How do you do that перевод на турецкий
16,086 параллельный перевод
How do you do that?
Nasıl çekiyorsun?
But how do you do that?
İyi de nasıl yapacaksın ki onu?
And then the older you get, the more you realize how rare it is that someone who deserves to be making the important decisions is actually in power to do so.
Ve yaşın ilerledikçe de, önemli kararlar verme yetkisi olan insanların aynı zamanda bunu yapabilecek güçte olmasının ne kadar zor olduğunu daha çok anlarsın.
How do you know that?
Tamam. Bunu nereden biliyorsun?
How do you know that?
Bunu nereden biliyorsun?
- How are you gonna do that?
- Bunu nasıl yapacaksın?
Do you know how I know that?
Bunu nasıl bildiğimi biliyor musun?
How did you do that?
Nasıl yaptın?
Ew. How long do you think his hand was in that glove?
Sence o eldiveni ne kadar zamandır takıyordur?
Chip, Chip, do you have any idea how hard it is to watch somebody that looks just like me make a complete pussy whistle out of themselves? Huh?
Chip tamamen sana benzeyen birinin kendini yerin dibine sokmasını izlemenin nasıl kötü hissettirdiğini biliyor musun?
She's not even here. How do you know that?
Burada bile değil, nereden bilebilirsin?
How do you know that?
- Bunu nasıl anladın?
How could you do that to us?
- Nasıl yapabildin bunu?
And how are you gonna do that?
- Bu nasıl olacak peki?
How did you do that?
Nasıl yaptın bunu?
And how do you think we're gonna do that?
Bunu nasıl sağlayacağız peki?
- How do you know that?
- Nereden biliyorsun?
How do you know that?
- Nereden biliyorsun?
How are you gonna do that?
- Onu nasıl yapacaksın?
How would you do that?
Nasıl yapacaksın bunu?
Wait, so how are you gonna do that?
- Doğru. Nasıl yapacaksınız peki bunu?
Do you know how that date went, by any chance? Like, did...
Şu buluşmanın nasıl gittiğini bilme ihtimalin var mı peki?
How can you do that?
Bunu nasıl yaptın?
So, if you do find anything, how do you communicate that to us in a secure way?
Peki olur da bir şey bulursanız bunu bize güvenli bir şekilde nasıl ileteceksiniz?
The moment I get in front of those cameras and I tell them that Conway is right and Brockhart is right, and that you completely bungled the ICO situation, how do you think Dunbar will do then?
Kameraların önüne geçtiğim anda Conway ve Brockhart'ın haklı olduğunu ve İHO meselesini yüzüne gözüne bulaştırdığını söylesem sence Dunbar'ın durumu ne olur?
That song... how do you know it?
Bu sarki... Nasil biliyorsun?
Uh, how do you know about that?
Bunu nasıl biliyorsun?
How... how the hell do you know about that?
Nasıl... Onu bildiğini nasıl söyleyebiliyorsun?
Well, how many more different ways do I need to say that I'm in love with you?
Seni sevdiğimi söylemek için kaç farklı yol denemem lazım?
How do you know that they'd even tell me the truth?
Doğruyu söyleyeceklerini nerden biliyorsun?
How do you expect to do that without getting us arrested or killed?
yakalanmadan ya da öldürülmeden nasıl olacak bu?
- How do you know all of that?
- Tüm bunları nasıl biliyorsun?
So how do you explain that?
Bunu nasıl açıklayacaksın?
Chloe how'd you do that?
Chloe, bunu nasıl yaptın?
Do you know how many men have told me that they wanted to help me?
Kaç erkek bana yardım etmek istediğini söyledi biliyor musun?
How do you think that worked out for them?
Onlar için nasıl oldu dersin?
Hey. How did you do that?
Bunu nasıl yaptın?
If this goes how we want, I can fix that too. If this- - Do you hear yours- -
Eğer bu iş istediğimiz gibi giderse bunu da düzeltebilirim.
I want to protect you, but tell me, how do I do that?
Seni korumak istiyorum, ama nasıl yapacağımı söyle?
How do you know about that?
Bunları nereden öğrendin?
I mean, how do you propose we get around that?
Bu işten kurtulmak için ne öneriyorsun?
Do you know how many Twitter followers I got after that?
Bu olaydan sonra ne kadar Twitter takipçisi edindiğimi biliyor musunuz?
How can I do that if you're in here?
Sen buradayken bunu nasıl yapacağım?
How did you do that?
Ne dedin?
Look, Harris, I trust your instincts, I really do, but unless you can find a flaw in the chain of evidence that's brought us all here, how about we see this through?
Harris, içgüdülerine güveniyorum, gerçekten ama hepimizi buraya getiren kanıt zincirinde bir kusur bulamadıysan şu işi yapalım mı?
As soon as Sands and his people figured out how to make that immunity shot, do you really believe they kept me alive?
Sands ve adamları bağışıklık aşısını yapmayı bulur bulmaz beni öldürmediklerine gerçekten inanıyor musun?
How do you explain that?
Bunu nasıl açıklayacaksınız?
How do you deal with all of that?
Bütün bunlarla nasıl başa çıkıyorsunuz?
How do you know that?
Nereden biliyorsun?
Cool. Wait, how are you gonna do that?
Bir dakika, bunu nasıl yapacaksın?
Do you have any idea how long it takes to regenerate that?
Gözüm! Bunun ne kadar zamanda yenilendiği hakkında bir fikrin var mı senin?