I'm all for that перевод на турецкий
3,494 параллельный перевод
I'll stay for a minute, but I can promise you that no fun will be had by me at all.
Tamam. Biraz duracağım ama yemin ederim bu eğlenme işinin hiçbiri benim tarafımdan yaşanmayacak.
Well, I think that's all for now. Why don't we stand up, and everybody hold hands.
Ayağa kalkalım ve herkes el ele tutuşsun.
I've not spent the last year of my life scraping to that fat French pig for Princess Bona's hand for you to just throw it all away!
O Fransız domuzuna, Prenses'i ayarlasın diye bir yılımı harcadım! Sen her şeyi bir kenara at diye değil!
I know that you disappeared for five years, and then suddenly you show up again, and it's all, " Hey, Kyle, remember your old pal Ian?
Beş yıl boyunca ortadan kaybolduğunu ve aniden ortaya çıktığını sonra da gelip " Kyle, eski dostun Ian'ı hatırladın mı?
You know, six months ago, I probably would've just smiled and reheated this all up for you, and I would have been grateful that you showed up at all.
6 ay önce, muhtemelen gülümser ve senin için tekrar ısıtırdım...
So I-I talked to the Dean of Students about your offer, and she said she's willing to give me college credit for all the time that I spend here helping out.
Bu yüzden teklifiniz hakkında öğrenci dekanıyla konuştum. Ve O, size yardım ederek, tüm zamanımı burada geçirmek için üniversite kredisi vermek istediğini söyledi.
I sang " Don't Stop Believin'" for my audition, and when I sang it, I thought about that first week that we were all in Glee Club and how amazing we all were together, and it just brought back so many emotions, it made my performance so powerful, and, well, you were the one that put that all together, so...
Seçmelerde " Don't Stop Believin'" i seslendirdim, ve onu söylediğimde Glee Klübü'ndeki hepimizin birarda olduğu o ilk haftayı düşündüm hepimizin birlikte ne kadar inanılmaz olduğunu, ve yoğun duygularımı geri getirdi, bu performansımın güçlenmesini sağladı,
All fucking week I'd camp out for that!
- Yeter ki bekle desinler anasını satayım!
I, for one, am excited that we're all gonna be under the same roof for the next couple months.
Hepimizin önünümüzdeki birkaç ay boyunca aynı çatı altında olacağı için heyecanlıyım.
Now there is a step-by-step process for us all to follow, and I respectfully request that from now on... you abide by it.
Hepimizin izleyeceği bir adım adım süreci var, saygılarımla şu andan itibaren buna uymanızı rica ediyorum.
Could you tell her that for me? That I'm sorry for how all this has... been?
Olanlardan sonra ne kadar üzgün olduğumu ona söyleyebilir misin acaba?
I just... I got to get out for a little while, that's all.
Ben sadece... biraz dışarıda dolaşacaktım.
I guess that's all for now.
Sanırım şimdilik hepsi bu kadar.
All the people who rallied around me, who believed that I stood for something principled...
Etrafımı çeviren tüm insanları ilke sahibi olduğumu düşünen tüm insanları... Onları yüzüstü bıraktım.
Also, unless you want me to throw out all of my sexy underwear that I never wear, I'm gonna need the bottom drawer of your dresser for the rest of our lives. Not a problem.
Ayrıca hiç giymediğim seksi iç çamaşırlarımın hepsini atmamı istemiyorsan hayatımızın geri kalan süresi boyunca dolabının en alt çekmecesine ihtiyacım olacak.
You know, I'm sorry for all the pain that I caused you.
Bilmelisin ki, sebep olduğum bütün acılar için üzgünüm.
I'm not doing it, Andrew. I'm not going through all that again, not even for you.
Yaşadıklarımı bir daha yaşayamam.
Diggle, for the past 4 months, I have lied to, hurt, and hid things from all the people that I care about. Do you really think that I would do all of this if I wasn't sure?
Diggle, şu geçtiğimiz 4 ay içinde, yalan söyledim, zarar verdim, ve önemsediğim herkesten bir şeyler sakladım gerçketen bunların hepsini en ufak bir şüphem olsaydı yapar mıydım?
