headshot from a tall building, I'd hide out some place with plenty of Latin American cleaners.
Bir gökdelenden birinin kafasına ateş edecek olsaydım,... çok sayıdaki Latin Amerikalı temizlikçinin olduğu bir yere saklanırdım.
If he's after a headshot, we assume he's on one of the upper levels.
- Eğer kafaya kurşun sıkmak niyetindeyse, üst katlardan birinde olacaktır.
And I say, "That's what it says on my headshot."
Ben de, "Katalogdaki fotoğrafımın üstünde öyle yazıyor" dedim.
That means a headshot, at over a mile.
Bu merminin kafaya geleceğini gösterir, 1 milden fazla bir mesafeden.
I might be back for a headshot.
Vesikalık için dönebiliriz.
He got me the joint, I took his headshot.
O bana esrarlı sigarayı getirdi, ben de onun vesikalık resmini aldım.
One was a headshot, the other was in the chest.
Bir tanesini kafadan, diğerini göğsünden vurdum.
- The headshot.
- Hedef tahtası.
Well, you have the headshot, detective, but no gun with which to fire it.
Elinizde hedef var, detektif. Ama ateşleyecek silah yok.
We don't care about your headshot.
Vesikalığınız umurumuzda değil.
I'm gonna be signing a personalized headshot for each and every one of you.
Her biriniz için bir fotoğrafımı imzalayacağım.
At which point, the shooter lowers himself for a better angle aiming for a headshot.
Bu sırada, Tetikçi daha iyi bir açı için eğiliyor, Kafaya nişan almak için.
Whereas a featured extra is a person whose headshot we pull off a pile, has no lines and sits in that tent over there till we're ready for her.
Baş figüran ise kalabalıktan rastgele seçilir repliği yoktur ve biz çağırana kadar şuradaki çadırda oturur.
Headshot!
Tam kafasından!
Headshot.
Kafasından.
Take a headshot, and here, a Superbeasto bumper sticker.
Vesikalığımı al, işte burada. Bir Superbeasto tampon çıkartması.
Seconds later I take Calvini out with a headshot.
Saniyeler sonra Calvini'yi başından vurarak öldürüyorum.
That's your new headshot. Ha-ha-ha!
Artık bu fotoğrafı kullan.
I've got, like, a 98 % headshot kill ratio.
Kafadan vurma oranım % 98.
I have an extra headshot I was going to throw out. Unless you want it for something.
Atacağım fazladan bir resmim vardı, tabii sen onu başka bir şey için istemiyorsan.
So do you have like a headshot or a résumé?
Vesikalık fotoğrafın veya özgeçmişin var mı?