Healing перевод на турецкий
2,737 параллельный перевод
A Personal Healing Degree.
Kişisel Şifa Derecesi.
You guys, he's got a Personal Healing Degree.
Evet KŞD'si var.
Let the healing begin.
İyileşme başlasın.
Well, our community has healing to do.
Halkımızın iyileşmeye ihtiyacı var.
Healing?
- İyileşmek mi?
This is called healing someone after making them sick.
Buna birini hasta ettikten sonra iyileştirme derler.
Yep, three months now, but my neurosurgeon says my brain is healing nicely, and I could wake up any day now.
Evet, üç aydır, ama benim beyin cerrahı diyor beynim, güzel şifa ve ben şimdi herhangi bir gün uyanmak olabilir.
But you said you were healing.
Ama sen şifa söyledi.
Ooh! And now look. He's healing me.
Ve bak şimdi de beni iyileştiriyor.
Fucking A. I'm healing.
Vay anasini be. Elim iyilesiyor.
I thought the same thing the first 50 times we played it, but, honestly, I found the true healing power of that song.
Biliyor musun, 50 defa onu çaldığım sırada aynı şeyin bana da olacağını sanıyordum. Ama dürüst olmam gerekirse o şarkı için müthiş bir panzehir buldum.
E-Mo needs your healing touch.
E - Mo'nun senin şifalı ellerine ihtiyacı var.
No show. A healing. Hmm.
Gösteri değil, iyileştirme.
But the healing powers of the sun have been well-documented.
Ama güneşin iyileştirici güçleri kendini çoktan ispatladı bile.
We just performed his final healing ceremony.
Son iyileşme seremonisini yapmıştık.
And what were you healing?
İyileştirdiğiniz şey neydi?
Colloidal silver, which has been known to have healing properties going back to Hippocrates.
Koloidal gümüş. Hipokrat zamanından beri tedavi amaçlı kullanıldığı bilinir.
Listen, Beauregard... are you certain of the healing properties of the silver?
Dinle Beauregard gümüşün tedavi özelliğinden emin misin?
Our cities are healing.
Şehirlerimiz iyileşiyor.
He's just thanking you, because our world, in part, is healing because our two sides are working together.
Dünyamızın başına gelenler yüzünden sana teşekkür etmek istedi çünkü dünyamız sırf sizin dünyanızla beraber çalıştığı için iyileşiyor.
And also that I had a gift and it was my duty to share that gift and bring wellbeing and healing and happiness to others.
Ve ayrıca, bir kabiliyetim olduğunun ve bunu paylaşmanın görevim olduğunun. ve diğerlerine refah ve sağlık ve mutluluk getirmenin.
You do realize that machine is healing our worlds?
O makinenin dünyamızı iyileştirdiğini bilmiyor musun?
Need I remind you who I am healing?
Peki benim kimi iyileştirdiğimi hatırlatmam gerekiyor mu?
Most likely, the healing would stop.
- Büyük ihtimalle iyileşmeleri durur.
We would stop healing their world.
Dünyalarının iyileşmesini durduracağız.
They know more about the healing arts than we do.
Şifa verme sanatında bizden çok daha ilerideler.
I practice the arts of healing.
Şifa sanatıyla uğraşıyorum.
Well, this tissue is in its last stages of healing.
Yara, iyileşme aşamasının son evrelerinde.
But Coach, his leg's still healing.
Ama Koç, bacağı hâlâ iyileşme aşamasında.
The healing qualities of the clay.
Kilden şifa bulmak için.
I hope this speeds the healing process for us all, especially the family of Jerome Mathis.
Umarım bu hepimiz için iyileşme sürecini hızlandırır özellikle de Jerome Mathis'in ailesi için.
Let's let the healing begin!
Hadi iyileşme işlemini başlatalım.
Hopefully healing someplace.
Bir yerlerde iyileşiyordur.
Well... we all got a lot of healing to do.
İyileşmemiz uzun sürecek.
- He'll make sure your toe is healing properly.
- Parmağının gerektiği gibi iyileştiğinden emin olacak.
Did you break a bathroom scale while you were healing?
Tartıyı kendini iyileştirirken mi kırdın? Süper güçlü mü oluyorsun?
He's... when he's healing, his bone density weighs him down.
İyileştiği zaman kemik yoğunluğu onu ağır yapıyor.
You're in charge of healing all of us, not just Howard.
Hepimizi iyileştirmekle görevlisin, sadece Howard'ı değil.
Tron : That healing chamber is the only thing
Bu şifa bölmesi yaraların dağılmasını...
Your scar... you've been away from the healing chamber too long.
Yara izin iyileşme odasından oldukça uzak kalmışsın.
Maybe sharing the news could be part of the healing process.
Belki olayları paylaşmak iyileşme sürecinin bir parçasıdır.
Now that should hold you for a day or two and then you can come back and see me, if you're ready to enter into a healing relationship.
Bu seni birkaç gün idare eder. Sonra yanıma gel. Tabii bir iyileşme ilişkisine girmeye hazırsan.
"A healing relationship"?
"İyileşme ilişkisi" mi?
It's always a good idea to get the family involved, and she could be like a deputy in your healing journey.
Aileyi de işin içine katmak her zaman güzel olur. İyileşme yolculuğunda sana yardımcı olabilir.
Say something healing.
İyileştirecek bir şeyler söyle.
The healing process takes a couple of days... the acute phase, that is.
İyileşme süreci bir kaç gün sürebilir akut süreçte budur.
How is that exactly supposed to be healing?
Bu nasıl iyileştirici oluyor?
Because her healing hands brought me back to this Earth!
Çünkü onun iyileştiren elleri beni dünyaya geri getirdi!
All your focus is on the healing.
Tek amacın tedavi.
How's the... your hand healing?
Elinin iyileşmesi nasıl?
What's needed, cousin, is less theology and more of the healing arts. Do you need more evidence of God's wrath?
Gerekli olan şey, daha az din ve daha çok ilaç bilgisi kuzenim.