Hunger перевод на турецкий
2,533 параллельный перевод
In the sun burnt Serengeti, hunger keeps the wildebeests thundering northward, following the rain.
Güneşin kavurduğu Serengeti'de, açlık yüzünden antiloplar yağmurun peşinde kuzeye doğru koşturuyor.
While the wildebeest migration has converged on a small crossroad of terror versus hunger... the monarch butterfly migration has spread to fill a continent.
Afrika antiloplarının göçü vahşetle açlığın kesiştiği bir kavşağa doğru ilerlerken... Kral kelebeklerinin göçü de bütün bir kıtayı kaplayacak şekilde yayılıyor.
And some seem to be all hunger, all instinct, all the time - somehow knowing where their prey sre gsthering - oceans away.
Bazılarıysa daima aç ve içgüdüsel davranıyor gibi görünüyor. Okyanusların ötesinde bile olsa avlarının nerede toplandığını biliyorlar.
Hunger is driving her - and dozens of other sharks - towsrd s stupendous fesst 1 50 miles off the coast of Mexico.
Açlık, onu ve düzinelerce köpekbalığını Meksika sahillerinin 240 kilometre açığındaki muhteşem bir ziyafete doğru sürüklüyor.
After many months at sea, and a migratory wandering of up to 1 3,000 miles, scores of these giants hsve hsuled out here to pup and mate... some already bearing the scars of the grest white's hunger.
Denizde geçen aylardan ve 21 bin kilometreye varan göç yolculuğundan sonra, çok sayıda deniz fili çiftleşip yavrulamak için burada karaya çıkmış. Bazıları şimdiden aç büyük beyaz'ların izlerini taşıyor.
While the shsrks follow their long migrations in the Pacific, another highway of hunger conducts the winged masses of the Americas from feast to feast.
Köpekbalıkları Pasifik'teki yalnız göçlerine devam ederken, karın doyurmak için çıkılan bir başka yolculukta, Amerika'nın kanatlı yığınları bir ziyafetten diğerine uçuyor.
A bargain that drives two remarkable daily migrations of mutual hunger.
Bu anlaşma, açlığın tetiklediği iki ilginç günlük göçün nedeni.
Life on the move kept them a step ahead of the guns and human hunger.
Göçle geçen yaşam, onları silahlardan ve aç insanlardan bir adım önde tuttu.
But in the hidden world of the Costa Rican rainforest, it is a seething sisterhood of hunger that assures the success of the next generation.
Costa Rica yağmur ormanlarının gizli dünyasında, bir sonraki neslin başarısını garantileyen şey ise, açlıktan doğan, kıpır kıpır bir kardeşlik.
The engine of this merciless hunger- - a brood of 200,000 larvae and their caretakers, demanding 30,000 corpses a day.
leşe ihtiyaç duyan 200.000 larva ve onların bakıcıları.
But the restless hunger of their sisterhood will be immortal.
Ama kızkardeşlerin bitmek bilmez açlığı asla sona ermeyecek.
Hunger drives the giant Herbivores toward the Pacific Coast.
Açlık dev otçulları pasifik sahillerine doğru sürüklüyor.
An Ankylosaurus, severely weakened by hunger, searches the charred terrain for something to eat.
Açlıktan ciddi bir biçimde zayıflamış bir Ankylosaurus yiyecek bir şey bulmak için kömürleşmiş araziyi tarıyor.
Suddenly, hunger isn't their biggest problem.
Aniden açlık en büyük problemleri olmaktan çıkıyor.
With two years of famine.. ..forget our hunger pangs, Even the earth craves for water.
2 yıllık kıtlık mide spazmlarımızı bile unutturdu bize.
What do I tell you about hunger?
Açlığı nasıl anlatayım ki sana?
Hunger makes us dance to its tunes.
Açlık, kendi melodisiyle oynatır bizi.
Different from the past 90 years where bread was eaten to assuage hunger, consumers are looking for a variety of breads that satisfy their tastes.
Geçtiğimiz 90 yıl boyunca insanlar sadece doymak için yemek yerdi. Ama artık günümüzde müşteriler damak zevkine uygun ürünleri ve farklı çeşitleri arıyor.
Hunger kills!
Açlık öldürür!
Feel her hunger in your gut.
