Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ H ] / Hurdle

Hurdle перевод на турецкий

187 параллельный перевод
Now, look, Sidney, after you pass your entrance examinations, - you're over the first big hurdle.
Sınavı geçtikten sonra ilk büyük engeli de geçiyorsun.
You also have to get over a hurdle first, name of Bill Morgan.
Ayrıca Bill Morgan adında birini de aşman gerek.
That's another hurdle cleared.
Başka bir engel daha aşıldı.
SWEETIE, I KNOW THIS IS THE MOST DIFFICULT HURDLE OF ALL,
Yeşile bakamam bile.
That... depends on... how they pass my hurdle
Bu... benim engelimden... geçebilmelerine bağlı
I don't want us to fall at the final hurdle.
O kızı bulmak zorundayız.
Okay, next hurdle.
Tamam bi sonraki engel
Those Roundhead traitors have one final hurdle that they will never straddle.
O Cumhuriyetçi hainler asla başedemeyecekleri son bir engel ile karşılaşacaklar.
And the customer? Think of a customer as a hurdler thinks of a hurdle. A means to an end.
Onları birer araç gibi düşün, seni amacına götüren birer araç.
Over the first hurdle.
İlk engeli aştık.
The first hurdle for the true warrior.
Gerçek savaşçı için ilk güçlük.
Our biggest hurdle is sensor availability.
En büyük zorluğumuz sensörlerin hazırlanabilmesi.
Ben cleared every possible hurdle :
Ben, gerçekleşmesi muhtemel her engeli ortadan kaldırdı :
The 100m hurdle race has started.
100 metre engelli koşu başlatılmıştır.
~ And very few of us. We can't be daunted at the first hurdle.
İlk engelde yılamayız.
We'd hurdle down that mountain so fast that the crack of our bodies hitting the tree wouldn't even resonate before we'd pounce up and say, "I'm okay."
Dağdan o kadar hızlı ineceğiz ki, ağaca çarpıp.. ... kırdığımız kemiklerimiz çatırdamaya fırsat bulamadan zıplayıp, bir şeyim yok diyeceğiz.
Of course I would be lying if I said I didn't have any hesitations but I looked at it as a hurdle I had to jump over as an actress.
Elbette hiç kararsızlık yaşamadım dersem yalan söylemiş olurum ama buna bir sanatçı olarak üstesinden gelmem gereken bir engel olarak baktım.
I'm telling you, if you get past this little hurdle, the world's going to open up for you like you won't believe.
İnan bana, bu küçük engeli de aştığın zaman, dünyanın kapılarının sana nasıl açıldığına inanamayacaksın.
We're at Niagara and Hurdle Ave.
Niagara ve Hurdle Ave'de.
- There's one more hurdle to clear.
- Aşılması gereken bazı pürüzler var.
I'd have that inequality thing to hurdle.
Bense bir çalışan. Bütün eşitsizlik engelleriyle karşı karşıyayım.
Another hurdle overcome.
Başka bir engel aşıldı.
I felt it was very disappointing each and every time that we ended up getting to this hurdle and couldn't get over it.
Her seferinde bu engeli aşmaya çalışıp başaramadığımızda... büyük hayal kırıklığı hissediyordum.
The sperm have to jump over that hurdle to get to my egg.
Yani spermin yumurtalarıma ulaşması için çıkıntıdan atlaması gerekiyor.
This is what I call the "Next Hurdle" :
Buna "Bir Sonraki Yarış" diyorum :
I thought it was a hurdle we could jump over together.
Galiba bunu birlikte atlayacağımız bir engel olarak düşündüm.
Well, I doubt it's my last hurdle.
Bunun son engel olacağından şüpheliyim.
Look, I know this is frustrating, but I want you all to see the court decision this week, it was a huge hurdle, a huge victory.
Bunun sinir bozucu olduğunu biliyorum, ama mahkemenin bu haftaki kararını büyük bir engeli aştığını, büyük bir zafer olduğunu anlayın.
But there's one hurdle still to cross.
Ama geçilmesi gereken küçük bir engel daha var.
Someone wants to publish it, if she clears one hurdle.
HAYATIMDAKİ ERKEKLER Biri yayınlamak istiyor, ama son bir engel var.
And I will never tolerate an ordinary girl becoming a hurdle... in performing that duty.
ve sıradan bir kızın bu görevi... sürdürmemizde engel olmasına asla izin vermeyeceğim.
Hal, if a set of hairy boys was your biggest hurdle here, I'd say go for it.
Hal, sorunun kıllı bir çift top olsa sana bunu yap derdim.
And my son. You were his last hurdle, Michael.
Sen son engeldin Michael.
The biggest hurdle is reorganising the synaptic connections and training the undamaged CNS neurons to adapt to different signals.
En büyük engel sinaptik bağlantıları yeniden çalıştırmada, ve zarar görmemiş CNS sinir hücrelerini farklı sinyallere adapte etmek için yetiştirmesinde.
It's your last hurdle on your path to freedom.
Evet öyle. Özgürlüğe giden yolda önündeki son engel.
Vishwas, after the first hurdle you must defuse the burglar alarm lf activated, the alarm will alert every police station in the vicinity ln five minutes the police will be inside the bank
Vishwas, ilk engeli geçip, alarmı devre dışı bırakmak zorundasın. Yoksa çevredeki bütün polisleri toplar. Beş dakika içinde polisler bankada olurlar.
Okay, so it's more like the 3,000 meter hurdle.
Tamam. O zaman 3.000 metre engelli olsun.
Just thought I'd check that no one falls before the last hurdle.
Birinin hataya düşmemesi için karşılaşmadan önce bir kontrol edeyim dedim.
No hurdle love can't... hurdle.
Yok engel aşk olamaz... engel.
Jayne, I do believe that's our first hurdle.
Jayne, sanırım ilk engelimiz bu.
Second hurdle
İkinci engel.
For our two highest-scoring finalists, this is their last hurdle.
En iyi derece yapan iki finalistimiz için son aşama karşınızda.
I'm sending you money... to help you cross the first hurdle in the path of your progress
Sana parayı yolundaki ilk engeli aşman için gönderdim.
There's still one big hurdle ahead of you.
- Önünde hâlâ büyük bir engel var.
Look, there's no denying we have an additional hurdle to overcome.
Önümüzde aşmamız gereken engeller olduğunu inkar etmiyorum.
He's still not responding to voices but breathing on his own was a big hurdle. Tavon?
Tavon mı?
Uh here's one : the uh, snail tripped over a hurdle, a-and the other snail says "Well that's gonna add another hour to his time."
salyangoz çitin üzerinden düşmüş, diğer salyangoz demiş ki : "işte bu ona bir saat kazandırdı"
Fallen at the first hurdle, let alone remortgage their house.
İlk denemede başaramayan biri evini tekrar ipotek etmezdi.
This hurdle is too high for a chicken like him.
Onun gibi korkak biri için böylesine bir engel, aşılacak cinsten değil.
I didn't realise that was a bar the statement had to hurdle.
Beyannamenin sizden onay alması gerektiğini zannetmiyorum.
- That'll be a hurdle.
Bu, kesinlikle bir engel olacaktır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]