I'm asking you now перевод на турецкий
384 параллельный перевод
I'm asking you, now.
Şimdi istiyorum.
But all I'm asking now is that you will consider it.
Fakat şu anda sadece bunu düşünmenizi istiyorum.
I hesitated before asking you to come here so soon after your loss. But now that you're here I hope you won't mind if I plunge straight into business?
Acınız bu kadar tazeyken sizi çağırmak konusunda tereddüt ettim ama geldiğinize göre umarım hemen konuya girmemden rahatsız olmazsınız.
Now, about this team and the outfit, I'm not asking you for any payment for it.
Atlar ve araç-gereç için herhangi bir ödeme yapmanızı beklemiyorum.
I'm asking you now, let him go.
Billy, bırak onu.
- I'm asking you now.
- Şimdi istiyorum.
I've never asked you this but I'm asking you now, simply, purely, hold it! Now I'm asking you to hold it.
Şimdi durmanızı istiyorum.
Whereas right now, you're asking me questions, I'm trying to answer but the script is mine, the thoughts are my own.
Madem ki bana şu anda sorular soruyorsun. Ben de cevaplama çalışacağım. Ama senaryo ve düşünceler bana ait.
Now I'm asking you to help me find this man.
Senden bana yardım etmeni istiyorum.
Now I'm asking you to go.
Şimdi ise gitmeni istiyorum.
I'm asking you now.
Şimdi soruyorum.
- I'm asking you now.
- Şimdi soruyorum.
I'm asking you now for tomorrow morning.
Yarın sabah için bugünden istiyorum.
Now, uh, maybe you swabs can, uh, pool your intelligence and sees that I'm asking you for an apologiky.
Şimdi, belki siz pislikler, aklınızı kullanıp... sizden bir özür beklediğimi anlarsınız.
Now, every time you see me I'm asking you for money.
Her zaman maddi destek konusunda arkamda oldunuz.
"Now i understand, why my friend keeps asking about you. How is..."
Arkadaşımın seni sormasını şimdi anladım.
Now, I'm asking you as an American to help us to protect ourselves against them.
Bir Amerikalı olarak, onlara karşı, kendimizi korumamızda yardım etmenizi istiyoruz.
Frasier, I'm asking you to leave with me now.
Frasier, şimdi benimle gelmeni istiyorum.
Now do as I have said, I was not asking you.
Beni yanıltmayın. Sizinle tartışmayacağım.
Oh, Dorothy. I don't ask many favors of you, but I'm asking one now.
Dorothy, senden çok fazla iyilik istemem ama şimdi istiyorum.
Well, now, you seem to be asking more questions than I'm willing to answer at the moment.
Bakın, şu an cevaplamak istediğimden daha fazla soru soruyorsunuz.
I'm asking you nicely now, go home.
Sizden kibarca rica ediyorum, evinize gidin.
Oh, now come on honey, I ain't asking you to wash the windows or nothing... I just want a beer.
Aa, yapma tatlım! Senden bulaşıkları yıkamanı falan istiyor değilim sadece bir bira. Hadi ama!
Now, you can have Saturday nights, but only if you ask me in advance. Okay, I'm asking you in advance :
Benimle mezuniyet balosuna gelir misin?
- Right now, I'm asking you.
- Şu anda, bunu size soruyorum.
I'm asking you now :
Şimdi size bir soru sormalıyım ;
All I'm asking is that, years from now, when we're just a distasteful memory to each other, we can say we helped create a charming, touching ceremony. What d'you say?
Tek istediğim, bundan yıllar sonra, uzak ve tatsız birer anı olduğumuzda, etkileyici ve anlamlı bir tören olmasına katkıda bulunduğumuzu söyleyebilmek.Ne dersin?
Somewhere under all that scar tissue, there's the faintest flicker of what we once felt. I'm asking you to feel that now.
Bütün bu yaraların altında bir yerlerde bir zamanlar hissettiğimiz sevgi hala var ve onu tekrar hissetmeni istiyorum.
Never, but I'm asking you now.