Onun açlığını kendi midende hisset.
Oh, it's just... just a passing hunger.
Sadece... açlıktan olsa gerek.
- This is the woman who's watched... ten men on hunger strike starve themselves to death and never flinched!
- Bu kadın 10 adam açlık grevinde kendilerini öldürürken gözünü bile kırpmayan kadın.
Just hunger.
.. sebebi yok.
Hes hunger there is been year's and that's why I am shaking.
Bu yüzden neden üzerine salmayayım.
Hunger, thirst, bloodlust, sexual urge.
Açlık, susuzluk kan dökme arzusu ve cinsel istek.
With the pride lands rich again, it's also a chance for Mara to end her hunger.
Sürünün toprakları bereketlenmesi ile birlikte, Mara'ya da açlığını dindirmesi için bir şans doğdu.
Sea ghouls, devil fish, dreadful in hunger for flesh of man.
Deniz iblisleri, insan eti ve kanına susamış şeytani balıklar.
If it is hunger, animal blood will not do.
Açlık ise, hayvan kanı yapmayacağım.
" The hunger shall be slain.
" Açlık sona erer.
They're both progressives. Bressler wants to end world hunger.
Bressler'ın amacı dünyadaki açlığı yok etmek.
But it's the hunger, the loneliness and exhaustion that gets you really.
Ama asıl açlık, yalnızlık ve yorgunluk karakterinize şekil verir.
It's through generosity, through compassion, through simple Christian kindness, and England gospel is spread through all those who hunger...
Cömertlik, sevecenlik hristiyan nezaketi ve İngiltere öğretileri, açlık çekenlere yardım...
And you may threaten me with privation, with bankruptcy, with a life that knows only hunger and squalor.
Beni mahrumiyetle, iflas etmekle sadece açlık ve sefaleti bilen bir hayatla tehdit edebilirsin.
And then a moment of hunger.
Sonra bir açlık hissi.
Think we can put a dent in African children's hunger this year?
Bu sene Afrika'daki çocukların açlığına bir çentik atacağız, ha?
If I could stop the war by going on hunger strike,
Eğer savaşı durdurabilseydim kesinlikle açlıktan ölürdüm,
For him there is no hunger, cold, disease or old age.
Başıma ağrılar girdi, dostum. Onun için açlık, soğuk, hastalık ya da yaşlanmak yoktur.
You've gone mad from hunger
Açlıktan deliye döndün
I know that he can't match your hunger for adventure or your sense of humour and doesn't understand you sexually.
Macera isteğiniz mizah anlayışınızın benzemediğini ve yatakta seni anlamadığını biliyorum.
And with an unquenchable hunger...
Ve ağzımı kalbinin karıncığına koyup,
I wish to inform you of my dreadful ordeal of the past 20 months and my intention to die in prison by going on hunger strike...
Son 20 aydır dehşet verici çetin sınavım hakkında sizi bilgilendirmek isterim, ve bu nedenden dolayı hapiste açlık grevi yaparak ölme niyetindeyim.
It's my duty to summon you here, as you've begun a hunger strike.
Sizi buraya çağırmak benim görevim, açlık grevine başladığınızı duydum.
I have seen the hunger but never in my kitchen.
Açlık nedir bilirim, ama benim mutfağımda asla.
Prepare to pray for forgiveness for this sin of thirst and hunger.
Bağışlanmak için aç susuz dua etmelisin.
You don't know what hunger is.
Açlık nedir haberin bile yok.
No, Jeanne, I don't know what hunger is.
Hayır, Jeanne, açlık nedir bilmiyorum.
He had the hunger.
Artık hep açtı.
I gave Epstein the hunger.
Epstein'e açlığı verdim.
But the hunger... it always wins.
Ama açlık var ya... o her zaman kazanır.
When you first get the hunger, you're like a wild animal.
İlk açlığı aldığınızda, .. aynı vahşi bir hayvan gibi olursunuz.
and difficulty walking, getting around, trouble losing weight, chronic and unpleasant hunger feelings, groggy after meals, strong food cravings, and anxiety about food in general.
sürekli ve doyumsuz açlık hissi, yemek sonrası halsizlik, güçlü aş ermeler ve yiyecek hakkında genel kaygı.