I'll tell you everything i know перевод на турецкий
147 параллельный перевод
I'll do YOU a deal - you tell me everything you know, and I won't arrest you for obstructing a police investigation.
Ben bir anlaşma önereyim - siz bildiğiniz her şeyi anlatın, ben de polis soruşturmasını engellemekten sizi tutuklamayayım.
I'll tell you everything I know - even what we were looking for in that damn building.
Dinleyin, size her şeyi anlatacağım! O lanet binada ne aradığımızı bile...
If you force me to be a traitor, I'll go to the French police and tell them everything I know.
Beni hainlik yapmaya zorlarsan Fransız polisine giderim ve bildiğim her şeyi anlatırım.
No need for questions, I'll tell you everything I know.
Soruya gerek yok. Size her şeyi anlatacağım.
I'll tell you everything I know.
Bildiğim her şeyi size anlatacağım.
I'll tell you everything I know under oath.
Size bildiğim her şeyi anlatacağım.
I'll tell you everything you want to know, but not here.
Öğrenmek istediğiniz her şeyi size anlatırım ama burada değil.
By the time I'm through with you... you'll be ready to tell me everything I want to know.
Sizinle işim bitirmeden evvel... öğrenmek istediğim her şeyi bana anlatacaksınız.
I'll tell you everything I know.
- Bildiğim her şeyi size söyleyeceğim.
I'll tell you everything, but I don't know how to
Sana herşeyi anlatacaktım, ama nasıl yapacağımı bilemedim.
If it may help you, I'll tell you everything I know.
Bana yardım ederseniz, size bildiğim herşeyi anlatırım.
I'll tell you everything I know about Arminda.
Size, Arminda hakkında tüm bildiklerimi anlatacağım.
I'm sure he'll tell you everything you want to know.
Bilmek istediğiniz herşeyi size anlatacaktır.
I'll tell you everything I know.
Bildiğim her şeyi anlatacağım.
All right, look... If I lose, I'll tell you everything you want to know.
Tamam, bak eğer kaybedersem, bilmek istediğin her şeyi öğreneceksin.
Now, if you tell me everything you know I promise you I'll kill you quick.
Şimdi bana bildiğin herşeyi anlat fazla kıvranmayacaksın, söz.
I know it's kinda sudden and everything, so I'll tell you what.
Biliyorum, bu çok ani oldu, ama bak ne diyeceğim.
Everything I tell you imagine is coming from him because I know every game he ever played, so, in effect, he's going to be teaching you, and you'll become him.
Sana her söylediğimin ondan geldiğini düşün çünkü oynadığı her oyunu biliyorum, böylece, aslında, sana o öğretiyor olacak, ve sen o olacaksın.
You bring my hearts and give them back to me, I'll tell you everything you wanna know.
Siz kalplerimi getirip bana verin, ben de size bilmek istediğiniz herşeyi anlatayım.
If you give us a 30-day extension on the loan, I`ll tell you everything I know... and make you a great deal of flubber.
Borcumuzun son ödeme tarihini 30 gün ileri atarsanız bildiğim her şeyi anlatırım ve size, oldukça fazla Uçastik imal edebilirim.
So, um, I'll see you at gym, and you can tell me everything there is to know about you.
Spor salonunda görüşürüz. Sen de bana hakkında bilmem gereken her şeyi anlatabilirsin.
Because if you do, I'll tell you everything you want to know.
Çünkü eğer gerçekten istiyorsan sana her şeyi anlatırım.
I'll tell you everything that you want to know.
Bilmek istediğin her şeyi anlatacağım.
I promise, if you just let me spend the night and get some sleep, I'll tell you everything you wanna know about me tomorrow.
Söz veriyorum, eğer bu geceyi burada geçirmeme ve uyumama izin verirseniz, benim hakkımda bilmek istediğiniz her şeyi anlatacağım.
Give me a break, Dad, I'll tell him everything, you know that.
Bana biraz zaman ver baba. Herşeyi anlatacağımı biliyorsun.
But if you absolutely need to know, don't be afraid, I'll tell you everything.
Yine de, gereksiz olduğunu düşünsem de, her şeyi açıkça anlatacağım.
I'll tell you everything. I'll tell you every little detail... about everything you wanna know.
Bilmek istediğin her şeyi en küçük detayına kadar anlatacağım.
