I'll wait for you here перевод на турецкий
202 параллельный перевод
Wait here, I'll go fetch an umbrella for you
Burada bekleyin, gidip şemsiye getireceğim.
You mean, you'll go for your car while I wait here?
Er ya da geç bulunacaktır tabii, ama belki bir haftadan önce olmaz.
I'll wait for you here and will go out his way.
Burada bekleyip arkadan çıkayım.
You can tell my beloved brother that I'll wait for him here.
Sevgili kardeşime sabah onu beklediğimi söyle.
- I'll wait here for you.
- Seni burada bekleyeceğim.
No, I'll wait for you here.
Hayır, seni burada bekleyeceğim.
- I think I'll wait here for you, Harry.
- Burada kalıp seni bekliyeceğim, Harry.
I'll wait for you here.
sizi burada bekliyorum!
I'll get it for you. Wait here.
Şimdi getiririm, burada bekle.
I'll wait for you here.
Seni burada beklerim.
I'll wait for you here.
Seni burada bekleyeceğim.
I'll wait here for you.
Seni burada bekleyeceğim.
- I'll wait for you here.
- Seni burada beklerim.
No, I'll wait for you here, Father.
- Hayır, burada beklerim baba.
I'll wait for you here, right?
Seni burada bekleyeceğim, tamam mı?
I'll wait for you here. I'll stay home all day long.
Seni burada bekleyeceğim.
Elena, wait here, I'll call for you. It might be worse here.
Elena, wait here, I'll call for you.
- I'll wait for you here.
- Seni burada bekleyeceğim.
I'll wait right here for you to return.
Ben burada dönmeniz için bekleyeceğim.
I'll wait here for you.
Seni burada bekliyorum.
I'll wait for his news here You should go back to see if everything's okay
haberlerini bekleyeceğim herşey yolunda olur umarım
You'll wait for me here I'll deal with them
beni burda bekleyin ben hallederim!
Well, I'll wait for you here, then.
Pekala, seni o zaman burada bekleyeceğim.
- I'll wait until you call... and I'll meet you when you come to buy the living room drapes at Bloomingdale's. Yeah, and then we'll have lunch downstairs... and we'll come up here till it's time to get dressed... and go out and buy lamb chops for his dinner.
Evet, sonra aşağıda yemek yiyeceğiz ve giyinme zamanı gelene kadar yukarı çıkmış olacağız ve akşam yemeği için kuzu pirzolası almak için dışarı çıkacağız.
- That's why I'll wait for you out here.
- İşte bu yüzden dışarıda seni bekliyor olacağım.
Miss Jiang You've been exposed you can't stay with the group I'll leave two men behind you stay here and wait for the Chief
Jiang hanım yorgun olmalısınız bizimle gelmeseniz de olur size 2 adam bırakacağım burda kalıp Şefi beklersiniz
I'll stay here. I'll wait for you.
Ben burada kalır seni beklerim.
Ok, I'll park here, sit like a flower pot and wait for you.
Ben buraya park ederim, saksı gibi oturur ; sizi beklerim.
- Wait here for me. I'll come and get you.
- beni burda bekle, seni sonra çağırırım
We're here. I'll wait for you.
Buradayız. Seni bekleyeceğim.
I'll wait for you here.
Ben seni burada beklerim.
You'll go to La Guaira and I'll wait for you here.
Ben burada seni beklerken sen La Guaira'ya gideceksin.
I guess you'll have to wait here for someone who's going that way.
Galiba o tarafa giden birini beklemek zorundasınız.
I'll wait right here for you.
Seni burada bekleyeceğim.
I'll wait for you here tomorrow.
Yarın burada bekleyeceğim seni.
If you wait here for a moment, I'll tell her ladyship you've arrived.
Burada biraz beklerseniz, geldiğinizi hanımefendiye söylerim.
I'll wait here for you to leave, then I'll go.
Ben burada gitmenizi bekleyeyim.
I'll wait for you here.
Burada bekliyorum.
I guess I'll wait for you here until you come back, made happy.
Sanırım seni burada bekleyeceğim. Sen dönene ve mutlu olana kadar.
No, I'll wait for you here.
Hayır, burda beklerim.
Wait for me, I'll tell him you're here.
Geldik. Bekle geldiğini söyleyeceğim.
I'll wait for you here!
Sizi burada bekleyeceğim!
I`ll wait right here for you.
tam burada seni bekliyor olacağım.
Get your stuff, I'll wait here for you.
Eşyalarını topla, seni burada bekleyeceğim.
I'll wait here for you, to take you home.
Seni eve götürmek için burada bekleyeceğim.
I'll wait for you up here.
Seni burada bekleyeceğim.
Why don't you go pay for the car and I'll wait out here and see that you get out OK?
Neden sen gidip parayı ödemiyorsun? Ben de burada siz sağ salim gidene kadar bekleyeyim.
I'll wait for you down here.
Ben sizi burda beklerim.
I'll wait for you here, sir.
- Sizi burada bekleyeceğim.
Then you wait here. I'll look for a taxi.
Burada benim bekleyin, taksi bulup geleyim.
Wait for me here, i'll come back for you, love Mark.
/ Beni burada bekle. Senin için döneceğim. / Sevgiler, Marc.