I'd like to перевод на турецкий
43,919 параллельный перевод
But for now, since he's claiming he knows what it feels like to be an aggrieved father, I'd like to call Victor Forrest to the stand.
Ama şu an madem acılı bir babanın neler hissettiğini bildiğini iddia ediyor kürsüye Victor Forrest'ı çağırmak istiyorum.
- Your Honor, I'd like to ask for a half-day continuance.
- Sayın Hakim, yarım günlük erteleme istiyoruz.
- Well, I'd like to say it was no big deal, but I'd be lying if I didn't say it was the most satisfying moment of my entire career.
Önemli bir şey değil derdim ama kariyerimin en tatmin edici anı olduğu için öyle diyemeyeceğim.
You think I'd open up like this to just anyone?
Benim sıradan birine böyle açılacağımı mı düşündün?
I'd like to propose a toast.
Kadeh kaldırmak istiyorum.
I'd like to punch him in the face, I'll tell you.
Yüzünü yumruklamak istiyorum.
Because in that case, I'd like to get down to the particulars.
Eğer öyleyse hususi meselelere geçmek istiyorum.
What I'd like is to not have to choose either one.
İkisinden birini seçmek zorunda kalmamak istiyorum.
I'd like to apologize for saying what I said to Rachel Zane.
Rachel Zane'e söylediklerim için özür dilemek istiyorum.
and I don't know about you, but I'd like to get back on top.
Seni bilmem ama ben tekrar zirveye çıkmak istiyorum.
And that, right there, is why I'd like to ask the court to have Mr. Cahill removed from any investigation regarding my client in the future.
İşte tam da bu yüzden mahkemeden Bay Cahill'in müvekkilimi içeren tüm davalardan alınmasını istiyorum.
While I do appreciated a tasty doughnut, I'd like to know what the occasion is.
Lezzetli bir tatlıya hayır demesem de, nedenini bilmek isterim.
I'd like to stay.
Kalmak istiyorum.
I'd like to teach again.
Yeniden öğretmeniliği istiyorum.
Well, if you'll allow me, I'd like to change that.
İzin verirsen değiştirmek isterim.
I've got some time. I'd like to take you out for a while, show you something, okay?
Seninle biraz dışarı çıkalım.
I thought that maybe you'd like to come to her... .. birthday party.
Düşündüm de belki doğum günü partisine gelmek istersin.
You know, I'd like to say I was trying to save a puppy, or something, but I just got my coat caught on someone else's coat outside the Tube.
Bir köpeği falan kurtardığımı söylemek isterdim... ama sadece metro çıkışında montum bir başkasının montuna dolandı.
I'd like you to meet Dexter Baines, your new teammate.
Seni Dexter Baines ile tanıştırayım yeni takım arkadaşın.
What I'd really like to do is get a look under the hood.
Kaputun altına şöyle bir göz atmayı çok isterim.
I'd like to keep the past where it is.
Geçmiş geçmişte kalsın istiyorum.
Look, I know you two like to work alone, settling the scores that are personal to you, but that's not how we work here at S.H.I.E.L.D.
Bakın, yalnız çalıştığınızı ve kişisel intikamlarınızla ilgilendiğinizi biliyorum ama S.H.I.E.L.D.'da işler bu şekilde yürümüyor.
- I'd like to ask the Director a question.
- Direktöre bir soru sormak istiyorum.
your polygraph this morning generated some alarming results, so I'd like you to give it another go.
Yani tekrar denemeni istiyorum.
I'd like to find Eli and ask him myself.
- Eli'ı bulup kendim sormak istiyorum.
I'd like to look at the new gauntlets after the mission... check that they're calibrated correctly.
Görevden sonra yeni eldivenlerine bakmak istiyorum. Doğru ayarlanıp ayarlanmadığına bakmak için.
Well, now that we're all gathered, I'd like to present Agent Johnson with something.
Artık herkes burada olduğuna göre Ajan Johnson'a bir şey sunmak istiyorum.
I'd like to welcome you all to the Kindergarten Parent Mingle.
Anaokulu Velileri kaynaşmasına geldiğiniz için teşekkürler.
Mr. Burns, I'd like to see you after the mingle.
Bay Burns, kaynaşmadan sonra sizinle görüşmek isterim.
Hello, yes, I'd like to make a very, very large catering order, so can I speak to the owner, please?
Merhaba, çok büyük bir katering siparişi vermek istiyorum. Şirket sahibiyle konuşabilir miyim, lütfen?
Now, that's a story I imagine you'd like to keep hidden, but I'm sure Mrs. Lydgate would be very interested in hearing it... or Mary, for that matter.
Bu, saklamak isteyebileceğiniz tarzda bir hikaye sanırım, ama eminim ki Mrs. Lydgate bunu duymak isteyecektir ya da örneğin.. Mary.
What? That's what I'd like to see.
Peder Mike bir öyle bir böyledir.
I'd like to be able to, to go away knowing that they will continue to have a home.
Onların bir yuvası olacağını bilerek buradan ayrılabilmeliyim.
But, I'd like to know you Anna.
Ama tabii seni yakından tanımak istiyorum.
Captain Mathison, I'd like to take your case.
Yüzbaşı Mathison, davanızı almak istiyorum.
I'd like to give you something.
Size bir şey vermek istiyorum.
I'd like to mention Congressman MacLeish.
Kongre Üyesi MacLeish'ten bahsetmek isterim.
- I'd like to meet him.
- Onunla tanışmak isterim.
I'd like to speak to your daughter.
Kızınızla konuşmak isterim.
Um... I'd like to ask you a series of questions, if you don't mind, Casey.
Şey eğer mahsuru yoksa sana bir dizi soru sormak isterim, Casey.
I would like to hire you, and I'd like you to keep it between us.
Sizi tutmak istiyorum ve bunun aramızda kalmasını istiyorum.
I have photographs if you'd like to see what an 85-year-old man wearing only hiking boots looks like.
86 yaşındaki bir adamın yürüyüş botunun neye benzediğini görmek istersen elimde fotoğrafları var.
I'd like you to leave my house, please.
Evimden gitmenizi istiyorum, lütfen.
I'd like to.
İsterdim.
I was wondering, um, if you'd like to go to the homecoming dance with me?
Merak ediyordum da, benimle hoşgeldin balosuna gelirmisin acaba?
Hi. Uh, I'd like to be an Uber driver.
Merhaba, Ben tele-taksi sürücüsü olmak istiyordum.
I mean, I'd like to say it's like having sex or something like that.
Seks yapmak gibi bir sey.
I'd like to know why you stopped me.
Beni niye durdurduğunuzu bilmek istiyorum.
Well, like I said, we'd like to help you stop the police.
Evet, dediğim gibi polisi durdurmak için yardım etmek isteriz.
Personally, I'd like to believe good things happen to good people.
Ben şahsen, iyi şeylerin, iyi insanların başına geldiğine inanmak istiyorum.
And I'd really like to focus on finding the bastard who did this to her.
Onun yerine bunu yapan şerefsizi yakalamaya odaklanmayı çok isterim.
i'd like to go 40
i'd like to know 101
i'd like to see you try 68
i'd like to see you 19
i'd like to say 28
i'd like to see you again 35
i'd like to talk to you 90
i'd like to help 76
i'd like to speak with you 22
i'd like to try 23
i'd like to know 101
i'd like to see you try 68
i'd like to see you 19
i'd like to say 28
i'd like to see you again 35
i'd like to talk to you 90
i'd like to help 76
i'd like to speak with you 22
i'd like to try 23