- Shoes. I'll tell you everything I know over lunch tomorrow as long as your club promoter boyfriend doesn't try to run me over with his motorcycle again.
Yarın öğle yemeğinde bildiğim her şeyi sana anlatırım tabii o gece kulüpçü sevgilin beni motoruyla tekrar ezmeye kalkmazsa.
I'll tell you everything I know.
Bildiklerimi size anlatacağım.
You let me see him, and I'll tell you everything you wanna know.
Onunla görüşeyim, sonra istediğiniz her şeyi anlatırım.
You change that... you save them, and I'll tell you everything you want to know.
Sen bunu değiştirip onları kurtar ben de sana istediğin her şeyi anlatayım.
Why don't I tell you everything I know, and then we'll just take it from there, OK?
Neden ben sana bildiğim her şeyi söylemiyorum, sonra oradan devam ederiz, tamam mı?
Hi, sir, Hal Armstrong from the immigration service, I m here to conduct some interviews What do you want to know, cause I ll tell you everything
merhaba, beyefendi, Hal Armstrong göçmen bürosundan, Bazı görüşmeler yapmak için buradayım ne bilmek istiyorsun, çünkü sana herşeyi anlatacağım
You either tell me everything you know about Alexander... or I'll charge you as an accessory to kidnapping... and you're gonna get a taste of what American prison's like.
Ya bana Alexander hakkında bildiğin her şeyi söylersin ya da seni adam kaçırmaya suç ortaklığından suçlarım ve Amerikan hapishanelerinin tadına bakarsın.
I'll tell you everything that we know as long as you do the same.
Bildiğimiz her şeyi anlatırım. Sizden de aynısını isterim.
I may regret this, but take notes...'cause I'll tell you everything you need to know about my sister.
Pişman olabilirim ama not al... Çünkü, kardeşim hakkında bilmen gereken her şeyi söyleyeceğim.
Okay, I'll tell you everything I know about Melissa Sumner... but I need you to pay attention... because you never know what's gonna be important.
Tamam, Melissa Sumner ile ilgili her şeyi anlatacağım ama dikkat etmen gerek çünkü neyin önemli olduğunu asla bilemezsin.
Yeah, okay, uh, "yo, please stop, stop. I'll tell you everything I know."
Evet, tamam, "lütfen durun, tamam, bildiğim her şeyi anlatıyorum."
Three dates, and I'll get you here, to the high-stakes medal round... where eight out of 10 women believe that the first kiss... will tell them everything they need to know about the relationship.
Üç randevuda sizi riskli madalya raunduna çıkarabilirim. 10 kadından sekizinin ilk öpücüğün... ilişki hakkında onlara her şeyi anlatacağına inandığı aşamaya.
I'll tell you everything I know.
Sana bildiğim her şeyi anlatacağım.
I'll tell you everything Zach and I do, and I'm going to let you know the ins and outs of whatever.
Zach'la yaptığımız her şeyi söyleyeceğim, ve konu ne olursa olsun bütün ayrıntıları sana bildireceğim.
shut down leviathan, and i'll tell you everything you want to know.
Leviathan'ı kapat, bildiğim her şeyi söyleyeyim sana.
I'll tell you everything you need to know.
Bilmeyi istediğin her şeyi anlatacağım.
- You'll have to talk to a judge... and you'll have to tell him everything. - I know.
- Biliyorum.
I'll tell you everything that I know over dinner tomorrow.
Yarın akşam yemeğinde, sana tüm bildiklerimi anlatacağım.
You'll go back when you tell me everything I need to know.
Anlatırsan bırakırım.
I'll tell you everything I know about this.
Bu konuda bildiğim her şeyi size anlatacağım.
I was hardly privy to everything about his practice, but I'll be glad to tell you what I know.
Mesleğiyle ilgili sırlarını benimle pek paylaşmazdı ancak bildiğim kadarını severek sizinle paylaşabilirim.
I'll tell you everything you want to know if you just get me out of here.
Beni buradan çıkarırsan bilmek istediğin her şeyi anlatacağım.
I'll need you to tell me everything I have to know about this case as quickly as humanly possible, okay?
Bu davayla ilgili bilmem gereken Herşeyi anlatmanıza ihtiyacım olacak. İnsanlarca mümkün olduğu kadar tabi, Tamam mı?
I'll tell you everything I know.
Bildiğim her şeyi size söyleyeceğim.