Honolulu перевод на турецкий
423 параллельный перевод
"We'll sail for Honolulu tomorrow on our honey-moon - get two tickets."
Balayımız için yarın Honolulu'ya gemiyle gideceğiz. İki tane bilet al.
Tokyo, Honolulu - All them Chinese towns.
Tokyo, Honolulu, bütün Çin şehirlerine.
Tomorrow, Honolulu.
Yarın, Honolulu.
I'm saving my strength for tomorrow in Honolulu.
Gücümü yarın Honolulu'ya saklıyorum.
Honolulu is the last stop.
Honolulu son durak.
I'd like you to deliver this to miss Joan Ames in stateroom B-55... About an hour after the ship docks in Honolulu.
Bu mesajın, gemi Honolulu'ya yanaştıktan bir saat sonra B-55'teki Bayan Joan Ames'e iletilmesini istiyorum.
Did you fix it with him to tell me that I have to go to Honolulu for my nerves?
Sinirlerim için Honolulu'ya gitmem gerektiğini söylemesini ayarladın mı?
But why do you want to go to Honolulu?
Fakat, niçin Honolulu'ya gitmeyi, istettiriyorsun?
We're supposed to go there so that the wives will think that we...
Biz, Honolulu'ya gidersek, karılarımız zannedecek ki...
I suggest a trip to... a trip to..... Honolulu.
Önerdiğim gezinti yeri... gezinti yeri..... Honolulu.
A voyage to Honolulu is the only cure for your husband.
Kocanızın iyileşmesi için, Honolulu'ya gemi seyehatine çıkması gerekir.
I won't go to Honolulu.
Honolulu'ya gitmek istemiyorum.
If the doctor says you must go to Honolulu, you'll do just as the doctor says.
Doktor sana Honolulu'ya gitmeni söylediyse,.. .. sadece doktorun dediğini yapacaksın.
But I can't go to Honolulu alone.
Ama, Honolulu'ya bi başıma gitmek istemiyorum.
- To Honolulu!
- Honolulu'ya!
- I can't go to Honolulu.
- Honolulu'ya gidemem.
I'm not going to Honolulu.
Honolulu'ya gitmiyorum.
You're going to Honolulu if you have to go alone!
Honolulu'ya gidiyorsun. Tek başına gitsen bile!
If I have to go to Honolulu alone, he's going with me!
Ben Honolulu'ya yalnız gidiyorsam, o da benimle geliyor!
# Honolulu Baby where did you get those eyes
# Honolulu Güzeli nereden aldın şu gözleri?
# Honolulu baby where did you get that style
# Honolulu Güzeli nereden aldın bu biçimi..
# Honolulu Baby you know your stuff
# Honolulu Güzeli sen işini bilirsin.
# Honolulu Baby gonna call your bluff
# Honolulu Güzeli bu yaptığın blöf.
We're seeing as much here as we could've seen in Honolulu.
Hem buradayız, hem de Honolulu'da değiliz..
Our wives think that we're in Honolulu for my health.
Karılarımız, sağlığım için Honolulu'ya gittiğimizi sanıyor.
If I didn't know that Oliver was in Honolulu, I'd swear that was him on the phone.
Oliver'ın Honolulu'da olduğunu bilmeseydim, telefondakinin o olduğuna yemin edebilirdim.
They're in Honolulu, alright.
Onlar Honolulu'da, tabiki.
Honolulu liner sinking!
Honolulu yolcu gemisi battı!
"Honolulu Steamship Company, Los Angeles."
"Honolulu Vapur Şirketi, Los Angeles."
# Honolulu Baby
- ( STANLEY KAPI ZİLİNİ ÇALAR ) - ( OLIVER ) : # Honolulu Güzeli,
# Honolulu Baby where did you get those eyes
# Honolulu Güzeli, nereden aldın şu gözleri?
# Honolulu Baby where did you get those eyes # and your dark complexion that I idolise?
# Honolulu Güzeli, nereden aldın şu gözleri? - ( STANLEY KAPIYI TIK-TIKLAR ) - # Senin o esmer tenine, öyle hayranım ki.
# Honolulu Baby
- ( STANLEY KAPI ZİLİNİ ÇALAR ) - ( OLIVER ) : # Honolulu Güzeli..
# Honolulu Baby...
# Honolulu Güzeli...
" Honolulu liner sinking.
" Honolulu yolcu gemisi battı.
On our way back from Honolulu we were in a terrible shipwreck.
Honolulu'dan dönüş yolumuzda, korkunç bir gemi enkazı vardı.
We didn't go to Honolulu at all!
Başından beri Honolulu'ya gitmedik!
# Honolulu Baby won't you close those eyes...
# Honolulu Güzeli, kapatmak olmaz şimdi o gözleri...
Return to Honolulu by midnight boat.
Bu gece yarısı Gemi ile Honolulu'ya dönüyorum.
Plum tree blossom many time... since I hear silver voice of Madame Lilli in Honolulu.
Madam Lilli'nin gümüş sesi Honoluluda duyulduğundan beri... erik ağaçları daha fazla çiçek verir oldu.
Must catch boat for Honolulu.
Honolulu'ya giden gemiye yetişmek için.
Also fear too late for boat to Honolulu.
- Korkarım Honaluluya gidecek gemiye çok geç kaldık.
Or is it Honolulu?
Yoksa Honolulu'da mıydı?
Honolulu, here we come!
Honolulu, iste geliyoruz!
Especially if I'd known I was coming to Honolulu.
Hele de Honolulu'ya gelecegimi bilseydim.
- Does he have family in Honolulu?
- Honolulu'da ailesi var mï?
What are you doing here in Honolulu?
Honolulu'da ne yapïyorsun?
Tired of Honolulu? Run out of women?
Honolulu'da kadïn mï kalmadï?
- Honolulu.
- Honolulu.
All alone, commander, until I leave for Honolulu.
Tamamen, komutan, Honolulu'ya gidene kadar.
I was going to Honolulu to see you.
Seni görmeye Honolulu'ya gidiyordum.