How are you getting on перевод на турецкий
147 параллельный перевод
How are you getting on without me, Mummy?
- Yokluğuma dayanabiliyor musunuz?
How are you getting on?
Ondan nasıI kurtuldun?
I say, how are you getting on?
Becerebiliyor musun diyorum?
- Hello, Captain. How are you getting on?
- Selam Yüzbaşı, nasıl gidiyor?
And how are you getting on?
Sen nasıl gidiyorsun?
How are you getting on?
Peki nasıl gidiyor?
How are you getting on?
Ne var ne yok, Jack?
How are you getting on?
Nasıl gidiyor?
how are you getting on?
nasıl anlaşıyorsunuz?
How are you getting on, young man?
Nasıl gidiyor delikanlı?
Come on. How are you getting on at school, Daniel?
Okul nasıl gidiyor Daniel?
How are you getting on?
Nasıl anlaşıyorsunuz?
How are you getting on with Miss Wilson?
Bayan Wilson ile nasıl gidiyor?
How are you getting on?
Nasıl gidiyor bakalım?
Hello, darling. How are you getting on, darling?
Merhaba tatlım, nasıl gidiyor tatlım?
How are you getting on, son?
Nasılsın evlat?
How are you getting on with your hotel inspector?
Otel kontrolörünle nasıl gidiyor? İyi.
How are you getting on?
Nasıl biniyorsunuz böyle?
You've been poking your nose everywhere so how are you getting on with the investigation?
Her yere burununu sokuyorsun Bari araştırman da ilerleye bildin mi?
How are you getting on in the archives?
Arşivde çalışman nasıl gidiyor?
How... how are you getting on with your Minister, Humpy?
Bakanınla aran nasıl Humpy?
By the way, how are you getting on with Angel?
Bu arada, Angel işi nasıl gidiyor?
How are you getting on with Madame de Tourvel's maid?
Madam Tourvel'in hizmetçisiyle işler nasıl?
- How are you getting on?
- Nasıl gidiyor?
How are you getting on with the Constable?
Güvenlik Şefiyle iyi geçiniyor musunuz?
How are you getting on?
NasıI gidiyor bakalım?
How are you getting on... with my sister, Mab?
Kız kardeşim Mab'la aranız nasıl?
So, how are you getting on in New York?
Ee, New York nasıl gidiyor?
How are you getting on with Huber's book?
Huber'ın kitabı nasıl gidiyor?
How are you getting on with these fine people?
Bu iyi insanlarla nasıl geçiniyorsun?
How are you getting on with your Americana?
- Americananız nasıl?
How are you getting on in there? Nice one, Tony!
- Bakalım burada ne var?
How are you getting on there, Wordsworth?
Ne yapıyorsun evlat?
How are you getting on at school?
Okulda işler ne durumda?
- How are you getting on with your book?
- Kitabın nasıl gidiyor?
How are you getting on at home? Fine.
- Anlaşabiliyor musunuz?
- How are you getting on?
- Senin nasıl gidiyor bu arada?
How are you getting on with Henry's damn fool tests?
Henri'nin lanet aptal testleri ile aran nasıl?
How are you getting on in here?
Nasıl? Buraya alışabildin mi?
- How are you getting on?
- Dayanabilecek misin?
- Well, how are you getting on?
- Nasıl gidiyor?
I'll drop by in a day or so to see how you are getting on.
Nasıl gittiğini görmek için gün içinde yine uğrarım.
And we all know how keen you are on getting the job done.
İşi yapmayı ne çok istediğinizi biliyoruz.
Now, excuse my naiveté, but how are you planning on getting me in there?
Saflığımı mazur görün ama beni içeri nasıl sokmayı planlıyorsunuz?
How are you figured on getting her to go back?
Aslında o onu geri getirmenin bir yolunu buldun mu?
How are you folks getting on up there?
Yukarıda nasılsınız?
How are you planning on getting him back to Earth?
Onu Dünya'ya nasıl göndermeyi düşünüyorsunuz?
And I think the world should see how cute you look so come on, Gracie Adler we're getting up out of bed and we are going out that door and we're gonna greet the new day with a breath of fire
Ve dünyanın da bu güzelliği görmesi gerek. Kalk Gracie Adler. O yataktan kalkıp bu kapıdan çıkacağız ve yeni günü Breath of Fire'la selamlayacağız.
How could you let us go? The sets aren't done. Well, the committee isn't so concerned about the sets getting done as they are about what's getting done on the sets.
Komite dekoru nasıl yapacağı ile değil, dekorda ne yapıldığıyla ilgileniyor.
The Nobles are heavily guarded, how do you plan on getting close to them?
Asiller çok iyi korunuyorlar. Onlara yaklaşmayı nasıl başaracaksın?
How are you planning on getting inside?
İçeri nasıl girmeyi plânlıyorsun?