I'd rather not say перевод на турецкий
158 параллельный перевод
- I'd rather not say.
- Söylememeyi tercih ederim.
- I'd rather not say, sir.
- Söyleyemem efendim.
I'd rather not say.
Söylemesem daha iyi.
And I suppose if I asked you to give me a kiss, you'd say you would rather not.
Herhalde senden bir öpücük istesem olmaz dersin?
I'd rather not say.
Ben söylememeyi tercih ederim.
I'd rather not say.
Bunu söylemesem daha iyi.
- I'd rather not say until I've checked further.
- Bir kez daha bakana dek söylememeyi tercih ederim.
- I'd rather not say, sir.
- Söylememeyi tercih ederim, efendim.
Well, I'd rather not say, sir.
- Söylememeyi yeğlerim efendim.
I'd rather not say where, sir.
Nerede olduğunu söylememeyi tercih ederim, efendim.
- I'd rather not say.
Gülebilirsin.
I'd rather not say at this time.
Bu seferlik söylememeyi tercih ediyorum.
I'd rather not say till we've had a chance to investigate.
Araştırma yapmadan bir şey söylemek istemem.
I'd rather not say.
Söylememeyi tercih ederim.
- I'd rather not say.
- Bir şey söyleyemem.
I'd rather not say.
Söylememeyi yeğlerim.
I'd rather not say.
Ne yaptılar? Söylemesem daha iyi.
If you don't mind. I'd rather not say goodbye.
Sakıncası yoksa size hoşça kalın demeyeceğim.
Well, I'd rather not say too much about things we can't prove yet.
Henüz kanıtlayamayacağımız şeyler hakkında fazla konuşmasam iyi olacak.
I'd rather not say too much about things we can't prove yet.
Henüz kanıtlayamayacağımız şeyler hakkında fazla konuşmasam iyi olacak.
A rather stern reminder, I'd say, not to poke around Marcus Stockheimer's business.
Marcus Stockheimer'in isine burnumu sokmamam gerektigini gosteren oldukça sert bir hatirlatma oldu.
- I'd rather not say out loud.
- Yüksek sesle söylemek istemiyorum.
- I'd rather not say, sir.
- Söylemesem daha iyi.
I'd rather not say.
Demesem iyi olacak.
I'd rather you not say anything, but this is a potential problem area.
Bir şey söylememeni tercih ederim, ama bu problem yaratacak bir konu.
- Oh, I'd rather not say.
- Anlatmasam daha iyi.
I'd rather not say until I've got him.
Yakalayana kadar söylememeyi tercih ederim.
I'd rather not say.
Söylemek istemiyorum.
- I'd rather not say.
- Söylemesem daha iyi.
I'd rather not say.
Söylemesem iyi olur.
But I'd rather not say just yet.
Ama şimdi söylemesem daha iyi.
I'd rather not say... but they liked what they saw.
- Söylemesen daha iyi - - fakat gördükleri hoşlarına gitti.
- I'd rather not say.
Söylemesem daha iyi.
I'd rather not say, if that's okay.
Söylemesem daha iyi, sakıncası yoksa.
I'd rather not say.
- Söylemesem daha iyi.
- I'd rather not say.
- Cevap vermemeyi tercih ediyorum.
I'd rather not say at this time.
Şu anda söylemesem daha iyi.
I don't want you to feel like an errand girl, so please say if you'd rather not, but...
sadece küçük bir iyilik. kendini kötü bir kız gibi hissetmeni istemem. bu yüzden lütfen ona söyle.
I'd rather not have tried than have to face Marie and say " Oh, no.
Marie'yla yüzleşmeyi denemeyi tercih etmemeliydim ve Ah, hayır.Aslında, evet, haklıydın.
Well, I'd rather not say!
Söylemesem daha iyi!
- Why? - I'd rather not say.
- Neden?
Well, I'd rather not say just now.
Şuan için söylememeyi yeğlerim.
And where did you get this information? I'd rather not say.
Bu bilgiyi nereden aldınız?
Well, I have my reasons, but I'd rather not say.
Var kendimce sebeplerim ama söylemeyeyim. Sır kalsın.
i'd rather not say.
Söylememeyi tercih ederim
I'd rather not say just yet, if that's okay.
Mümkünse bunu henüz söylemek istemiyorum.
- I'd rather not say.
- Bu konu hakkında konuşmak istemiyorum.
Then, if i s all right with you, I'd rather not say my sins aloud.
O zaman sorun değilse günahlarımı yüksek sesle söylememeyi tercih ederim.
- Is that it? - I'd rather not say.
- Efendim, açıklamamayı tercih ederim.
You know, I'd rather not say right now. No!
Biliyor musun, şimdi anlatmasam daha iyi.
Uh, well, he didn't say exactly, but I'd rather expect not.
Tam olarak böyle söylemedi ama öyle sanırım.