Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ I ] / I'll have a drink

I'll have a drink перевод на турецкий

181 параллельный перевод
- We'll get this over with quick, and you and I will have a little drink.
Şu formaliteyi tamamlayıp, senle ben birşeyler içelim.
When in the action you are hot and dry and that he calls for drink, I'll have prepared him a chalice for the nonce, whereon but sipping, if he perchance escape your venomed point, our purpose may hold there.
Kavgada kızışıp susadığınız zaman, Hamlet bir şey içmek ister nasıl olsa, öyle özel bir içki hazırlarım ki ona, bir yudum içmeyegörsün, istediğimiz olur senin zehirden kurtulacak olursa.
I'll have three meals a day, five if I want... roof over my head, and a drink now and then to warm me up.
Günde üç, istersem beş öğün aşım var. Başımın üzerinde bir çatı ve beni ısıtacak içkim var.
I'd like to invite you to come downtown with me and we'll go to a charming little place called Charlie's and we'll have a drink.
Sizi şehirdeki evime davet ediyorum, Charlie'nin Barı diye ufak, güzel bir bar var, oraya gidip bir şey içeriz.
George and I'll go down the street and have a drink.
George ve ben diºari çikip bir ºeyler içecegiz.
I have some rum in the pantry, I'll get you a drink.
Kilerde eski romum var, size bir içki getireyim.
Let's have a drink and I'll show it to you.
Hadi bir şeyler içelim sonra sana işyerimi göstereyim.
I got to have a drink. I'll find somebody I know downtown.
Birşeyler içeyim en iyisi.Şehirde tanıdık birisine de rastlarım.
Now, I'll have a drink, if I may.
- Mümkünse bir içki alayım.
However, I'll be there later. Perhaps we might have a drink together.
Daha sonra orada olacağım ve belki beraber bir içki içeriz.
When I see you across the room with a girl... when I see you dancing with her... something inside of me jumps... and I think I'll just have to have a drink or I'll do something terrible.
Seni karşı odada bir kızla birlikte görünce.. ... onunla birlikte dans ettiğini görünce içimde garip bir his oluyor ve içmeliyim diye veya korkunç bir şey yapmalıyım diye düşünüyorum.
I'll just have a drink. What I really need is some sleep.
Aslında ihtiyacım olan biraz uyku.
I'll introduce you to my mother, we'll have a drink you can see the house and then we'll leave. Okay?
Seni annemle tanıştıracağım, birer içki alırız evi görürsün, sonra da ayrılırız.
- No, I'll just have a drink in my room.
- Hayır, sadece odama bir içki istiyorum.
Yeah, I think what we'll do is go straight up, have a fast drink, and pop up to bed.
En doğrusunun, hemen bir içki alıp, yatmak olduğu düşünüyorum.
We'll have a drink and then I'll help you clear up.
Bir şeyler içeceğiz, sonra da ortalığı toplamana yardım edeceğim.
I'll have a drink.
O halde bir içki içelim.
We'll go to dinner and have a drink and I'll bring her right back.
Bir şeyler yiyip içip döneceğiz.
It feels just like a holiday I think maybe I'll have me a little drink.
Sanki tatil havası var. Belki biraz içerim sanırım.
I'll have her make a daily drink that'll be fresher, safer and more vitamin-rich than any pills.
Günlük olarak hazırlatacağım içecek haplardan daha taze, güvenli ve vitaminli olacaktır.
Well. I think I'll go down and have a last drink with them three limeys.
Gidip, o üç Adalıyla son bir içki içsem iyi olacak.
- Have a drink. I'll get it.
- Ne yapacağız?
I'll have a drink.
Bir içki içeceğim.
Give them both a drink, and I'll have one.
İkisine de içki ver, bir tane de bana.
- I'll have a drink.
- Bu ne?
I think we'll all have a drink.
Sanırım hepimizin bir içkiye ihtiyacı olacak.
After this, I'll probably have to buy them a drink or two.
Bu işten sonra, onlara birer içki ısmarlamam gerekebilir.
You know what? Have another drink, and I'll fix you up a bed.
Bak ne diyeceğim, sen bir içki daha iç, ben de sana yatak yapayım.
Yes, I'll just have a soft drink, please.
Evet, hafif bir içki istiyorum, lütfen.
We'll have a drink, then I'll leave.
Bir içki içeriz, sonra giderim.
You stay here, I'll get your clothes, and when I come back, we'll go out and have a drink, OK?
Burada kalıyorsun, ben kıyafetlerini alacağım ve geri döndüğümde bir şeyler içmeye gideceğiz, tamam mı?
- Oh. I'll have a drink at the bar.
O zaman barda içeceğim.
I'll buy you a drink... - I'll have a brandy...
Sana içecek bir şeyler alayım... — Ben Brandy alayım...
– No, I'll have a drink instead.
- Hayır, ben bir kadeh bir şey içerim.
Gee whiz. If you're not gonna Serve me a drink, well... I'll just Have to drink his.
Bana içki servisi yapmıyorsan... ben de bunu içmek zorunda kalırım.
- I think I'll have a drink.
- Sanırım, o zaman bir içki içerim.
Sure I'll have a drink.
- 10. Alırım. Neden olmasın?
You see, I know what to do. Here, we'll have a drink.
Meleklerden ya da şeytandan ne yapması gerektiğini öğrenen adamlardan biri değilim.
"I leave the enclosed cash to Holling's bar, in hopes that you'll all go and have a drink or two on me when you leave here."
"Zarftaki parayı Holling'in barına bırakıyorum.." ".. böylece gidip orada benden birer içki içebilirsiniz "
I guess I'll have to buy you a drink.
Sanırım sana bir içecek ısmarlamalıyım.
Let's have a drink, and I'll show you around.
Gel bir şeyler içelim sana etrafı göstereyim.
I'll have a drink with Qinglai
Qinglai ile birşeyler içeceğim.
I was going to say we'll have a drink then.
Bittiğinde de oturup beraber içeriz artık, diyecektim.
Since you insist, I'll have a drink.
Madem ısrar ediyorsunuz, bir şeyler içeyim bari.
I'll make it formal later and we'll have a drink
Resmi tanışmayı daha sonra içki içerek yaparız.
- I'll have a drink.
- İçki alayım.
- and that he calls for drink I'll have prepared him a chalice for the nonce, whereon but sipping if he by chance escape your venomed stuck our purpose may hold there.
Hamlet bir şey içmek ister nasıl olsa öyle özel bir içki hazırlarım ki ona..... bir yudum içmeyi görsün.
I'll have a root beer, and he needs something to drink right away.
Ben bir kök birası alacağım ve onun acilen bir içkiye ihtiyacı var.
Maybe I'll have a drink.
Bir şeyler içeyim en iyisi.
Dad, if you just drink one more, I'll have a full bag.
Baba, bir tane daha içersen tam bir poşet olacak.
I haven't had a drink yet but I'll have one now for his salvation.
Yeterince içmedim ama onun kurtuluşu için içeceğim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]