Holiday перевод на турецкий
6,207 параллельный перевод
With it's stunning natural beauty, Fiji is the ideal holiday tropical paradise for couples.
Göz kamaştırıcı doğal güzelliği ile Fiji, çiftler için en uygun tropikal tatil cennetidir.
We're talking about tens of thousands of stranded holiday travelers.
On binlerce tatil yolcusu yollarda mahsur kalmış durumda.
But you know I'm going on holiday tomorrow, right?
Ama yarın tatile çıkacağımdan haberdarsınız değil mi?
You never said anything about a holiday.
Ne zaman dedin? Tatilden bahsetmedin bize.
Like a German on summer holiday...
Yaz tatiline çıkmış bir Alman gibisin.
How'd you like to go on a holiday this summer?
Bu yaz tatile gitmek ister misin?
Do you have to come and ruin my holiday at Grandma's?
Büyükannemlere gelip tatilimi mahvetmek zorunda mısın?
Sorry, but the holiday is over..... Brother dear.
Üzgünüm ama tatil bitti sevgili kardeşim.
According to his flatmate, he's on holiday.
Tatildeki ev arkadaşının yerine geldi.
We used to collect these from restaurants all over the world whenever we were on holiday.
Önceden ne zaman tatile gitsek, bunları dört bir tarafından toplardık.
Never-ending holiday.
Hiç bitmeyen tatil.
On holiday!
Tatildeyim!
I'm going to Ibiza on holiday, so you're on your own for a while.
Ibiza'ya tatile gidiyorum, bu yüzden bir müddet tek başınasın.
It costs as much as 15 years of your holiday bonuses!
Bunun maliyeti, senin tatillerle birlikte 15 yıllık çalışman kadar!
"Let us enjoy this together as a holiday."
"Beraber bir tatildeymiş gibi eğlenelim."
And then the holiday season started.
Ve sonra bayramlar başladı.
Brenda and I are having a series of three holiday parties, Thanksgiving, Christmas, New Year's Eve.
Brenda'yla üçIü bayram partisi yapacağız Şükran Günü, Noel ve Yeni YıI Arifesi'nde.
Marianne, time to lose the holiday weight.
Marianne tatil kilolarını vermenin zamanı.
On a holiday?
Tatile mi?
It's a Jewish holiday.
Anlamı nedir? - Yahudi bayramı.
Dana : SO, WHAT ARE YOUR HOLIDAY PLANS?
- Bayram planların neler?
'Jammu to Mumbai, Soldier Holiday Special Express..'it's here! -'Train No. 12472..
"Mumbai'dan'Jammu'ya gitmekte olan, Özel Asker İzin Ekspresi 12472 sefer sayılı tren gelmiştir."
Virat, you take a holiday and come here every year.
Virat, sen her yıl izin alıp buraya geliyorsun.
You came here on a holiday, to get married.
Sen buraya izne geldin, evlenmek için değil mi?
Thinking about these 40-days holiday..
Ve bu 40 günlük izni düşüneceksin.
This isn't a holiday resort.
Bu bir tatil yeri değil.
I've just told you I'm being fired, and the first thing you ask... is if I'd allow you to take some priceless artifacts... away with you on holiday.
Sana daha şimdi kovulduğumu söylemedim mi ben? Seninse bana sorduğun ilk şey ise.. yanında paha biçilemez değerde eserlerle tatile çıkmana... izin verip vermeyeceğim oldu.
Maybe the two of youse can either drown or get eaten by a shark and make it a holiday for all of us.
Belki de suda boğulursunuz ya da köpek balığı sizi yer de biz de bayram ederiz.
And I'm keen to start an internship straight after my finals, don't need a holiday.
Ve finallerim biter bitmez staja başlama niyetindeyim, tatile gerek yok.
So, we're all going to have a holiday together?
Yani hep birlikte tatil mi yapacağız?
Two people who currently live together are about to attend church, have a party, go on a short holiday, then carry on living together.
Şu anda birlikte yaşayan iki insan kilise törenine katılacak,... parti verecek, kısa bir tatile çıkacak ve birlikte yaşamaya devam edecekler.
- I'm cancelling my holiday.
- Tatilmi iptal ediyorum.
They offered me the car, they offered me the big house, they offered me the holiday in fucking Honolulu.
Bana araba teklif ettiler, büyük bir ev teklif ettiler. Honolulu'da tatil teklif ettiler.
Are you going on holiday?
- Tatile çıkacak mısınız?
So he didn't say anything at The Snug or back at his place that night about a holiday house or a property?
Yani o gece Snug'ta veya dairesinde, herhangi bir yazlık evden yahut.. buna benzer bir yerden söz etmedi mi?
This is believed to be the origin of the holiday once known as Samhain, now called Halloween.
Bunun önceleri Samhain bugün ise Cadılar Bayramı olarak bilinen bayramın kökeni olduğuna inanılır.
Speaking of rain, as you know, every year to celebrate the holiday of Tu Bishevat, we ask the children to donate money to have a tree planted in Israel.
Borç demişken, bildiğiniz gibi her sene Tu Bişvat'ı kutlamak için İsrail'e ağaç dikmek amacıyla çocuklardan bağış topluyoruz.
Olivia and I were all set to take a holiday, travel through the Galapagos.
Olivia ile ben tatile çıkmaya koyulmuştuk, Galapagos'a doğru bir seyahat.
Postponing our holiday?
Tatilimizi erteliyor musun?
They'd make perfect holiday lets. It's gonna take at least 18 months before this place is fit to live in.
- Burayı yaşanacak bir yer yapmak en az 18 ay sürer.
He was on holiday, he wasn't even working.
Tatildeydi, çalışmıyordu bile.
But, of course, even assassins should have a holiday now and then.
Fakat elbette suikastçıların da ara sıra tatili olmalıdır.
Bank holiday? Waste of time.
Banka tatili mi?
Maybe we need a holiday.
Belki de tatile çıkmamız lazım.
A skiing holiday I had when I was a kid, with the school. French Alps... Ooh!
Küçükken, okulla birlikte Fransız Alpleri'ne gittiğim kayak gezisini.
You need to get out and go on a holiday.
Buradan çıkıp tatile gitmeye ihtiyacın var.
I get holiday allowance.
Tatil izni aldım.
- Have a nice holiday.
- İyi tatiller.
That's just a holiday, that.
- Tatil gibi.
My favorite film is Roman Holiday.
- En sevdiğim film Roma Tatili.
♪ Some bloody holiday ♪
# Koduğumun tatili #