I'm afraid i don't understand перевод на турецкий
119 параллельный перевод
I'm afraid I don't understand.
Bir şey anlamıyorum.
- I'm afraid I don't understand you.
Korkarım seni anlamıyorum.
- I'm afraid you don't understand.
- Anlamadınız. Birini geri getirdim.
I'm afraid you don't understand, monsieur.
Anlamıyorsunuz, mösyö.
I'm afraid you don't understand.
Korkarım anlamadınız.
I'm afraid I don't understand a thing you're saying, Frances, and we're late now with our arithmetic.
Korkarım söylediğin hiçbir şeyi anlamıyorum, Frances. Matematik dersimize de geciktik.
Well, I'm afraid I don't quite understand what you mean. Excuse me.
Korkarım ne demek istediğinizi pek anlamadım.
You know, you're rather charming yourself, but I'm afraid I don't quite understand you.
Biliyor musun, sen de oldukça çekici birisin ama korkarım seni yeterince iyi anlayamadım.
I'm afraid I don't understand what you're getting at.
Ne istediğinizi anlamış değilim.
But I don't do it because I'm afraid people wouldn't understand.
Ama gülemiyorum, çünkü insanların anlamayacağından korkuyorum.
I'm afraid I don't understand the fine points of war.
Korkarım ki savaşın iyi yönünü anlamadım.
I'm afraid I don't understand.
Korkarım anlamadım.
I'm afraid I don't understand.
Gerçekten anlamıyor musun?
I'm afraid I don't understand.
Korkarım ama anlamıyorum.
I'm afraid I don't understand.
Korkarım ki anlamıyorum.
So sorry. I'm afraid I don't understand. For you... 600!
Çok üzgünüm, korkarım sizi anlamıyorum.
Julia, I'm afraid you don't understand the corporate mind.
Julia, korkarım ki, şirket zihniyetini anlamıyorsun.
I'm afraid I don't understand Italian.
Korkarım İtalyanca anlamıyorum.
I'm afraid I don't understand.
Anlamıyorum.
- I'm afraid I don't understand the major.
- Korkarım binbaşını anlamıyorum.
I'm afraid I don't understand.
Ne yazık ki anlamıyorum.
I'm afraid I don't quite understand the reason for all -
Bunların nedenini pek anlayamadım.
I'm afraid I don't understand.
Dediğinizi anlayamadım.
I'm afraid it's you who don't understand.
Ne yazık ki anlamayan sensin.
I'm afraid I don't understand.
Korkarım anlamıyorum.
I'm afraid I don't understand
Korkarım anlamadım.
You've given a lucid explanation but I'm afraid I don't understand.
Net bir açıklama yaptın, ama korkarım anlamıyorum.
I'm afraid I don't understand.
Korkarım sizi anlamıyorum.
- Oh, I'm afraid you don't understand.
- Korkarım, siz anlamadınız.
- I'm afraid you don't understand all the problems involved.
- Korkarım bütün sorunları anlamıyorsunuz.
I'm afraid I don't understand.
Korkarım ki anlayamadım.
I'm afraid I don't understand.
Anlayamadım maalesef. Aman Tanrım.
- I'm afraid I don't understand.
- Korkarım, anlamadım.
Well, I'm afraid I don't understand any of this.
Korkarım ki bunların hiçbirini anlamıyorum.
Listen, I'm afraid that I don't understand what you mean.
Korkarım ki neden bahsettiğini anlamıyorum.
I'm afraid YOU don't understand, my dear fellow.
Korkarım sen anlamıyorsun, canım arkadaşım.
I'm afraid I don't understand, Miss Holmes.
Korkarım anlayamadım, Bayan Holmes.
I'm afraid I don't understand.
- Korkarım anlamıyorum.
Then I'm afraid I don't understand.
Öyleyse korkarım ki anlamadım.
I'm afraid I don't understand you, General.
- Korkarım sizi anlamadım General.
I'm afraid you don't understand.
Korkarım, anlayamadın.
I'm afraid I don't understand.
Pek anlayamadım.
I'm afraid I don't understand.
Korkarım anlayamadım.
I'm afraid I don't quite understand.
- Korkarım ama ben hiçbir şey anlamadım
I'm afraid I really don't understand what I'm looking for, michael.
Ne aradığımı tam olarak bilmediğim için hiçbir şey bulabilmiş değilim, Michael.
I'm afraid I don't understand your point.
Korkarım olayı tam olarak anlayamıyorum.
I'm afraid you don't understand, ma'am.
Korkarım anlamıyorsun, hanım efendi.
I'm afraid I still don't understand, sir.
Korkarım hala anlamıyorum efendim.
I'm afraid I don't really understand that genre.
Bu türden pek anlamıyorum.
I'm afraid you don't understand, Maestro.
Korkarım, anlamıyorsunuz Maestro.
Captain, I'm afraid you don't understand what a delicate situation this is.
Kaptan, korkarım bu durumun ne kadar hassas olduğunu anlamıyorsun.