Asla, ama şimdi istiyorum. Yap bunu.
Thank you for asking. I'm fine now. Bob's gone.
İyiyim, sorduğunuz için sağ olun, iyiyim.
Now, Phillip, I'm asking you.
Ben sana soruyorum.
Now I'm asking you to return it.
Şimdi onu geri istiyorum.
I'm asking you now, as a friend... please, let me conduct this investigation.
Şimdi bir arkadaş olarak senden rica ediyorum lütfen izin ver bu soruşturmayı ben yapayım.
I guess now I'm asking you.
Şimdi yardım istiyorum.
- I've never asked you before but as your son, I'm asking you now. - Hercules...
- Herkül- -
Now, I'm not asking you for money.
Bana bak, bunu para için söylemiyorum.
I'm asking you as an honorable man with all of your experience all that you've seen would we be here right now if this was anyone other than Dolores Claiborne?
Sorarım size saygıdeğer biri olarak onca deneyiminizle görgünüzle cevap verin acaba bu kadın Dolores Claiborne'dan başkası olsaydı şimdi burada olur muyduk?
I " m asking you to marry me now.
Sana şu anda evlenme teklifinde bulunuyorum.
But now I'm asking you, when will we know?
Sorum şu, ne zaman emin olabileceğiz?
So I'm asking you : If I serve him up as a man of honour, will you say to me now that you will cut me loose once and for all?
Şimdi soruyorum, onu size verirsem sözünün eri biri olarak, beni rahat bırakacağınıza söz veriyor musun?
If we were spies, we wouldn't be asking what I'm going to ask you now.
Eğer bizler birer ajansak, şimdi size soracağım soruyu asla sormamamız lazım.
- Well, I'm asking you now. - You been there nearly a twelvemonth.
- Şimdi davet ediyorum ya.
I know, you're right. Now I'm asking again.
- Az önce sordun ya.
I was asking, would you like to go somewhere now that we're here?
Kimsin sen? ! Buraya gelmişken görmek istediğiniz bir yer var mı diye soruyordum.
Now, look, man, all I'm asking you to do is get in the trunk, hold this fuckin'shotgun, point it at these Buddha-heads when I open it, all right?
Senden tek istediğim bagaja girip... silahı elinde tutman ve bagajı açtığımda silahı o Buda kafalılara doğrultman.
I'm asking you to come out now.
Çıkmanızı emrediyorum.
Now, I'm not asking you this time, Frank.
Hayır, bu sefer senden rica etmiyorum, Frank.
I'm asking you to please just trust me on this Rachel Banks thing right now.
Senden tek istediğim, lütfen Rachel Banks konusunda bana güven.
I'm asking you now, will you help us?
Tekrar soruyorum, bize yardım edecek misin?
I've worked with you, now I'm asking you to work with me.
Ben size yardım ettim, siz de bana yardım edin.
You know, maybe I'm asking for it but I would rather you say whatever it is you're thinking than continue to look at me the way you are right now.
Belki kendim kaşınıyorum ama bana o şekilde bakmaya devam etmektense kafandan geçenleri söylemeni tercih ederim.
i'm asking you 416
i'm asking 169
i'm asking for your help 18
i'm asking you to trust me 18
i'm asking you nicely 24
i'm asking you to leave 19
i'm asking you a question 35
you now 31
i'm an accountant 23
i'm all yours 120
i'm asking 169
i'm asking for your help 18
i'm asking you to trust me 18
i'm asking you nicely 24
i'm asking you to leave 19
i'm asking you a question 35
you now 31
i'm an accountant 23
i'm all yours 120
i'm afraid i can't 43
i'm at work 124
i'm around 48
i'm all over the place 19
i'm afraid i don't 54
i'm all good 49
i'm angry 120
i'm at your disposal 18
i'm all set 66
i'm all ears 232
i'm at work 124
i'm around 48
i'm all over the place 19
i'm afraid i don't 54
i'm all good 49
i'm angry 120
i'm at your disposal 18
i'm all set 66
i'm all ears 232