I'm laughing because I wish I had a nickel for all the people who came up to me and told me that.
Gülüyorum çünkü gelip bunu bana söyleyen herkesten beş sent alsaydım keşke diye.
That's easy for you to say, but I was here by myself all summer.
Senin için söylemesi kolay tabii. Ben tüm yaz boyunca yalnızdım.
I'm not one of those people who thinks that what we did was all right because it was necessary for our survival, or that we were somehow an advanced species, so killing the living doesn't count.
Ben hayatta kalmak için öldürmemiz gerektiğini ya da üstün bir tür olduğumuz için yaşayanları öldürmenin önemli olmadığını düşünenlerden değilim.
The transcendence of the spirit I'm all for, but turning someone's grief into a theatrical event, that I find somewhat dubious.
Ruhun üstünlüğünde hemfikirim ama bir insanın kederinin tiyatro haline getirilmesini biraz şüpheli buluyorum.
I-I guess I'm just trying to make up for everyone who let her down, that's all.
Onu hayal kırıklığına uğratanların yaptıklarını telafi etmek istedim sanırım.
As far as I'm concerned, all they need to know is that mommy's going out on tour again, daddy's running for mayor.
Bana kalırsa onların tek bilmesi gereken, annelerinin tekrar tura çıktığı ve babalarının başkanlık seçimine hazırlandığı.
I'm sure we can all agree that the safety of the family was paramount, and we thank you both for their rescue.
Eminim hepimiz ailenin güvenliğinin her şeyden üstün olduğunu kabul edebiliriz ve kurtuldukları için ikinize de teşekkür ederiz.
I drove all night for that.
Gitmek için bütün gece araba kullandım.
I just don't want you to think that I'm not there for you if you decided to keep it, that's all.
Bunun için burada olduğumu düşünmeni istemiyorum eğer kararında ısrarcıysan, hepsi bu.
Anyways, I'm the one who'll put a stop to all that, making it preferable for them to go in another direction.
Bütün bunlara son verecek kişi benim başka bir yöne gitmelerini tercih etmelerini sağlayacağım.
Now they are all that I long for.
Şimdiyse arzuladığım tek şey oldular.
For all that I have done.
Yaptığım her şey için.
So I told him I'd leave all that out of the report, write it up as an accident, and for him to keep it to himself.
Ben de ona bu kısmı ifadesinden çıkartacağımı söyledim. Kaza olarak rapor edeceğimi ve bunları kendisine saklamasını söyledim.
No, it's for me to snort for work because I'm planning to write an article that exposes all of my vulnerabilities to the entire Internet.
Çünkü tüm hassas noktalarımı internet âlemine teşhir edecek bir yazı yazmayı düşünüyorum.
I'm just saying I don't think you have the appropriate disposition for this job, that's all.
Bu iş için gerekli tavra sahip değilsin bence, bu kadar.
I'm afraid I'm about to bollocks that all up for you now.
Maalesef ki şimdi sizin için tüm bu saçmalıklara bir son vereceğim.
Because the moment that I saw you there, unconscious, I realized that, despite the shitty way that it all ended, you were it for me, Dexter.
Seni orada baygın hâlde gördüğümde aramızdakinin berbat bir şekilde bitmesine rağmen benim için çok değerli olduğunu anladım, Dexter.
I'm responsible for all that.
Herşeyden ben sorumluyum.
You know, and I was reaching for all this stuff, but all I really needed was to look at someone and be like, "oh, that person wants to be there after I'm dead," you know?
Başka şeyleri ararken aslında tek yapmam gereken ben öldükten sonra beni hatırlayacak birini aramammış aslında.
So that I'm feeling all these big feelings and containing all this stuff for everybody else and it's like...
İçimde bu duygular var, başkaları görsün diye gitmesine izin vermiyorum. Zor geliyor.
Now that we got that major problem solved... All I was trying to say is, you're not going to find a lot of decent cars for $ 830.
Bu büyük problemi de çözdüğümüze göre söylemeye çalıştığım şey 830 dolara pek fazla adam gibi araba bulamayız.
I'm not upset with Harry for doing all the dumb shit that he's done.
Yaptığı onca aptallık yüzünden Harry'ye kızgın değilim.
And I'm sorry for saying dicks in your church, Father Thomas, but then you did say that my daughter was going to hell so it's all relative.
Kilisesinde yavşak sözcüğünü söylediğim için özür dilerim Peder Thomas ama sizin de söylediğiniz gibi göreceli şeyler yüzünden kızım cehennem'e gidebilir.
Is that all I'm good for?
Tüm bunlar benim iyiliğim için mi?
And for all the dowry cases that come your way, I get 15 % commission.
Ve gelen her çeyiz davası için % 15 alırım.
You know, because of my childhood, I won't be able to process the fact that you've all just done something nice for me, so if I run into you in ten years and start crying, this is what it's about.
Çocukluğum yüzünden benim için güzel şeyler yapmanızı anlayamayacağım on yıl sonra sizinle karşılaşırsam ve ağlamaya başlarsam bu yüzdendir.
So I's been asked by the judge to be the foreman, and I want y'all to know that we's gonna run a fair jury and a clean jury, so I brought some wet naps for everyone to wipe off their areas.
Yargıç benden jüri başkanı olmamı istedi. Adil ve temiz bir jüri olacağımızı bilmenizi istiyorum. Bu yüzden temizlenmeniz için hepinize ıslak mendil getirdim.
I would just like to point out that Kim Terlando stole all of my jokes for the Pawnee Correspondents'Lunch, and they were great jokes.
Kim Terlando'nun Pawnee Basın Yemeği'nde benim şakalarımı çaldığını da belirtmek isterim ve onlar harika şakalardı.
You need to get rid of all the stuff that you don't need, or I'll do it for you.
İhtiyacın olmayan tüm eşyaları atacaksın yoksa ben senin yerine yaparım.
Look, the last time that she was here, she stole $ 100, and I didn't see her for days, all right?
En son geldiğinde 100 $ çalmıştı ve onu günlerdir görmüyordum, tamam mı?
I, for one, am excited that we're all gonna be under the same roof for the next couple months.
Hepimiz önümüzdeki birkaç ay boyunca aynı çatı altında olacağımız için heyecanlıyım.
I am so sorry for all that I put you through, and I am willing to do whatever it takes to make it right.
Sana verdiğim tüm zararlar için özür dilerim, ve bunu doğru yapmak için ne gerekiyorsa yapmaya hazırım.
Not anymore. I have always believed that Shelby has an ulterior motive for dating Daddy, and I am going to prove it and get rid of her once and for all.
Hep Shelby'nin babamla çıkmasında gizli bir amacı olduğuna inanmıştım.
i'm all yours 120
i'm all over the place 19
i'm all set 66
i'm all ears 232
i'm all good 49
i'm all alone 109
i'm all done 35
i'm all wet 16
i'm all over it 79
i'm all right 1565
i'm all over the place 19
i'm all set 66
i'm all ears 232
i'm all good 49
i'm all alone 109
i'm all done 35
i'm all wet 16
i'm all over it 79
i'm all right 1565
i'm all out 36
i'm allergic 74
i'm all for it 64
i'm all in 81
i'm all 40
i'm allowed 22
i'm all right now 36
for that matter 510
for that 365
for that reason 51
i'm allergic 74
i'm all for it 64
i'm all in 81
i'm all 40
i'm allowed 22
i'm all right now 36
for that matter 510
for that 365
for that reason 51
i'm an accountant 23
i'm afraid i can't 43
i'm at work 124
i'm around 48
i'm afraid i don't 54
i'm angry 120
i'm at your disposal 18
i'm at home 65
i'm afraid i can't help you 20
i'm andy 36
i'm afraid i can't 43
i'm at work 124
i'm around 48
i'm afraid i don't 54
i'm angry 120
i'm at your disposal 18
i'm at home 65
i'm afraid i can't help you 20
i'm andy 36